abık
Osmanlıca abık kelimesinin Türkçe karşılığı.Sebebsiz olarak sahibi yanından kaçan köle.* Civa. (Hg)
Kısaca: Kaçak köle anlamına gelen bir fıkıh terimi. Mastarı ibâk olup, hür olsun köle olsun firar eden insan için kullanılır. Bir İslâm hukuku terimi olarak ise; bir kölenin, elinde bulunduğu kimsenin yanından bir korku veya işinde bir zorlama olmaksızın isyan ederek kaçmasıdır. ...devamı ☟
Kaçak köle anlamına gelen bir fıkıh terimi. Mastarı ibak olup, hür olsun köle olsun firar eden insan için kullanılır. Bir İslam hukuku terimi olarak ise; bir kölenin, elinde bulunduğu kimsenin yanından bir korku veya işinde bir zorlama olmaksızın isyan ederek kaçmasıdır. (İbnü'l-Manzur, Lisanü'l-Arab, Âbık maddesi).
İslam'da kölenin efendisinin yanından kaçması yasaklanmış ve bunu alışkanlık haline getirme hukuki bir ayıp sayılmıştır. Köle firarını yasaklayan çeşitli hadisler vardır. Cerir b. Abdullah el-Beceli'nin naklettiği bir hadis şöyledir: "Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir köle efendisinden kaçarsa, dönünceye kadar küfre düşmüş olur." Başka bir rivayette, "Bir köle firar ederse, ondan zimmet kalkmış olur" (Müslim, Sahih, Nst. M. Fuad Abdulbaki, I, 83), Kölenin kaçak sayılması için akıl ve baliğ olması gerekir. Çocuk veya akıl hastası olursa yitik veya yolunu kaybetmiş sayılır (el-Fetava'l Ankaraviyye, el-Emiriyye, I, 204).
Hanefi ve Malikilere göre, kaçak bir köleyi gören kimse, yakalamadığı takdirde zayi veya telef olacağından korkarsa ve gücü de yetiyorsa bunu yakalaması gerekir. Ancak böyle bir köleyi kendisi için tutması haramdır. Şafiilere göre ise, efendisinin izni olmaksızın kaçak köleyi yakalamak caiz değildir (İbnü'l-Hümam, Fethu'lKadir, IV, 434; İbn Âbidin, Reddü'lMuhtar, III, 325). Köle, yakalayanın elinde, sahibine geri verinceye kadar emanet hükümlerine tabi bulunur. Sahibi bulunmazsa ilgili resmi makama teslim edilir (el-Fetava'l-Ankaraviyye, I, 203).
İslam VI. M. yüzyılın gereği köleliği kaldırmamış, ancak köle ve cariyelere birtakım insani haklar bahşetmiş, her fırsatta onları hürriyetlerine kavuşturmanın faziletinden bahsetmiş ve tedricen kalkması için gerekli düzenlemeler getirmiştir. Ashab-ı Kiramdan Ebu Zerr (r.a.) zenci bir köle ile tartışmış, durum Rasulullah (s.a.s.)'a intikal edince, o şöyle buyurmuştur: "Köleler, Allah'ın sizin elinizin altında bulundurduğu kardeşlerinizdir. Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin. Onlara üstesinden gelebilecekleri yükü yükleyiniz. Eğer ağır yük yüklerseniz, onlara yardım ediniz" (Buhari, İman, 22, Itk, 15; Müslim, Eyman, 40). Köle ve cariye gerçeği olan bir devirde bununla ilgili düzenlemelerin bulunması tabiidir. (Ayrıca bk. Azad etmek).
Hamdi DÖNDÜREN