Cönk

Kısaca: Cönk Türk Halk Edebiyatında saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirlerini derledikleri, (alttan yukarıya) uzunlamasına açılan, çoğunlukla deri kaplı defter. Antolojiye benzeyen bu defterlere halk dilinde sığırdili de denmektedir. ...devamı ☟

Cönk Türk Halk Edebiyatında saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirlerini derledikleri, (alttan yukarıya) uzunlamasına açılan, çoğunlukla deri kaplı defter. Antolojiye benzeyen bu defterlere halk dilinde sığırdili de denmektedir.

Türkçe`de 15. yüzyıldan beri kullanılmakta olan cönk kelimesinin kökeni hakkında farklı düşünceler öne sürülmüş olsa da bugün Türkçe`de farklı iki kökenden geldiği düşünülen iki farklı cönk kelimesi vardır. Türkçe kökenli cönk kelimesi, halk edebiyatına dair bir terimdir. Malezya dili kökenli cönk kelimesi ise büyük yelkenli gemi manasındadır.

Cönkler çoğunlukla anonim mahiyettedir, yani yazarlarını bilinmemektedir. Her ne kadar cönklerde genel anlamda saz şairlerinin şiirleri yer alsa da, salt saz şairlerince yazılmış şiirlere yer verildiğini söylemek doğru olmaz. Çok sık olmasa da divan şairlerine ait şiirleri de ihtiva ederler. Dini bilgiler ihtiva eden, çeşitli hutbe ve vaaz metinleri barındıran dini ağırlıklı cönkler de mevcuttur. Örnek olarak 16. yüzyılda Dede Efendi tarafından yazılmış olan ``Dede cöngü`` verilebilir. Bunların dışında cönkler dualar, şifa reçeteleri, büyü tarifleri, maniler, hikayeler gibi birçok farklı bilgiyi barındırabilir. İçeriklerine göre cönkler, ``ilahi cöngü``, ``aşık cöngü`` gibi isimlendirilebilir.

Türk edebi tarihinin önemli bir kısmını oluşturan aşık ve tasavvuf edebiyatları ile ilgili bilinenlerin çoğu cönkler sayesinde olmuştur. Metodolojik açıdan modern derlemelerden çok uzak olsalar da, cönkler eski dönemlerin halkını ve edebi hayatını anlamak için çok önemlidirler.

Kaynaklar

Vikipedi

Cönk

Cönk âşık edebiyâtına kaynaklık eden ve uzunlamasına açılan antoloji.

Cönklerin uzunluğu enine göre fazla olup, boyuna açılırlar. Bu yüzden halk arasında “sığır dili” veya “dana dili” olarak da anılırlar. Hemen her türlü malzemeyi bulundurduklarından güçlükle manevra yapabilen gemiler için de bu tâbir kullanılmıştır.

Cönkler bulundurdukları malzemeye göre dört şekilde sınıflandırılır. Bunlardan birincisi, yalnız bir şâirin şiirlerine yer verenler veya herhangi bir hikâyeyi içine alanlardır. İkinci olarak, halk şiiri yanında divan şiirine de yer verenler. Üçüncüsü, yalnız halk şâirlerinin şiirlerini bulunduranlar. Son olarak da, şiir yanında rüyâ tâbiri, büyü ve İslâmî mevzulara ayrılanlardır.

Bu defterler, daha ziyâde halk arasında şiir meraklıları tarafından tertiplenmiştir. Bu bakımdan tek nüshaları vardır ve kütüphânelere verilmeleri zordur. Meraklının zevkine göre, ciltli ve ciltsiz şekilleri vardır. Bunları okuyanlar bellerindeki kuşaklarında taşırlar ve dededen gelen bir zevkin halk arasında devâmını sağlarlar. Cins bakımından kâğıtları âharlı ve âharsız olmasının yanında, yerli ve yabancı cinsten olanları da vardır. Daha ziyâde 17. asırdan sonra görülmüşlerdir. Bâzı şiirlerin aslını bulmakta ve manzûmelerin eksikliklerini tamamlamakta, bir de şiirlerin hangi şâire âit olduklarını belirtmekte aydınlatıcı rol oynarlar.

Cöngün edebiyât târihi içinde yer alan tezkire ve şiir mecmuâları ile benzer ve ayrılan yönleri de vardır. Bu durum tezkirelerle karşılaştırılınca, tezkirelerin nüsha sayısının fazlalığını, bir yazarının bulunduğunu, telif târihinin olduğunu, yalnız divan şiiriyle yazan şâirlerin biyoğrafilerine ve şiirlerine yer verdiklerini ve bir devlet büyüğüne sunulduğunu zikretmek gerekir. Buna karşılık cönkler tek nüshadır. Şekil îtibâriyle sığır dili gibi uzunlamasına açılmakta, kütüphânelerden çok şiir meraklılarının elinde bulunmaktadır. Muhtevâ bakımından halk edebiyâtı mahsullerine ağırlık verilmekle berâber, divan şiiri yanında, büyü, halk ilâçları, duâlar vs. yer vermektedir. Tezyinât bakımından îtinâlı olanları, tezkilerelere nisbetle oldukça az görünür. Şiir mecmuaları ile de derleme ve tek nüsha oluşları, toplayıcının zevkine göre ortaya konulmaları bakımından benzerlik gösterirler. Yalnız muhtevâda şiir mecmuaları ekseriyâ dîvân şiirine yer vermişlerdir. Bunun yanında, duâlar ile ilaç vs. konularına yer veren mecmualar da vardır ve ekseriyâ kütüphânelerde toplanmışlardır. Okuyucuları da okumuş kültürlü tabakadır. Özen gösterilerek ciltlenmiş ve tezyin edilmiş mecmualar da oldukça fazladır. Bunlar şekil bakımından tezkirelere benzerler ve cönkler gibi uzunlamasına açılmazlar.

Cönk

Türkçe Cönk kelimesinin İngilizce karşılığı.
[conk] n. blow to the head; head; nose; hairstyle in which the hair is straightened using chemicals v. break down, decay; straighten curled hair by chemical means

Cönk

büyük yelkenli gemi. saz ozanlarının, kendilerinin ya da başkalarının koşuklarını derledikleri, uzunlamasına açılan, deri kaplı defter.

Cönk

Türkçe Cönk kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Dschunke

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Ercişli Emrah
3 yıl önce

Fatih; Van Gölü Havzası ve Erciş Tarihi 2012 Konya BEKİRHAN, Mehmet Fatih, Cönk - Ercişli Emrah ile Selvihan Hikayesi, 2016 Konya BEKİRHAN, Mehmet Fatih...

Âşık Şenlik
7 yıl önce

âşık meclislerinde dinledikleri, yine yörede yapılan sohbetlerden ve okunan cönk kitaplarından faydalanmıştır. Şiirlerinde Köroğlu, Dadaloğlu ve Karacaoğlan...

Sevinç Çokum
7 yıl önce

1981-1985 yılları arasında eşi Rıfat İzzet Çokum'la birlikte kurdukları Cönk Yayınları'nı yönetti. 1990-2001 yılları arasında Türkiye gazetesinde iki...

Mehmet Çınarlı
7 yıl önce

) Güzelliklere Doymam (Şiirler, (1995)) Hatıraların Işığında (Hatıralar,Cönk Yayınları, (1984)) Aynı Yolda (Denemeler, Kültür Bakanlığı Yayınları, (1986))...

Türk Halk edebiyatı
3 yıl önce

kaynaklanan bir somutluk hâkimdir. Halk şairlerinin hayat hikâyeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde buluşur. Söyleyeni belli olmayan veya zamanla topluma...

Halk edebiyatı, Hikmet, Devriye, Ayin, Selis, İlahi, Semai, Varsağı, Şathiye, Tevhid, Kalenderí®
Besim Atalay
3 yıl önce

fil-Lügat-it-Türkiyye (1949). Tan Destanı (1925), Sakarya Destanı, Öğüt, Cönk, birinci defter (Manzum küçük hikâyeler), Onuncu Yıl Destanı (1933), Suna...

Besim Atalay, 1882, 1905, 1909, 1912, 1920, 1921, 1923, 1925, 1931, 1932
El yazması
3 yıl önce

yazarın söyleyerek yazdırdığına müellif diktesi denilmektedir. Enine olana cönk, sayfa kenarı notlarına fevaid, ilavelere hamiş, sayfa kenarındaki açıklama...

El yazması, Kültür, Taslak
Kul Himmet
3 yıl önce

bir araştırma görülmemektedir. Diğer Alevi-Bektaşi ozanları arasında, cönklerde rastlanan bazı şiirlerinden seçmeler yapılarak ve yaşamına ilişkin tahmini...

Kul Himmet, ,