1920 yılında kaleme alınan ancak yazarın ülkesinde hiçbir zaman yayınlanmayan romanın kurgusu, Sosyalist bir devrimin ardından 26. yüzyılda geçmektedir ve kendisini örnek alan diğer romanlar gibi Mıyda dadistopik bir atmosfer mevcuttur. Romanda insan doğadan ve kendi benliğinden koparılmış, biz haline getirilerek toplumun sıradan bir parçası halini almıştır. Öyleki artık isimler kullanılmamakta, en üstün bilim olan matemetikten yararlanılarak her yurttaş bir sayı ile anımaktadır. Saydam cam duvarlar arasında yaşayan yurttaşların her anı sistem tarafından denetlenmekte, erkek ve dişi sayılar sadece sistemin izin verdiği ciftleşme anlarında bir perde ile dış dünyadan ayrılabilmektedirler. Toplum gelişmiş, bilim ilerlemiş, dünya dışına yolculuk yapmak bile mümkün olmuştur. ancak tanımlanan dünya bir ütopya değil, kara, karanlık bir ütopyadır.
Mıy romanı en gelişmiş sistemin bile daha iyi bir alternatifi olduğu iddiasını kendisine temel almıştır.
İlk olarak 1924 yılında İngiltere`de yayınlanan Kitap, Aldous Huxley`in Cesur Yeni Dünya ve George Orwell`in 1984 isimli kara ütopyalarına esin kaynağı olmuş, her iki yazar da 1920 yılında yazılan romanın bir benzerini yeniden kaleme almışlardır.
Roman 1921 yılında Soviyetler Birliği tarafından yasaklanmış, İngilizce tercümesi ise 1924 yılında yayımlanmıştır. Bu eser ilk anti-ütopyacı (ütopya karşıtı) romanlardandır; Aldous Huxley`in Cesur Yeni Dünya (Brave New World) ile George Orwell`ın 1984 isimli romanlarına esin kaynağı olmuştur.
Distopik bir geleceği konu alan romanda, hikaye baş kahraman "D-530"un ağzından bir tür günlük şeklinde anlatılır. Romandaki günlük biçimindeki anlatım, kahramanların isim yerine ürün koduna benzer kodlarla isimlendirilmesi ve genel anti-ütopyacı tutum daha sonraları birçok romanda kullanılacak ve roman birçok distopya konulu romana öncü olacaktır. Distopik bir hiciv olan romanda birçok özel ve farklı detay göze çarpar. Bunlara örnek olarak romanda evlerin saydam materyallerden yapılmasını verebiliriz. Buna göre ``herkes her an görülebilir``.
``Biz`` distopik gelecekleri konu alan, çoğunlukla totaliter ve özgür istemi kısıtlayan, yok eden iktidarları betimleyen romanların ilk örneğidir.