Çelik

Kısaca: Alm. Stahl (m), Fr. Acier (m), İng. Steel. Bileşiminde % 1,8’den daha az karbon bulunan, demir karbon alaşımı. Alaşımlı çeliklerde karbon oranı % 2,1’e kadar çıkabilir. Çelik üretimi millî ekonominin gelişme göstergelerinden biridir. Üretimi basit mâdencilik ve çiftçiliğin tersine teknolojiye ihtiyaç gösterir. Çelik; demiryollar, motorlu vâsıtalar, uçak ve diğer modern makinalar için esastır. ...devamı ☟

Çelik
Çelik

Alm. Stahl (m), Fr. Acier (m), İng. Steel. Bileşiminde % 1,8’den daha az karbon bulunan, demir karbon alaşımı. Alaşımlı çeliklerde karbon oranı % 2,1’e kadar çıkabilir. Çelik üretimi milli ekonominin gelişme göstergelerinden biridir. Üretimi basit madencilik ve çiftçiliğin tersine teknolojiye ihtiyaç gösterir. Çelik; demiryollar, motorlu vasıtalar, uçak ve diğer modern makinalar için esastır.

Üretimi: Yüksek fırından elde edilen ham demir % 2-4,5 karbon ve önemli miktarda fosfor, kükürt gibi yabancı maddeler ihtiva eder. Bu maddeler gevrekleştirici etki yapar ve özellikle darbelere karşı dayanımı çok düşürür. Büyük bir ham demir parça, insan elinden düşüp sert bir zemine çarpsa, kolaylıkla ikiye ayrılabilir. İlk defa 1856’da Henry Bessemer, ham demiri ergiterek içinden hava geçirdi ve bu kırılganlık yapıcı maddeleri yakmayı başardı. Yanan maddelerden hasıl olan enerji, çeliği sıvı halde tutmaya yetmektedir. Böylece çelik üretiminde Bessemer usulü doğdu. Eskiden çelik üretimi çok zaman alıyordu ve çok pahalıydı. Bu işlemler çok kısaldığından çelik üretimi hem kolaylaştı, hem de ekonomik duruma geldi.

Bessemer usulüyle elde edilen çelikte bir miktar fosfor ve kükürt yanmadan kalıyordu. Bunlar da çeliği gevrekleştiriyordu. Bunun üzerine 1876’da Thomas Gillchrist, Bessemer’in, kullandığı asit astar yerine bazik dolomit astar kullanarak sıvı çeliği büyük ölçüde yakmayı başardı. Böylece iyi kaliteli çelik elde edildi. Fakat bu usulde endüstriyel üretimin % 5’i veya daha fazlası fire olarak atılıyordu. Her yıl milyonlarca ton makina parçasının hurdaya çıkması hurdaların kullanılmasını mecburi kıldı. 1865’te geliştirilen Siemens Martin usulü, saydığımız bu iki mahsuru ortadan kaldırtacak nitelikteydi. Bu usülde % 100’e kadar istenilen her oranda hurda kullanılabilir. Fırınlar 300-500 ton kapasitededir. Fırın önce üçte bir kapasite hurda malzeme ile doldurulur, kireçtaşı ilave edilerek 3 saat üstten ısıtılır. Daha sonra sıvı ham demir ilave edilerek fırın kapasitesine çıkılır. İstenilen analize erişildikten sonra fırından alınır. Bessemer ve Thomas usüllerine göre daha kaliteli çelik üretilebilir. Alaşımlı çelik üretmek de mümkündür. Fakat alev sıvı metalle temas ettiği için alaşım elemanlarının yanma yoluyla azalması sözkonusu olur.

Oksijen üfleme usulünde, Thomas ve Siemens Martin usüllerinin üstünlükleri bir arada toplanmıştır. Ham demir içindeki istenmeyen elemanları yakarak uzaklaştırmak için teknik saflıkta oksijen kullanılmaktadır. Bu sebepten reaksiyonlar daha çabuk meydana gelmektedir. Hava içinde % 79 oranında bulunan azot lüzumsuz yere ısıtılmamaktadır. Fakat daha önemlisi azotu düşük çelik üretilebilmektedir.

Çelik üretiminde, LD, LDAC, Kaldo, Elektro-Çelik gibi birbirinden farklı değişik isimler sayılabilir. Fakat temelde prensip açıklanan şekildedir, bazı küçük farklılıklar mevcuttur.

Alaşımsız çelikler genelde ihtiva ettikleri karbona göre sınıflandırılır. % 0,8 karbon ihtiva edenlere ötektoit, daha az oranda karbon ihtiva edenlere ötektoit-altı, % 0,8’den daha fazla karbon ihtiva edenlere ötektoit-üstü çelik denir. Karbon durumuna göre bir başka sınıflama şöyledir: % 0,1-0,2 karbon ihtiva edenlere yumuşak çelik, % 0,2-0,3 karbon ihtiva edenlere az karbonlu çelik, % 0,3-0,85 karbon ihtiva edenlere orta karbonlu çelikler denir.

Eğer sınıflama genel olarak yapılırsa çelikler iki gruba ayrılır: Îmalat çelikleri, takım çelikleri.

a) Îmalat çelikleri: % 0,06-0,65 karbon ihtiva ederler. Kendi aralarında üçe ayrılırlar: 1) Çekme mukavemetine göre çelikler; Fe 37-2 şeklinde gösterilir. Fe sembolü çelik olduğunu, 37 sayısı kgf/ mm2 olarak çeliğin minimum çekme mukavetini gösterir. En sonundaki iki rakamı kalite durumunu ifade eder. 2) Kimyasal analize göre çelikler kendi aralarında sementasyon çelikleri ve ıslah çelikleri olarak ikiye ayrılırlar. Sementasyon çelikleri % 0,2’den daha az karbon ihtiva ettiklerinden, ısıl işlemle sertleştirilemezler. Eğer sementasyonla yüzeyden karbon verilirse ve ısıl işlem uygulanırsa yüzey kısmı sertleşebilir. İç kısmı sertleşmeden kalır. Islah çelikleri ısıl işlemle çok iyi sertleşir. Fakat bu durumda çok kırılgan olduklarından süneklik kazandırmak maksadıyla ıslah işlemine tabi tutulurlar. Islah işlemi A1 sıcaklığının altında bir sıcaklıkla 1-2 saat tavlanarak yapılır. 3) Özel imalat çeliklerinin ise otomat çelikleri, civata ve somun çelikleri gibi çeşitleri vardır.

b) Takım çelikleri: Endüstride malzemelerin şekillendirilmesinde kullanılan çeliklerdir. Sert, aşınmaya, darbelere karşı dayanıklı ve oda sıcaklığında, yüksek sıcaklıkta kesici olmaları gerekir. Alaşımlı ve alaşımsız takım çelikleri olarak iki gruba ayrılırlar. Alaşımlı olanlar kendi aralarında sıcak-iş, soğuk-iş takım çelikleri ve hız çelikleri olmak üzere üçe ayrılırlar.

Çeliklerde ısıl işlem sonucu sertlik artışını sağlayan elaman karbondur. % 0,2’den daha az karbon ihtiva eden çeliklerin sertlikleri ısıl işlemle çok az artış gösterir, bu sebepten sertleşmiyor kabul edilirler. Piyasada bunlara demir de denir. Arı demirde ısıl işlemle hiçbir sertlik artışı görülmez. Çünkü içinde karbon yoktur.

Sertleştirme sonucu % 0,2 karbonlu çelikte yaklaşık 28-30 HRC, % 1 karbonluk çelikte 67 HRC sertlik elde edilebilir. Karbon oranının % 1’in üzerine çıkması sertlikte daha fazla bir artışa sebeb olmaz. Soğutma ortamı olarak tuzlu su, musluk suyu, yağlar ve hava kullanılabilir. Tuzlu suda soğuma çok hızlıdır. Soğuma hızı suya göre düşük olmakla birlikte türden türe değişmektedir. Havada soğuma ise çok çok yavaştır. Ancak sertleşme kabiliyeti çok iyi olan bazı yüksek alaşımlar bu yolla sertleştirilebilirler.

Sertleştirilmiş çelikler bir mıknatısa sürtülürse veya bir magnetik alan etkisinde kalırlarsa, mıknatıslanırlar. Bir defa mıknatıslandıktan sonra, uzun süre mıknatıs olarak kullanılabilirler. Bu tür maksatlar için genellikle sertleştirilmiş % 1 karbonlu çelikler kullanılıyordu. Son zamanlarda bunların yerini, çeşitli miktarlarda krom, tungsten (volfram) ve kobalt ihtiva eden alaşımlı çelikler almıştır. Bugün kobalt çelikleri rakipsizdir ve giderek başka tip mağnetik malzemelerin de yerini almak yolundadır.

Otomat çelikleri: Kısa ve kırılıcı talaş veren ve işlenmiş yüzeyleri oldukça düzgün olan türlerdir. Talaşları kolay kırıldığı için otomatik tezgahlarda işlenmesi kolaydır. Kükürt, daha önce belirtildiği üzere çeliği gevrekleştirici olup, darbelere dayanıksız hale getirir. Buna rağmen, talaş kırılganlığı yaptığı için çelik içinde bulunmasına müsaade edilir.

Civata ve somun çelikleri: Çapları 16 milimetreden küçük olan civata ve somunlar, soğuk şekillendirildikleri için bu işleme uygun malzemeden imal edilmelidir. Çapları 16 milimetreden büyük olanlar talaş kaldırılarak işleneceği için, talaşlı imalata uygun malzemeden yapılmalıdır.

Kazan çelikleri, sıcaklığa dayanıklı ve kaynak kabiliyeti iyi olan çeliklerdir. Yay çelikleri, yüksek elastiklik veya akma sınırına, fakat aynı zamanda sarılabilecek kadar plastik şekil değiştirme kabiliyetine sahip olmaları istenen çeliklerdir. Silisyum alaşım elemanı olarak katılırsa yaylanma özelliğini iyileştirir.

Paslanmaz çelikler: Krom veya nikel, çelik yüzeyinde çok ince ve yüzeye yapışan bir oksit filmi (tabakası) meydana getirirler. Bu tabaka oksitlenmenin içeriye doğru ilerlemesini durdurur. Düşük kromlu çeliklerde bu tabaka korozyonun içeriye doğru ilerlemesini önleyemez. Krom oranı % 10’un üzerinde olan çelikler korozyona oldukça dayanıklıdırlar. Paslanmaz çelikler mikro yapılarına göre üç grubu ayrılırlar.

Martenzitik paslanmaz çelikler: % 11,5-18 Cr ve % 0,1-1 C ihtiva ederler. Kromdan başka önemli bir alaşım elemanları yoktur. Krom, çeliğin hem mukavemetini hem de sertleşebilme kabiliyetini çok iyi artıran bir elemandır. Isıl işlemle sertleştirilebilirler. Alaşımsız çeliklerin sertleşebilmesi için çok hızlı soğutulmaları gerekir. Oysa bu çelikler havada çok yavaş soğusalar bile sertleşirler. Normal olarak sertleştirme sıcaklıkları 1010 °C dolaylarındadır. Soğutma yağda veya havada yapılabilir. Menevişlenmesi 590°C üzerinde yapılmalıdır. Aksi halde meneviş kırılganlığı meydana gelir. Sıcaklıkta şekillendirilebilirler. Korozyona dirençleri ferritik ve ostenitik tiplere göre daha düşüktür. Kağıt makinaları ve pompalarda parça ve civata malzemesi olarak kullanılırlar.

Ferritik paslanmaz çelikler: % 14-27 arasında krom ve martenzitik çeliklere göre daha az karbon ihtiva ederler. Isıl işlemle sertleştirilmezler, ancak soğuk şekillendirme ile sertlik ve mukavemetleri orta derecede artırılabilir. Sıcak ve soğuk şekillendirilebilirler. Çekme mukavemetleri normal çeliklere göre % 50 daha fazladır.

Ostenitik paslanmaz çelikler: Hem krom hem de nikel ihtiva eden alaşımlardır. Krom ve nikelin toplam oranı en az % 23 olmalıdır. Alaşım elemanı olarak nikelin de katılması paslanmazlık özelliğini daha da artırmıştır. Bu tiplerde karbon oranının mümkün olduğu kadar az olması istenir. Bugün dünya paslanmaz çelik üretiminin büyük bir kısmını bu tür teşkil etmektedir.

Çeliğe su verilmesi: Belli bir şekil verilen çelik, kızgın haldeyken aniden suya daldırılırsa, kristal özelliği değişerek sertleşir. Bu işleme çeliğe su verme denir. Kızgın çelik hava akımıyla soğutulursa daha değişik özellikler kazanır. Tarih boyunca demir ve çelik sanatında en üstün millet Türkler olmuştur. Osmanlı ve daha önceki Türk devletlerinde kullanılan harp malzemelerinin üstünlüğü de bunu doğrulamaktadır.

Dünya çelik üretimi 1986’da 715,8 milyon ton ve 1987 senesinde 735,9 milyon ton 1988’de 779,9 milyon ton, 1989’da 784 milyon ton olarak gerçekleşti. 1989 yılından sonra dünya çelik kullanımında % 5’lik bir düşüş görüldü. Bu sebeple çelik üretimi 1992’de 732 milyon ton oldu. Türkiye’de ise çelik üretimi 1990’da 9.272 milyon ton, 1991’de 9.307 milyon ton, 1992’de ise10.470 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.

misafir - 9 yıl önce
öğrencilerim benim iyi öğrettiğimi söylüyorlar.Hemen akıllarına giriyormuş.Umarım sizde öğretmekten hoşlanan iyi öğretebilen bir öğretim görevlisi olusunu8z.

misafir - 9 yıl önce
Size bugün belli bir süreliğine veda ediyorum.Belki bir sürpriz yapar kardeşlerimle birlikte içkili lokalinize ZİYARET inize geliriz.Okullar tatil olunca.İSAK DA SİBEL DE ÇOK GÜZEL bira içerler.Kendinize iyi bakın benim gibi KAFAYI ÜŞÜTTÜRECEK...?nasıl olsa.Ben korkutmak için yazmam.Korkmaktan nefret ederim çünkü.Eşinizi babama benzettiğim ve tehdit(aba altından) aldığınız için mi?KORKTUNUZ?ve tabi doğru mu algıladım bunu KORKTUNUZ MU Kİ?Ama KÜTÜPHANEYE KONAN kargalar hariç.Bir şakla ödünü buduna yapıştırıyorum korkudan.Yeni görev yerim kütüphane ve karşı bina.Müdür yard. sıfatımla birkaç saat DERS dışında.SİZ KRAL ÇIPLAK adlı hikayeyi okumuş mudunuz?Ben okumamıştım.RIFAT kütüphane üyesi anlattı.3.sınıfta.Vakit birinde aptal mı aptal bir kral varmış.Ve uyanık bir terzi demiş ki ona size öyle bir kıyafet yapacağım ki sanki KIYAFET YOKMUŞ GİBİ zannedeceksiniz.Uyanık terzi kralı soyunduruyor.Ve kıyafet üzerinizde diye HALK KARŞISINA ÇIKARIYOR.Kral çıplak bir vaziyette halk karşısında.Korkudan kimse birşey diyemiyor.Ve küçük bir çocuk bağırıyor KRAL ÇIPLAK KRAL ÇIPLAK.vE ÖZETİ ŞÖYLE YAPTI RIFAT:APTAL KRAL dünyada SİHİR diye birşey yoktur.@@@@@@@@@@@@@@@Korkularımız emniyet spobu gibidir.Olmazsa kendimizi koruyamayız.Fakat korkularına haps olmak; ZEKA BUNU REDDEDER.

misafir - 9 yıl önce
İnsanın genetik anne ve babasını bilmesi güzel birşey.Kendini ve özelliklerini tanımlayabilmesi açısından.B ir insan kendi aşağılamaya çalışanı bu kadar ustalıkla mı aşağılar(annem)?Ve bu kadar detaycı ayrıntı düşünen biri olmamın nedeninin kim olduğunu ve bu kadar cesur ve özgürlükçü olmamın kimden geldiğini bilmek.

misafir - 9 yıl önce
Bizim okulda adam evlenip de çocuk sahibi olduğuna pişman fakat bunu söyleyemiyor eşine.Sadece bana söyledi desem bu yalan mı doğru mu şaka mıdır sizce?Siz şakadan hoşlanmıyorsunuz ben de elveda dememe rağmen OLMADI DEĞİL Mİ?

misafir - 9 yıl önce
Dedikodu kötü birşey ama bir kardeşin diğerine LEŞ diye benzetme yapması.Ve iş ortağı olarak müzik üretmesi GARİP bana göre.TABi insan sanatçı değil zanaatçı ise hayli doğal.Piyano yada gitar çalmak yada çalmayı öğretmek öğretebilmek insana üstünlük katar.Kardeşine FİLANCA BEY diye hitap etmek dünya bu herşey olağandır.Siz de böyle hitapları kullanıyor musunuz?

misafir - 9 yıl önce
Sakın ihtiras yapıp ilaçla zayıflamaya kalkmayın.Siz her halinizle yakışıklısınız.

misafir - 9 yıl önce
Zafıflamak hiç de kolay değil.Benim şikayetim zayıflayamamak değil geri olmak.İşte bir diyetisyene danışmak bu nedenle gertekiyor.

misafir - 9 yıl önce
Aşk eski bir yalan ADEM ve HAVVA dan kalan diye bir şarkı var.İnsanların ilişkilerini genelde cinsel içgüdüler belirliyor.Fakat ilk aşk ADEME uzatılan tuğba ağacı ile belimiş yani fiziksel yakınlık bu dıygusal yakınlık ile başlamış.

misafir - 9 yıl önce
İnsan isteğince bayılamıyor biliyor musunuz?5 yaşında arı sokması ile bayılmışım.UYANDIĞIMDA babamın kucağında idim ve başımdan sular akıyordu.(BAŞIMA BİR KOVA SU DÖKMÜŞLER)ilk söylediğim kelime ise ÜŞÜYORUM olmuş.annemin söylemine göre.Bayılmak çok kötü bir his.

misafir - 9 yıl önce
Yandan HALİMEM yandan seviyom seni candan seviyorsan candan boşan gel kocandan bir halk ezgisi bu kadar mı güzel yorumlanır?Radyocu ZEKİ 2 gündür çalıyor.Ayten hanımla birlikte.mERAKLA bekliyorum kocasından boşanıp ZEKİ ye telefon açacak birileri çıkar mı diye bekliyorum.

misafir - 9 yıl önce
bir şey düşünüyor ve paylaşmak istiyorum.Seks ve cinsellik ile ilgili bilgilerimin tamımıyla teorik ve kendi iç denge ile ilgili şeyler olduğunu GÖZLERİNİZLE göreceğiniz bir konum da olsa sabit fikirli ve kendini haklı çıkarma meylinde biri olduğunuzu düşünüyorum.Bana yanlış gelen öncesinde biri ile olmak değil bunu saklama ihtiyacı duymak.Evet belki aşk sözkonusu olduğunda yada gurur üzebilir hani bir dengesizlik olduğunda hani ben biri ile olmadım yada sevdiği birine başka birinin yakın olması fikrine dokunması teması hazzı zor olan bir şey olsada.

misafir - 9 yıl önce
İnsanın boyu yürüyerek uzamaz.Çünkü büyüme bir bezin kontrolündedir.HİPOFİZ BEZİ.Ve gelişme çağı bittikten sonra bu hormon salgılanmaz.Uzama olursa şayet bu hormonun dışarıdan enjekte edilmesi ile mümkün olur.Bu da hayli dikkat ve takip gerektirecek bir durum olur bence.Ayrıca DENİZİN BOYU da 1.75 BİR ARKADAŞIM(naciye) onu yanımda görmüş sormuştu.Çok yakışıyordunuz kimdi o diye.1.755 bana çok fark atan bir boy değil.Gönüller birleşse

misafir - 9 yıl önce
Yine hastalandınız değil mi?insan bazen zarar vermeye çalışırken kendi kendine zarar verebiliyor.

misafir - 9 yıl önce
yENİ ANAYASA DEĞİŞTİRİLİYOR.26 maddelik bir değişim. HALK OYUYLA evet yada HAYIR deyin şeklinde. Eskiden bu işi halk seçtiği MİLLET VEKİLİNE yaptırırdı.Şimdi ise başbakan EVET yada HAYIR deyin şeklinde bir seçenek sunuyor HALKA AÇILARAK. şAHSEN YASANIN bu kadar basit birşey olmadığını düşünüyorum.

misafir - 9 yıl önce
CILAVUZ memleketim.Çeşitli etnik kökenli insanların oluşturduğu bir küçük İSTANBUL.MAMAŞ faşist köy derler küçükçatak kürt köyü.MAMAŞLININ biri kahvenin önüne bir LAĞIM FARESİ kocaman koyuyor hayvanı öldürmüş.Gelen soruyor MAMAŞLI YA bakarak ula bu ASDANI kim vurdu bele.MAMAŞLI geriniyor kollarını geriyor.SEHEN NE BABA BEN BİLİRİM KANUN bilir.

misafir - 9 yıl önce
Annelik müthiş bir duygu olsa gerek.İnsanın karnında küçük bir canlının büyüyüp gelişmesine şahitlik etmesi.

misafir - 9 yıl önce
Size hiç biri sen kıl gibisin beni belimden tutup 360 derece döndürüp KALDIRAMIYORSUN dedi mi?Ben de onun topuklarına sıktım iki tane topuğu kırıldı yaralanmadı da bana adam yaralamadan davaladılar.Sen kaldırabiliyorsun.MAŞALLAH ASLAN gibisin.

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Çelik Resimleri

Çelik (şarkıcı)
7 yıl önce

Çelik Erişçi ya da bilinen adıyla Çelik (d. 12 Mayıs 1966, İstanbul), Türk müzisyen, şarkıcı ve besteci. 1966 yılında Eyüpsultan'da dünyaya gelen şarkıcının...

Hüseyin Çelik
3 yıl önce

Hüseyin Çelik (5 Mart 1959, Gürpınar, Van), Kürt ve Arap kökenli Türk siyasetçi, akademisyen ve yazar. 58. Hükümet'te Kültür Bakanı, 59. Hükümet'te Millî...

Hüseyin Çelik, 14 Mart, 17 Mart, 18 Kasım, 1959, 1983, 1987, 1988, 1991, 1992, 1997
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
3 yıl önce

Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (kısaca AKÇT), Soğuk Savaş döneminde Batı Avrupa ülkelerini birleştirmesi amacıyla kurulmuş, altı üyeli uluslararası bir...

Lemi Çelik
7 yıl önce

Lemi Çelik (d. 9 Mart 1966, Trabzon), Türk eski millî futbolcu, ve teknik direktör. Aynı zamanda da Özer Hurmacı'nın dayısıdır. Lemi Çelik, Trabzonspor...

Faruk Çelik
7 yıl önce

Faruk Çelik (17 Ocak 1956; Yusufeli), Türk siyasetçi, 2011-2015 yılları arasında Türkiye çalışma ve sosyal güvenlik bakanı ve 2015-2017 yılları arasında...

Faruk Çelik, 1956, 2007, 29 Ağustos, Adalet ve Kalkınma Partisi, Ali Babacan, Beşir Atalay, Binali Yıldırım, Cemil Çiçek, Ertuğrul Günay, Faruk Nafiz í–zak
Fırat Çelik
7 yıl önce

Fırat Çelik (d. 25 Mart 1981, Ostfildern, Almanya) Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu Fırat Çelik, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin Stuttgart bölgesinde...

Hasan Çelik
7 yıl önce

Hasan Çelik (d. 27 Mart 1968, İstanbul, Türkiye) Türk millî futbolcu, teknik direktör. Forvet mevkiinde forma giymiştir. Türkiye Futbol Federasyonu resmi...

Behçet Çelik
7 yıl önce

Behçet Çelik (1968, Adana), modern Türk yazar. Öykü ve roman yazarıdır. 2008 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, 2011 yılında Haldun Taner Öykü Ödülü'nü...

Behçet Çelik, 1968, 1986, 1987, 1990, Adana, Anadolu Lisesi, Deneme, Dergi, Gazete, Hukuk