Büyük Hayal Kırıklığı

Kısaca: Büyük Hayal Kırıklığı, İkinci Büyük Uyanış döneminde ortaya çıkan bir 19. yüzyıl Amerikan Hristiyan mezhebi olan Millerciler hareketinin tarihinde meydana gelen önemli bir olaydır. Baptist bir vaiz olan William Miller, Daniel kitabındaki peygamberlik sözlerine (8. ...devamı ☟

Büyük Hayal Kırıklığı, İkinci Büyük Uyanış döneminde ortaya çıkan bir 19. yüzyıl Amerikan Hristiyan mezhebi olan Millerciler hareketinin tarihinde meydana gelen önemli bir olaydır. Baptist bir vaiz olan William Miller, Daniel kitabındaki peygamberlik sözlerine (8. ve 9. bölümler, bilhassa “İki bin üç yüz güne kadar; mabet o zaman temizlenecek” sözlerinin yer aldığı Daniel 8:14 ayeti) verdiği yorumlara dayanarak İsa Mesih’in 1844 yılı içinde yeryüzüne döneceğini öngördü. Daha kesin olan

22 Ekim 1844

tarihi Samuel S. Snow tarafından duyuruluyordu. Bazıları tüm varlıklarını hibe etmiş olan binlerce izleyici umutla bekledi. İsa’nın ortaya çıkmadığı

22 Ekim 1844

tarihi Büyük Hayal Kırıklığı olarak adlandırıldı. ==William Miller== Baptist vaiz William Miller 1831–1844 yılları arasında Kitabı Mukaddes araştırmalarına, bilhassa Daniel 8:14 ayetindeki “İki bin üç yüz güne kadar; mabet o zaman temizlenecek” şeklindeki peygamberlik sözüne dayalı olarak, İsa Mesih’in yeryüzüne çok yakında geri döneceğini öngördü ve duyurdu. İlk olarak “mabedin temizlenmesi”nin Mesih’in İkinci Gelişinde yeryüzünün ateşle arındırılması olduğunu varsaydı. Bundan sonra, gün–yıl ilkesi denen yorumlama ilkesini uygulayan Miller, diğerleriyle birlikte, bir peygamberlik sözü “gününü” 24 saatlik zaman dilimi olarak değil, takvim yılı olarak yorumladı. Ayrıca, Miller 2300 günlük dönemin MÖ. 457 yılında, Pers kralı 1. Artahşasta’nın Yeruşalim’i yeniden inşa etme emriyle başladığına ikna oldu. Böylece basit bir hesaplama 1843’te bu dönemin sona ereceğini –ve dolayısıyla Mesih’in geri dönüşünün gerçekleşeceğini– ortaya koydu. Miller takipçilerinin ısrarlarına rağmen beklenen İkinci Geliş için hiçbir zaman kesin bir tarih duyurmadı. Ancak onların ısrarlarına karşılık zaman aralığını Yahudi takviminin 5604 yılına daraltarak, şunları belirtmiştir: “İnandığım ilkeler kısaca İsa Mesih’in bu yeryüzüne tekrar gelerek onu temizleyeceği, arındıracağı ve tüm kutsallarla birlikte mülk edineceği, bunların da 21 Mart 1843 ile 21 Mart 1844 tarihleri arasında gerçekleşeceği şeklindedir.” 21 Mart 1844 tarihi hiçbir olay olmadan geçti, fakat Millercilerin çoğunluğu inançlarını korudular. Yeni tartışmalarla araştırmaların sonucunda Karayit Yahudi takimine göre (Rabbani Yahudi takviminin aksine) belirlenen yeni bir tarih –18 Nisan 1844– kısa süreliğine benimsendi. Bir önceki tarih gibi, 18 Nisan da Mesih’in dönüşü gerçekleşmeden geçti. 24 Nisan tarihli Advent Herald dergisinde Joshua Himes tüm “beklenen ve ilan edilen zamanların” geçtiğini yazdı ve kendilerinin “peygamberlik sözü döneminin sona erişinin tam zamanında yanıldıklarını” itiraf etti, Josiah Litch ise muhtemelen “yalnızca bunun bitimini gösteren olaya ilişkin bir hata içinde oldukları” kanısına vardı. Miller ayrıca kamuya açıklama yaparak, “İkinci Geliş İmanlılarına” hitap eden bir mektupta şunları yazdı: “Hatamı itiraf, hayal kırıklığına uğradığımı ikrar ediyorum; ancak yine de Rabb’in gününün yakın, hatta kapıda olduğuna inanıyorum.” 1844 Ağustosunda Exeter, New Hampshire’daki bir kamp toplantısında, Samuel S. Snow sonradan “yedinci ay” mesajı veya “gerçek geceyarısı seslenişi” olarak bilinecek olan kendi yorumunu sundu. Kutsal yazı tipolojisine dayalı karmaşık bir tartışmada, Snow Mesih’in “mevcut yılın, yani 1844’ün yedinci ayının onuncu gününde” geri döneceği şeklinde (yine Daniel 8:14 ayetindeki 2300 gün peygamberlik sözüne dayalı olarak) vardığı sonucu açıkladı. Yine Karayim Yahudilerinin takvimi kullanılarak, bu tarihin

22 Ekim 1844

olduğu belirlendi. Bu “yedinci ay mesajı” halkın geneli arasında “Millercilerin deneyiminde benzeri olmayan bir hızla yayıldı.” 22 Ekim 1844 22 Ekim olaysız geçerek pek çok Millerci arasında hayal kırıklığı duygularına neden oldu. Bir Millerci, Henry Emmons, daha sonra şunları yazdı: Tüm Salı Ekim günü boyunca bekledim ama sevgili İsa gelmedi; –Çarşamba sabahtan öğlene dek bekledim ve bedensel olarak her zamanki gibi sağlıklıydım, fakat saat 12’den sonra bitkinlik duymaya başladım, öyle ki daha karanlık çökmeden beni odama çıkarmak üzere birinin yardımına ihtiyaç duydum, çünkü doğal gücüm beni hızla terk ediyordu, böylece 2 gün boyunca yüzükoyun yere kapanmış olarak hiçbir acı duymadan yattım– ancak hayal kırıklığından fenalaşmıştım. William Miller 1849 yılındaki ölümüne dek İsa Mesih’in ikinci gelişini beklemeye devam etti. Etkileri Millerciler parçalanmış olan kendi beklentileriyle uğraşmakla kalmadılar, halkın genelinden önemli eleştirilerle, hatta şiddetle de yüz yüze geldiler. 18 Kasım 1844’te Miller kendi tecrübelerini Himes’a yazdı: “Bazıları alaycı bir şekilde ‘Daha yukarı gitmediniz mi?’ diye soruyor. Küçük çocuklar bile sokaklarda yoldan geçenlere sürekli olarak ‘Yukarı gitmek için biletiniz var mı?’ diye bağırıyorlar. En moda ve popüler türden kamu yayınları... Vahiy 6:11’deki ‘kutsalların beyaz kaftanlarını,’ ‘yukarı alınışı’ ve ‘yanma’ olan o büyük günü en utanç verici şekilde karikatürize ediyor. Kürsüler dahi ‘göğe alınma kaftanları’na ilişkin kepaze ve yalan haberlerin sürekli tekrar edilişiyle kirletiliyor, rahipler de sahip oldukları gücü ve kalemlerini günün en rezil dergilerinde alay listesini doldurmak için kullanıyorlar.” Şiddet olayları da oldu: Ithaca’da bir Millerci kilisesi yakıldı, Dansville ve Scottsville’de iki kilise tahrip edildi. Loraine’de bir çete Millerci cemaatine sopalar ve bıçaklarla saldırdı, Toronto’da bir grup ise katran ve tüye bulandı. Kanada’da bir meskende gerçekleştirilen başka bir grup toplantısına silah atıldı. Hem Millerci önderler hem de izleyicileri çoğunlukla şaşkınlığa ve hayal kırıklığına uğramıştı. Tepkiler çeşitliydi: bazıları Mesih’in dönüşünü günden güne gözlemeye devam etti, diğerleri ise başka tarihler öngördüler, bunlar arasında Nisan, Temmuz ve Ekim 1845 vardı. Bazıları dünyanın yedinci milenyuma, “Büyük Sebt”e girdiğini ve bu nedenle kurtulanların çalışmamaları gerektiğini ileri sürdüler. Diğerleri inançlarını İsa’nın Markos 10:15 ayetinde kayıtlı olan sözlerine dayandırarak çocuklar gibi davrandılar: “Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı’nın Egemenliği’ni bir çocuk gibi kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez.” Millerci O. J. D. Pickands, Vahiy kitapçığını kullanarak Mesih’in şu anda beyaz bir bulut üzerinde oturduğunu ve duayla yeryüzüne çağrılması gerektiğini öğretti. Ancak muhtemelen büyük çoğunluk imanlarından vazgeçti ve hayatlarını yeniden inşa etmeye koyuldular. Bazı üyeler eski kiliselerine geri döndüler. Önemli bir kesim Kuakerlere katıldı. 1845 yılı ortalarında çeşitli Millerci gruplar arasında doktrin çizgileri belirginleşmeye başladı ve gruplar, George R. Knight’ın “mezhep inşası” olarak tanımladığı bir süreçte, kendi farklılıklarını vurgulamaya başladılar. Bu süre içinde –imanlarını terk etmiş olanlara ek olarak– üç ana Millerci grup vardı. Mesih’in İkinci Gelişine inançlarından tamamen vazgeçmemiş olan Millerci grupların ilk ana bölümü, “kapalı kapı” inancına odaklananlardı. Bu inanç Joseph Turner tarafından yaygınlaştırıldı ve Millercilerin anahtar metinlerinden olan Matta 25:1–13 ayetlerindeki on kız benzetmesine dayanıyordu. Matta 25:11–12 ayetlerinde belirtilen kapalı kapı, deneme süresinin sonu olarak yorumlandı. Knight şöyle açıklıyor: “Kapı kapandıktan sonra ilave bir kurtuluş olmayacaktı. Akıllı kızlar (gerçek imanlılar) krallıkta olacak, akılsız kızlar ve diğerleri ise dışarıda kalacaklardı.”

22 Ekim 1844

tarihinin önemine ilişkin şüpheler ifade edildikçe kapalı kapı inancının yaygınlıkla kabul edilişi geriledi; o tarihte hiçbir şey olmadıysa, kapanmış bir kapı olamazdı. Bu kapalı kapı inançlarına muhalefetin başını Joshua Himes çekiyordu ve ikinci 1844 sonrası grubu bunlar meydana getiriyordu. Bu hizip çok geçmeden üstünlük sağladı ve Miller’i dahi kendi görüşlerine döndürdüler. Albany Konferansının kurulmasıyla etkileri arttı. Advent Hristiyan Kilisesi’nin kökleri bu Büyük Hayal Kırıklığı sonrası grubuna dayanmaktadır. Büyük hayal kırıklığından sonra oluşan üçüncü büyük grup, Hale’in ve Turner’in başını çektiği grup gibi, 22 Ekim tarihinin doğru olduğunu ileri sürdü. Ancak Mesih’in görünmez bir şekilde geri gelmesinden ziyade,

22 Ekim 1844

’te meydana gelen olayı epey farklı bir şekilde görmeye başladılar. Bu üçüncü grubun teolojik görüşlerinin henüz 23 Ekim 1844’ten –Büyük Hayal Kırıklığının hemen ertesi günü– itibaren oluşmaya başladığı anlaşılıyor. O gün, bir grup Advent imanlısıyla gerçekleştirilen dua toplantısında, Hiram Edson “ışığın verileceğine” ve yaşadıkları “hayal kırıklığının açıklanacağına” kani oldu. Edson’un tecrübesi onu O. R. L. Crosier ve F. B. Hahn ile birlikte konuyu kapsamlı bir şekilde araştırmaya yönlendirdi. Miller’in mabedin yeryüzünü temsil ettiği şeklindeki varsayımının hatalı olduğu sonucuna ulaştılar. “Daniel 8:14 ayetindeki temizlenecek olan mabet, yeryüzü veya kilise değil, gökteki tapınaktı.” Dolayısıyla, 22 Ekim tarihi Mesih’in İkinci Gelişini değil, göksel bir olayı belirliyordu. Bu üçüncü gruptan Yedinci Gün Adventist Kilisesi doğdu, Büyük Hayal Kırıklığının bu şekilde yorumlanışı da Yedinci Gün Adventist Kilisesi’nin İkinci Geliş Öncesi İlahi Araştırıcı Yargılama doktrininin temelini oluşturur. Yorumları 1845 yılı başlarında Day Dawn’da yayınlanmıştır.

Kaynak

*

Dipnotlar

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.