Çatalca

Kısaca: Çatalca, yüzölçümü bakımından İstanbul ilinin en büyük ilçesidir. İstanbul'un batı sınırında kurulmuş bir kent merkezidir. ...devamı ☟

Çatalca
Çatalca

Yaklaşık olarak 2500 yıllık bir tarihe sahip olan Çatalca bölgesinin ilk yerleşimi M.Ö. 450 sene önce Romalılar zamanında şimdiki İnceğiz Köyünün bulunduğu yerde imiş2. Fakat, bir süre sonra aslen Tatar ırkına mensup olan kafilelerin Balkanlar’a akınları sırasında yakılıp yıkılmış ve bilahare havuzlar mevkiinde akıncılar tarafından ikinci defa olarak inşa edilmiştir3. Büyük İskender’in Asya seferi sırasında (M.Ö. 331) Çatalca’nın bu ikinci yerinde de yanmak suretiyle felakete uğradığı ifade edilmektedir. Bu ikinci yanışıdır. Bir süre sonra bu günkü yerinde üçüncü defa olarak tekrar inşa edilmiştir. Bu döneme ait her hangi bir mimari eser günümüze kadar gelmemiştir. Büyük İskender asrında İstanbul’u onaran Kral Yagfur’un kızı Haniçe’nin Yaylağıdır. Bizans imparatorluğu döneminin önemli bir yerleşim yeridir. Hatta İstanbul’un kapısıdır. Bizans imparatorluğu döneminde bir çok savaşlara sahne olmuştur. 375 Yılında Macaristan’a gelen Hunlar Balamir idaresinde devlet kurmuşlar, Muncuk’ un ölümünden sonra Atilla iktidarı tek başına ele alınca I. Balkan (441) ve II. Balkan (447) seferlerine çıkmış bu seferlerinde Çatalca’dan geçerek Büyük Çekmece Gölü önlerine gelmiş ve Bizans’ı vergiye bağlamışlardır. Avrupa Hunlar’ının bu hareketi Bizans İmparatoru Anastasius’u 507 – 511 yılları arasında ilçemiz Çatalca’nın Karadeniz kıyısındaki Evcik iskelesi ( Plajından) ‘nden Silivri ilçesinin Batısındaki Karıncaburnuna kadar uzanan surları yaptırmak zorunda kalmıştır. Bu surlar Çin seddin den sonra Hunlar’ı durdurmak için yapılan dünyanın 2. büyük surudur. Ormanlık alandaki bölümü halen ayaktadır. Bizanslılar döneminde yöre bol ağaçlık ve ormanlarla kaplı olması sebebi ile hem bir av merkezi hem de İstanbul’un yakacak odun ihtiyacının karşılandığı yerdir. Bizans döneminde İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için Gümüşpınar köyü yakınlarında halen ayakta bulunan (Kurşun Germe ve Ballı Germe) bulunan su kemerleri ile İstanbul’a su taşınmıştır. Günümüz de de İstanbul’un su ihtiyacının büyük bölümü Çatalca havalisinden sağlanmaktadır. Hun’lar dan sonra başka Türk Kavimleri de Çatalca’dan geçerek İstanbul’u kuşatmışlar ve tehdit etmişlerdir. Avar Türkleri 616’da, Bulgar Türkleri (Tuna Bulgarları) 813’de Çatalca’dan geçerek Bizans’ı kuşatmışlardır. 1090 Yılında ise Peçenek Türkleri Çatalca üzerinden Büyük Çekmece’ye kadar gelmişlerdir1. İstanbul’da yürüyen Sırp ve Bulgarlar tarafından da Çatalca’nın harap edildiği ifade edilmektedir. Bizans’ın elinden çıkıp Osmanlılara geçmesi ise birkaç kez olup ilk defa I. Murad devrinde 2. 13713’de olmuştur. Son kez ise Fatih devrinde Osmanlılara geçmiştir. Çatalca “Avcı” lakabı ile tanınan IV. Mehmed (Saltanat Dönemi 1648-1687) avlanmak üzere sık sık buraya gelmiş ve kentte uzun süre kalmıştır. Bu olay Çatalca’nın gelişmesinde önemli bir etkendir. Bu sebepten Çatalca da Hünkar Sarayı ve bahçesi olduğunu Evliya Çelebi den öğrenmekteyiz. Bunun yanında bir çok saray olduğundan bahis vardır. Avcı Mehmed’in uzun süre kaldığı dönemler de İstanbul’dan sonra devletin II. merkezi olduğunu görmekteyiz. Çatalca geçmiş dönemlerden beri Bizans hükümdarlarının bazıları ve ayrıca Fatih Döneminde de av merkezi durumundadır. Kalfaköy de padişahların av köşkünden bahis edilir fakat bu güne ulaşmamış, bunun yanında Kalfaköy gibi bir köy yerleşiminde hamam kalıntıları olması burasının çeşitli Osmanlı Padişahlarınca avlak olarak kullanıldığını göstermektedir.

ÇATALCA’NIN DOĞAL VE TURİSTİK VARLIKLARI MAĞARALAR: Bölgemizin önemli mağaraları şunlardır. 1.İnceğiz Mağaraları: Bulunduğu köye adını veren bu mağaraların 9.yy.da Cenevizlilerden kaldığı bilinmektedir. Barınma amacı ile yapılan bu mağaralar daha sonra kilise olarak kullanılmıştır. Bu amaçla kullanıldığı tavandaki haç işaretlerinden anlaşılmaktadır. 2. İki Göz Mağarası : İhsaniye Köyünde bulunmaktadır. 3.Kocakuyu Mağarası: İçerisinde sarkıt ve dikitlerin bulunduğu mağaranın içerisine doğru ilerledikçe genişleme görülmektedir. Genişlemenin bittiği yerde göl vardır. Gölün derinliği yer yer 700 metreyi bulmakta olup, yeryüzünde olmayan bir çok balık türüne burada rastlanmaktadır. 4. Elbasan Mağaraları: Köye adını veren mağaralarda el figürleri vardır. 5 .Gökçeali Mağaraları: Gökçeali Köyünde yer alan mağaraların hangi dönemden kaldığı bilinmemektedir. 6. Kırkayak Mağaraları İnceğiz’ de bulunan bu mağaraların yanından Tekke Deresi geçmekte ve buraya ayrı bir hava katmaktadır. Şifalı Sular : Şifalı Sular bakımından çok zengin olan Çatalca’mızda bulunan başlıca su kaynakları şunlardır. 1. İhsaniye Kaynak Suyu. 2. Istranca Kaynak Suyu. 3.Akalan Kaynak Suyu. 4. Aydınlar İhsaniye Kaynak Suyu. 5. Gümüşpınar Kaynak Suyu. 6. Karamandere Kaynak Suyu. 7. Çörtlen Kaynak Suyu. 8 Ayazma Kaynak Suyu. Plajlar :Plaj bakımından zengin bir bölge olmasına rağmen doğa ile içe içe olan sahillerimiz olağanüstü bir görünüme sahiptir. Yalıköy: Uzun bir sahili vardır. Dağların etekleri denize doğru indiğinden kayalaşma oluşmuş, zamanla bu kayalar denizin etkisi ile içlere doğru oyulduğundan geniş mağaralar meydana getirmiştir. Sahili arka tarafı orman olup muhteşem bir görüntüye sahiptir. 2. Çilingoz: Binkılıç Beldesinde 17 km. mesafedeki Karadeniz’ e sahili olan bu koy inanılmaz bir doğa harikasıdır. Deniz, akarsu ve ormanın buluştuğu Çilingoz son zamanlarda turistlerce yoğun ilgi görmekte olup çadır yerleri sayesinde konaklama ihtiyacına da cevap vermektedir. 3. Karaburun :Karadeniz’ e sahili olan Karaburun güzelliği ile sadece bölgemizin değil çevreden gelenlerin ilgisini çekmektedir. 4. Ormanlı : Köyün arka tarafında yer alan sahil çok ilgi çekmemesine rağmen orman ile birlikte güzel bir görüntü ortaya çıkmaktadır. 5. Evcik Plajı: Karacaköy’ de bulunan evcik plajı orman ile iç içedir.

Bölgemizde İstanbul’ un su ihtiyacını karşılayan göl ve barajlar bulunmaktadır. 1. Büyükçekmece Barajı: İstanbul’ un su ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan barajda balıkçılık ta yapılmaktadır. 2. Terkos Gölü : Durusu Beldesi sınırları içerisinde yer alan gölün diğer adı Durusu gölüdür. İstanbulun 45 km. kuzey batısındadır. Gölün eski adı Delkosdur. Göle ulaşan akarsuların en büyüğü Istranca Deresidir. Göl Karmaşık bir vadinin deniz suları altında kalması ile oluşan girintili çıkıntılı koyun daha sonra alçak bir eşikle Karadeniz’ den ayrılması ile oluşmuştur. İstanbul’un içme suyu ihtiyacını karşılayan gölün bu işlevini 1 metre çapındaki borularla İSKİ yürütmektedir. Gölde yabani kuş ve balık olduğundan avcılıkta yapılmaktadır. Ayrıca sıcak havalarda yüzmeye de olanak sağlamaktadır. 3. Sazlıdre Barajı : Sazlıbosna Köyü sınırları içerisinde yer alan barajda balıkçılıkta yapılmaktadır. 4. Düzdere Barajı : Yalıköy Köyü sınırları içerisinde yer alan barajda balıkçılıkta yapılmaktadır. 5. Kuzuklu Dere Barajı : Yalıköy Köyü sınırlarındaki bu barajda da balıkçılıkta yapılmaktadır. Gezi ve Piknik Yerleri : Tam bir oksijen deposu olan Çatalca Belde ve Köyleri bu yönden oldukça zengindir.

Hemen hemen her köyde piknik alanı vardır. Bunların başlıcaları şunlardır. a) Hadımköy Piknik Alanı b) Karacaköy Piknik Alanları :Hıdırelez Şenliklerinin yapıldığı sıra ağaçlar bölgesidir. c) Kuzuludere :Istranca (Binkılıç) Beldesindedir. d) Petroldere :Istranca (Binkılıç) Beldesindedir. e) Katrandere :Istranca (Binkılıç) Beldesindedir. f) Pekmezdere :Istranca (Binkılıç) Beldesindedir. g) Muratbey Tepesi: Beldeye adını veren Murat Yüzbaşının mezarının da bulunduğu tepede piknik alanları da vardır. h) Durusu Parkı : Parkın olduğu yer Bizanslılar zamanında at çiftliği olarak kullanılmıştır. Osmanlılara geçtikten sonra devletin ileri gelenleri dinlenme yeri, av partileri ve at biniciliği için kullanılmıştır. Cumhuriyetten sonra burayı satın alan Deli Yunus adlı şahıs parkın olduğu yeri tekrar at çiftliği olarak kullanmıştır. Buranın yöre halkı bu kişiden dolayı buraya Deli Yunus Parkıdır. Bu Park içinde at çiftliği, hayvan müzesi, Bizanslılar döneminden kalan kilise bulunmaktadır. Bu kilise halen ayakta olup, etrafı oyun alanı haline getirilmiştir. Bahçesinde tenis alanı vardır. Kilisede papazların kaçmak için yaptığı ve kullandığı tünel tüm gizemi ile turislerin ilgisini çekmektedir. Hayvan Müzesinde ise Afrika ve Kuzeyde yar alan av hayvanlarının doldurulmuş mumyaları ilgi çekmektedir. i) Akalan Piknik Alanı : Orman ve kaynak su kenarındadır. j) Aydınlar Piknik Alanı : Köy içinde yer almaktadır. k) Bahşayiş Piknik Alanı : Büyükçekmece Gölü kenarında ve köy içindedir. l) Yayla Piknik Alanı: Balaban Köyündedir. m) Kabakçayır Piknik Alanı : Balaban Köyündedir. n) Balıkhane Piknik Alanı :Balaban Köyündedir. o) Celepköy Piknik Alanı : Celepköy Köyü içindedir. p) Kamara Deresi Mesire Yeri: Çanakça Köyü içindedir. q) Deliklikaya Köyü Piknik alalanı: Küçükçekmece Gölüne dökülen dere kenarında güzel piknik alanıdır. r) Şeytan Deresi Piknik Alanı: Elbasan Köyünde dere kenarındadır. s) Hallaçlı Piknik Alanı : Köyün içinde yer almaktadır. t) Pınarca Mesire Yeri : İhsaniye Köyü içindedir. Yanında dere akmakta olup oldukça güzel bir görünümü vardır. u) Çayır Tarla Mesire Yeri: İhsaniye Köyünde bulunan bu yer büyük ağaçlarla çevrilidir. Zamanında Ermenilerin Büyük eğlence ve düğün merasimlerini burada yaptıkları söylenmektedir. v) Kabakça Piknik Alanı : Köy içinde yer alıp, topluca piknik yapmaya olanak sağlamaktadır. w) Oklalı Piknik Alanı : Dere ile ormanın bitiştiği yerde büyük bir alanda gezi ve piknik yapmaya olanak sağlamaktadır. x) Ömerli Mesire Yeri: Köy içinde yer almaktadır. y) Çavuş Ayazma Mesire Yeri: Subaşı Köyündedir. z) Kuru Kavak Mesire Yeri: Yassıören Köyündedir. aa) Doktor Çeşme Piknik Alanı : Çatalca’ nın Merkezindedir. bb) Havuz ve Piknik Alanı : Çatalca’ nın Merkezinde bulunan yer eskiden askeri bölge olup, günümüzde hem piknik alanı hem de tesisleri ile birlikte havuz olarak hizmet vermektedir. cc) Kalfaköy Piknik Alanı : Köy içinde yer almaktadır. Bunların dışında Oklalı, Ovayenice, Subaşı, Çakıl, Yazlıkköy Köylerinde, Çiftlikkçy Beldesinde ve Çatalca’ nın merkezinde ömrü 500 yıla varan çınar ağaçları vardır.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.