Bu güçlenme günlerce sürer ve özellikle yazı parçalarıyla ilintilidir (şiirler, anlamlı nesir parçaları). Olay, Ballard`ın yaptığı bir deneyle 1913 yılında ortaya kondu.
Üzerinde deney yapılan kimse, şiir ve nesir parçaları, anlamsız heceler gibi sözle ilintili çeşitli malzemeyi ezberlemek zorundaydı; ama öğrenme süresi, öğrenilecek malzemeyi tam olarak benimsemesine yetmeyecek kadar kısaydı. Öğrenme döneminden hemen sonra, denekler hatırlama yöntemine göre bir ezber yoklamasından geçiriliyordu; denekten neyi hatırlıyorsa onu söylemesi isteniyordu. 24 saat ile 7 gün arasında değişen bir süre içinde ikinci bir yoklama daha yapılıyordu. Ballard, öğrenme döneminin hemen sonunda değil de 2 veya 3 gün sonra yoklama yapılırsa, hatırlama yüzdesinin daha yüksek olduğunu gördü. Öğrenme döneminin hemen sonunda hatırlanan bir şiirin unsurları %100 sayılacak olursa; iki gün sonra yapılan yoklamada bu miktar %117`ye; altı gün sonra ise %100`ün üstünde çıkıyordu.
Ballard olayı, genel olarak Brown`un varsayımına dayanır (1923). Bu varsayıma göre, her hafıza yoklanması (hatırlatma), verilen cevapları pekiştirdiği için, daha sonraki bir hatırlamada bu cevapların verilmesi ihtimalini arttırır; hatta, aynı konuyla ilintili yeni cevapların verilmesine de yol açar.
1954`te Ammon ve Irion, Ballard`ın deneyini yeniden ele aldılar ve öğrenme döneminden hemen sonraki hatırlatma ortadan kaldırılacak olursa, Ballard olayının da ortadan kalkacağını gösterecek bu varsayımı doğruladılar.