Devi Gita, daha büyük bir kitap olan Srimad Devi Bhagavatam`ın yedinci bölümü, skandasıdır, Devi Bhagavatam`ın özü olarak bilinir. Yapısı, mistisizmi, yoga felsefelerini açıklaması, bilgeliği bakımından daha eski bir kitap olan Bhagavad Gita`ya benzemektedir, Upanişad özellikleri de gösterir. Şaktalar hem Bhagavad Gita`yı hem de Devi Gita`yı kutsal kabul etseler de teoloji ve işwara konusu nedeniyle Devi Gita`yı her zaman daha üstün görürler, daha "anlaşılabilir" olduğunu söylerler.
Panenteist bir metin olan Devi Gita`da, bütün Hint Tanrılarının aslında Ana Tanrıça`nın farklı görünümleri/tezahürleri olduğu söylenir:
"``Hareket eden ve etmeyen ne varsa hepsi benim içimdedir, Maya bile benden ayrı değil, en yüce Hakikat`tir bu...Tüm dünya her yönde olmak üzere Ben`im içimde örülegeldi.Ben Rab`bim ve Kozmik Can`ım, ben kozmik bedenim, hem Brahma, Vişnu, Shiva hem de Gauri, Brahmi ve Vaişnavi`yim ben``.
"``Ben Güneş`im, yıldızlarım, ben hayvanlar ile kuşların her türlüsüyüm... Ben dişilim ve aynı zamanda cinsiyeti olmayanım, herhangi bir yerde hangi şeyi görür ya da duyarsan o şeye tümüyle nüfuz ederim ben, her daim onun içinde ve dışındayım çünkü. Hareket eden hiçbir şey yok ki benden yoksun olsun çünkü eğer yoksun olsaydı kısır bir kadının oğlu gibi bir hiçlik olurdu o. Bir halat parçası yılan ya da çelenk gibi çeşitli görünümlere bürünebiliyorsa ben de bürünebilirim``." (Devi Gita 33:1-17)