Burun
1 . Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı.2 . Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü.
3 . mecazKibir, büyüklenme:
"Burnundan yanına varılmıyor."-
4 . coğrafyaKaranın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü:
"Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum."- H. Taner.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
burnu (bile) kanamamak , burnu büyümek , burnu Kafdağına çıkmak (veya varmak) , burnu Kafdağında (olmak) , burnu kırılmak , (birinin) burnuna girmek , burnuna karıncalar dolmak , burnuna koymak , burnundan ayrılmamak , burnundan düşen bin parça olmak , burnundan (fitil fitil) gelmek , burnundan kıl aldırmamak , burnundan solumak , (birini) burnundan yakalamak , (biri, bir şey) burnunda (veya gözünde) tütmek , burnunu çekmek , burnunu kırmak , burnunun dikine (veya doğrusuna) gitmek , burnunun direği kırılmak (veya düşmek) , burnunun direği sızlamak , burnunun ucundan ötesini (veya ilerisini) görmemek , burnunun ucunu görmemek , burnunun yeli harman savurmak , burnunun yeli kırılmak , burnunu sıksan canı çıkacak , (bir işe) burnunu sokmak , burnu sürtülmek (veya burnu sürtmek) , burnu yere düşse almaz , burun bükmek , burun kıvırmak , burun şişirmek , burun yapmak
misafir - 9 yıl önce
Carbide Drilling Inserts - 1 ay önce
CNC Inserts - 1 ay önce