Cennet ve Sonrası

Kısaca: ''Cennet ve Sonrası'', 1970 Fransa-Çekoslovakya ortak yapımı gerçeküstücü dramatik filmdir. Özgün adı ''L'éden et après'' olan film ortak yapımcı ülke Çekoslovakya'da ''Eden a potom'' (Çekçe) ve ''Eden a co dialej'' (Slovakça) adlarıyla gösterilmişti. Filmin ABD'deki gösterim adı ise ''Eden and Afterdır. Film Türkiye'de Nisan 2005'te 24. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde gösterilmiştir. ...devamı ☟

Cennet ve Sonrası, 1970 Fransa-Çekoslovakya ortak yapımı gerçeküstücü dramatik filmdir. Özgün adı L'éden et après olan film ortak yapımcı ülke Çekoslovakya'da Eden a potom (Çekçe) ve Eden a co dialej (Slovakça) adlarıyla gösterilmişti. Filmin ABD'deki gösterim adı ise Eden and After'dır. Film Türkiye'de Nisan 2005'te 24. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde gösterilmiştir. Yönettiği ve çoğunun senaryosunu da kendisinin yazdığı filmlerinden çok (zaten 10 kadar film yönetmişti), Yeni Roman (Nouveau Roman) edebiyat akımının kurucu figürlerinden biri olarak tanınan Alain Robbe-Grillet'nin senaryosunu yazıp yönettiği "Cennet ve Sonrası", yönetmenin ikinci dönem sinemasını başlatan filmdir. Bundan önceki döneme ait siyah beyaz filmleri avangart, gerçeküstücü ve deneysel ağırlıklıyken, bu filmden başlayarak çektiği renkli filmlerinde sado-mazoşizmi ve cinsel saplantıyı merkeze aldığı gözlenmektedir. Başrolünü Catherine Jourdan'ın oynadığı filmde yönetmenin eşi Catherine Robbe-Grillet'nin de ikincil bir rolü vardır. "Cafe Eden" (Cennet Kafe) adlı tuhaf bir kulübe takılan can sıkıntısı içindeki bir grup üniversite öğrencisi macera arayışı içine girmişlerdir. Birer kabusu andıran boğucu sahneleriyle gizemli bir yapıya sahip olan bu filmin dış sahnelerinin bir bölümü Tunus'ta çekilmiştir. Fransa'dan sonraki ikinci gösterimi Haziran 1970'te Berlin Uluslararası Film Festivali'nde yapılan film bu yarışmada Altın Ayı ödülüne aday gösterilmiş ama kazanamamıştı Nisan 2005'te 24. İstanbul Film Festivali'nde yönetmenin diğer üç filmiyle (Bu filmler Ölümsüz Kadın, Avrupa Ekspresi ve Güzel Tutsak'tır) birlikte gösterilmiş, bu festivalde Alain Robbe-Grillet'ye yaşam boyu başarı ödülü verilmişti. Konusu Can sıkıntısı içindeki kızlı ekekli bir grup üniversite öğrencisi, derslerinin dışındaki zamanlarda fakültelerinin tam karşısında bulunan "Cafe Eden" (Cennet Kafe) adlı bir mekana takılmaktadırlar. Lunaparklardaki aynalı odaları ve bulmacalardaki labirentleri andıran çelik ve camdan yapılmış dekorlarıyla, devasa pop art posterleriyle fütüristik ama tuhaf görünüşlü bu büyük kafeteryada yaşlı bir garson ve kendilerinden başka ortalarda kimseler gözükmez. Gençler garsonun getirdiği kokainli limonatalardan içerler. Doğru düzgün bir uğraşıları olmayan yaklaşık yirmi kişiden oluşmuş bu gruptan hiç kimsenin yüzü gülmemektedir. Bir macera arayışı içindeki bu gençler bunalmış ve bıkkın tavırlarıyla sürekli aralarında küçük ama ciddi gibi gözüken oyunlar oynarlar. Kimi zaman kuru sıkı tek bir mermiyle oynanan Rus ruleti benzeri bir oyun, veya içkiye karıştırılan sahte zehirlerle oynanan başka bir oyun, hep bir cinayetin ve ölümün provası şeklinde cereyan eder. Oyunun sonunda düzenlenen garip müzikli cenaze törenine en sonunda, uzatıldığı cenaze platformuna eliyle vurarak tuttuğu ritimle 'maktul' de katılır. Oynadıkları diğer oyunlar arasında toplu tecavüzler, eşcinsel taklitleri vb de vardır. Bütün bu oyunlar büyük bir ciddiyetle oynandığı için başta seyirci tarafından gerçekmiş gibi algılanır. Film, ara ara baş karakter Violette (Catherine Jourdan)'in ağzından da anlatılır. Bir gün kafeye gelen takım elbiseli ciddi tavırlı Duchemin (Pierre Zimmer) adında bir adam gençlere Afrika'da öğrendiği birtakım gözbağı numaraları gösterir: Kırık şişe parçalarıyla elleri kan içinde kalmış olan Violette'i eski haline getirir, iyileştirir. Artık gençlerin ilgilisini çekmiş ve o da grubun bir parçası gibi olmuştur. Duchemin aynı seansta Violette'e "korku tozu" adını verdiği beyaz bir tozdan yedirir ve Violette kendisini Tunus'ta, bir dizi sadomazoşistik absürd hikayenin içinde bulur. Fragmanlar tarzında birbirini takip eden ve bir mantık içermeyen bu rüya benzeri garip hikayelerin öteki kahramanları ise Duchemin, kafedeki garson ve diğer arkadaşlarıdır. Hikayeden hikayeye aynı aktörler farklı farklı rollerde gözükürler. Bir fragmanda ölen bir aktör (ör. Duchemin) başka bir fragmanda tekrar ortaya çıkar. Hatta Violette bir fragmanda kendi ikizini bile görür. Filmin bu ikinci bölümünde Tunus'un egzotik manzaraları olağanüstü canlı renkleriyle hikayeye eşlik eder. Tunus mimarisinin başat renkleri olan beyaz ve mavi'ye, sıklıkla abartılı ve gerçek dışı bir şekilde bayrak kırmızısı rengiyle betimlenmiş kan eşlik eder. Bu sahneler, yönetmen Robbe-Grillet'nin kendi anlattığına göre Marquis de Sade'ın 1791 tarihinde yazdığı Justine adlı eserinden, bir de Lewis Carroll'un 1865 tarihli Alis Harikalar Diyarında adlı romanından esinlenilerek oluşturulmuştur. Tamamı Tunus'ta geçen ve halüsinasyonu andıran bu sahnelerden sonra öğrencileri eksiksiz olarak yeniden Cafe Eden'de otururlarken izleriz. Bütün bu olan bitenlerin gerçekte yaşanmamış olduğu ima edilmiştir. Dış sesin anlattıklarından, kendilerini can sıkıntısından kurtaracak ve onlara hayal dünyalarında yeni ufuklar açacak Duchemin gibi başka yeni oyuncuları beklediklerini anlarız. Oyuncu kadrosu Dış bağlantılar * * allmovie.com'da "L'Eden et Après" * Filmin DVD'si hakkında detay

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.