Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Birliği'nin para politikalarını oluşturur ve yürütür, döviz operasyonlarını yönlendirerek ödemeler sisteminin düzgün çalışmasını sağlar. Merkezi Frankfurt'ta olan Banka, ayrıca üye ülkelerden 12'sinin kabul ettiği para birimi Euro'yu ihraç eder ve korur. Bankanın görevleri arasında ayrıca üye ülkelerinde fiyat istikrarı sağlamak ve faiz oranlarını belirlemek bulunmaktadır.
Tam bağımsız çalışan Avrupa Merkez Bankası'na üye ülkelerin hükümetleri, hiçbir şekilde müdahale edemez ve etkileyemezler. Buna rağmen banka, AB üye ülkeleri hükümetleri ve merkez bankaları ile yakın bir işbirliği çerçevesinde çalışır.
Avrupa Merkez Bankası'nın üç karar verme kuruluşu mevcuttur: Yönetim Kurulu, İcra Kurulu ve Genel Konsey.
Yönetim Kurulu
Yönetim Kurulu, Avrupa Merkez Bankası'nın en önemli karar organıdır. Üyeleri arasında İcra Kurulunun 6 üyesi ve Euro bölgesinin merkez bankası başkanları bulunmaktadır. Bankanın Yönetim Kurulu başkanlığını İcra Kurulu Başkanı yürütür. Bankanın Yönetim Kurulu, Euro bölgesinin para politikalarını oluşturur ve üye ülkelerin ticari bankalarının ECB'den alacakları kredilerin faiz oranlarını tespit eder.İcra Kurulu
Bankanın başkanı ve icra kurulunun 5 üyesi, üye ülkeler tarafından sadece 8 yıllık süre için seçilir. İcra Kurulu, bankanın para politikasını yürütür, üye merkez bankalarına günlük direktifler verir ve bankanın günlük çalışmalarından sorumludur.Genel Konsey
Genel Konsey, Avrupa Merkez Bankası'nın üçüncü karar verme organıdır. Bankanın icra kurulu başkanı, başkan yardımcıları ve tüm üye ülkelerin merkez bankası başkanlarından oluşur. Genel Konsey, Euro bölgesini geliştirmek için politikalar üretir ve eşgüdümü sağlar.Euro ve Para Politikaları
Euro, Avrupa Birliğinin (AB) para birimidir. Madrid'de 15 ve 16 Aralık 1995 tarihlerinde yapılan Avrupa Konseyi toplantısında, 15 ülke Hükümet veya Devlet Başkanları birlikte Avrupa tek para birimine 'Euro' denilmesini kararlaştırmıştır.Avrupa Birliği'nin oluşumundaki en önemli aşamalardan birisi tek para birimi olan Euro'ya geçiş olmuştur. Avrupa Birliği'nin üye ülkelerde ulusal para birimlerinin terk edilerek tek ve ortak bir para birimini kullanmak istemelerinin arkasında tamamen ekonomik nedenler bulunmaktadır. Bunlar:
Güçlü bir ekonomik ortam ve daha iyi finansman koşulları, böylece yüksek büyüme ve istihdamda artış sağlanması,
Tek Pazar'ı tamamlayıcılığı,
Yurtdışına yapılan seyahatlerde kur değişikliklerinden kaynaklanan kaybın engellenmesi ve kolaylık sağlanması,
İşletme maliyetlerinin azaltılması,
Dünyadaki parasal istikrara katkı.
AB tek para biriminin kullanılmasına ne zaman karar verdi?
Tek para birimi kullanma kararı, üye ülkeler tarafından Şubat 1997'de Maastricht'da imzalanan AB Antlaşması'nın temel taahhütlerinden biridir. Antlaşmada tek para birimi hedefi belirlenmiş ve bu hedefe ulaşmak için gerekli ve gerçekçi bir zaman takvimi açık biçimde yer almıştır.Avrupa Parasal Birliği'ne ve tek para birimine geçiş için üç aşama öngörülmüştü:
1. Aşama: 1 Temmuz 1990- 31 Aralık 1993
Birinci aşama, Tek Pazarın tamamlanmasını amaçlıyor, özellikle, AB içinde ve AB ve üçüncü ülkeler arasında sermayenin serbest dolaşımındaki sınırlamaların kaldırılmasını içeriyordu.II. Aşama: 1 Ocak 1994- 31 Aralık 1998
Üye ülkeler kendilerini Euro'nun kabulü için hazırlıklı hale getiriyorlardı. Bu safhada kurumsal anlamdaki ana değişiklik, üye ülkelerin para politikalarının koordinasyonunu güçlendirmek, Ecu'nun kullanılmasını teşvik etmek ve III. Aşamada Avrupa Merkez Bankasının kurulması için gerekli zemini hazırlamak üzere Avrupa Parasal Enstitüsü'nün (APE) kurulmasıydı. Mayıs 1998'de Brüksel'de yapılan Zirve ile 11 üye ülkenin katılımıyla ekonomik ve parasal birliğin son aşaması olan tek para birimine geçilmesi kabul edildi.III. Aşama: 1 Ocak 1999-1 Temmuz 2002
Bu aşamada özellikle Euro'nun kendi başına bir para birimi haline gelmesi gibi önemli gelişmeler yer almaktadır. Resmi Ecu sepeti bir ECU=bir EURO olmak üzere Euro sepetiyle yenilendi. Aynı zamanda, Euro'yu kabul eden üye ülkelerin ulusal para birimlerinin çevrim kurları da geri döndürülemez biçimde sabitlendi.Tek para birimine geçişte ve parasal birliğe katılmada en önemli kriter olarak, Maastricht kriterleri dediğimiz bazı ekonomik göstergelere sahip olabilme özelliği aranmaktadır. Buna göre Belçika, İspanya, Fransa, İtalya, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Avusturya, Portekiz ve Finlandiya geçiş kriterlerini yerine getirmeleri nedeniyle 1.1.1999'da başlayan son aşamaya geçebilmişlerdir. Bu ülkelere daha sonra 1.1.2001'de Yunanistan katılmıştır. Danimarka, İsveç ve İngiltere Maastricht kriterlerinin çoğunu yerine getirmekle beraber, tek para sisteminin dışında kalmayı tercih etmektedirler.
Maastricht kriterleri dediğimiz ölçütler:
1. Üye ülkelerin sahip olacakları en yüksek enflasyon oranı, 1998 Ocak ayı itibarıyla en düşük enflasyon oranına sahip üç üye ülkenin enflasyon oranının ortalamasının yüzde 1.5 üstüyle sınırlandırılmıştır.2. Üye ülkelerin uygulayacağı en yüksek faiz oranları, enflasyonda en iyi performansı gösteren ülkelerdeki son bir yıldaki uzun vadeli faiz oranlarının aritmetik ortalamasının en fazla yüzde 2 puan üzerinde olabilir.
3. Üye ülkelerin kamu borçları ve bütçe açığının yüksek boyutta olup olmadığı Konsey tarafından kararlaştırılır.
4. Üye ülke paralarının 1996-1998 tarihleri arasında Avrupa Kur Mekanizmasında belirlenen yüzde 15'lik dalgalanma marjları dışında devalüasyon yapmamış olması gerekir.
Üye ülkelerde meydana gelen ekonomik rahatsızlıklar diğer ülke piyasalarını da etkileyeceğinden tek para sistemine geçişte, bu kriterlerin baz alınıp uyulmasının sağlanması oldukça önemlidir. Bu kriterler çerçevesinde Avrupa Para Birliği'nin son aşamasına 1.1.1999'da girilmiş, Avrupa Merkez Bankası faaliyete geçmiş, ve tek Avrupa parası Euro 1.1.1999 tarihi itibarıyla kağıt üzerinde ve bankacılık işlemlerinde faaliyete geçmiştir. 3 yıllık geçiş süresi sonucunda ise 1.1.2002 tarihinde Euro 5, 10, 20, 50, 100, 200 ve 500'lük banknotlar halinde piyasaya sürülmüş ve ulusal paraların yerini almıştır.