Akciğerler
Kısaca: Hava soluyan omurgalılardaki temel solunum organıdır. Soluk alındığında burun ve ağızdan giren hava nefes borusu ve sonrasında bronşlardan geçerek akciğerlere ulaşır. ...devamı ☟
Göğüs boşluğunda bulunan ve göğüs kafesi vasıtasıyla korunan akciğerler, gene koruyucu bir zar olan akciğer zarı (plevra) ile sarılmışlardır.Yeni doğan bir bebeğin akciğerleri, parlak pembe renktedir; daha sonra grileşmeye başlar ve yaş ilerledikçe koyulaşarak, sonunda hemen hemen bütünüyle siyah bir renk alır. Bu koyulaşmaya, solunumla alınan havadaki tozlar ve öteki maddeler yol açar. Şehirde yaşayan ve sigara içenlerin akciğerleri, kırlık yerlerde yaşayanların ve sigara içmeyenlerinkine göre daha siyahtır.
Akciğerlerin yapıları esnek ve süngerimsidir. Biri sağ, diğeri sol olmak üzere iki tanedir. Sağ akciğer lob denilen üç parçadan meydana gelmiştir. Sol akciğerin bir parçası eksiktir, yani iki lobtan yapılmıştır. Eksik parçanın yerine kalb (yürek) yerleşmiştir. Bunun için sağ akciğer sol akciğerden büyüktür. Yetişkin insanlarda sağ akciğer yaklaşık 700, sol akciğer de yaklaşık 600 gram civarındadır.
Akciğerlerin iç yüzlerindeki giriş yerlerinden (hiluslarından); bronşlar, atardamarlar, toplardamarlar ve akkan (lenf) damarları çıkar. Akciğerlere giren bronşlardan sağdaki üç, soldaki iki kola ayrıldıktan sonra loblara doğru yönelir. Bunlar da birçok dal ve dalcıklara ayrıldıktan sonra lobçuklara giderler.
Akciğerler ortalama 1 cm3 hacmindeki birçok parçacıklardan meydana gelmiştir. Altıgen biçiminde olan bu parçalara lobçuk (lobulus) denir. Sağ akciğerde yaklaşık 800, sol akciğerde de 700 kadar lopçuk vardır. Herbiri bir cm çapındadır. Lopçuğa gelen bronş dalcığı birçok bronşcuklara ayrılır. Bronş dalcıkları, üzüm salkımını andıran hava peteklerinde sona erer. Her petek, üzüm taneleri biçiminde “alveol” adı verilen keseciklerden meydana gelmiştir. Alveoller, havayla temas edebilen 55-100 m2lik bir yüzey meydana getirirler.
Nefes alıp vermede akciğerlerin görevlerine gelince: Nefes alındığı zaman, hava burundan ve ağızdan girer. Yutak, gırtlak, nefes borusu ve bronşlardan geçerek akciğer keseciklerine (alveollere) gider. Alveollerin görevi, vücutda metabolizmanın artık ürünü olarak açığa çıkan karbondioksiti atmakdır. Karbondioksit, dokulardan akciğere, alyuvarların üzerinde ve kanda erimiş olarak gelir. Alveollerde nefes alma sırasında, havaya karbondioksit geçer; temiz havadan da alyuvarlara oksijen geçer. Daha sonra nefes verme ile akciğerde karbondioksit miktarı artmış olan hava atılır ve yeni bir nefes ile temiz hava alınır. Oksijenlenmiş kan, bedenin öteki bölümlerine akar. Alyuvarlar, oksijeni dokularda bırakıp, karbondioksidi alarak toplardamar tarafına geçer. Bu geçiş, kılcal damarlar ağı "kapiller ağ" vasıtasıyla olur. Halk arasında yanlış bir tabir olmakla beraber oksijenlenmiş kana temiz kan; oksitli kana ise kirli kan demek alışkanlık haline gelmiştir.
Akciğerlerin hacmi kişiden kişiye değişirse de, bütünüyle şişmiş bir akciğerin hacmi, yetişkin bir kişide ortalama 6500 cm3tür. Bu hacimdeki havanın hepsi nefes vermeyle bir seferde atılamaz. Yetişkin bir kişide en derin nefes verme hareketi sırasında çıkarılan ortalama hacim 3500 cm3 civarındadır. Buna “soluk verme hacmi” denir. Normal bir nefeste ise ortalama 500 cm3 hava alınıp verilebilir.
Normal bir kimse dakikada 12-14 defa nefes alıp verebilir. Bu sürede de 6-7 litre hava teneffüs eder.
Solunum hareketleri, istek dışı olan otomatikleşmiş hareketlerdir. Ancak istekle de solunum durdurulup başlatılabilir. Nefes alma hareketi bir balonun şişirilmesi gibi aktiftir, yani enerji harcanarak yapılır. Nefes verme ise, aynı balonun sönmesi gibi pasiftir. Nefes alıp verme hareketlerinde kaburgalararası kaslar ve diyafram kası rol oynar. Diyafram kası en önemli solunum kası olup, göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran yassı ve kubbe biçimi bir kastır. Diyafram kasıldığı zaman aşağı doğru iner, aynı anda kasılan kaburgalararası kaslar da göğüs kafesini yükseltir. Böylece göğüs kafesi genişler ve hava akciğerleri doldurur.
Akciğerlerin ve solunum yollarının çok çeşitli hastalıkları vardır (Bkz. Astım, Bronşit, Zatürre).
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Akciğer
3 yıl öncede Yunancada "akciğer" anlamına gelen pleumon ile akrabadır. Göğüs boşluğunda bulunmakta olup, göğüs kafesi sayesinde korunan akciğerler, koruyucu bir...
İnsan, Organlar, Mide, Beyin, Karaciğer, Kanser, Hastalık, İltihaplanmaAkciğer kanseri
3 yıl önceDiyaframa, veya (c) akciğerler arasındaki plevraya, (d) kalbin etrafındaki zara ve/veya (e) ana bronşa. Evre 3: Tümör, plevra veya iki akciğer arasındaki mediasten...
Akciğer kanseri, Akciğer, Akciğer Kanseri, Kanser, Metastaz, Çift makalelerin birleştirilmesi, Transformasyon, MalignantAkciğer embolisi
7 yıl önceAkciğer embolisi (akciğer embolizmi), genellikle venöz tromboemolizmin en önemli komplikasyonudur. Klinik acillerinde ve otopsilerde çok sık rastlanan...
Pulmoner ödem
3 yıl öncetoksik gazlar (karbon monoksid) ve mide içeriği (kusmuk) aspirasyonu Akciğerler şişkin ve ağırdır. Kesitlerinden pembe renkli seröz bir sıvı akar. Mikroskopik...
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı
7 yıl önceserbest bırakılmasına katkıda bulunur. Hastalıkta gerçekleşen kas yıkımı, akciğerler tarafından kana salınan yangısal mediyatörler sebebiyle gerçekleşebilir...
Solunum sistemi
3 yıl öncediğeri sol akciğere bağlanır. Soluk borusu üst üste dizilmiş kıkırdak halkalardan oluşmuştur. Akciğerler, göğüs kafesi içinde yer alır ve akciğerler solunumun...
Solunum, Anatomi, Burun, Göğüs kafesi, Gırtlak, Hastalık, Nefes borusu, Oksijen, Pulmoner hipertansiyon, Solukborusu, TaslakKonjenital kistik akciğer hastalığı
7 yıl önceKonjenital kistik akciğer hastalığı (İng. congenital cystic lung disease) nadir gelişim anomalilerini (anormallik) içeren ve akciğer ve solunum yollarında...
Akciğer zarı
3 yıl önceAkciğer zarı, (pleurae ya da plevra) akciğeri çevreleyen zarımsı iki dokudan oluşur. Dış zar göğüs duvarına bağlıdır (pariteal pleura) içteki ise akciğere...
Akciğer zarı, Akciğer, Tıp