Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Kısaca: İçimde garip bir karıncalanma halinde, bir takım iniltiler, mırıltılar, şekilsiz gölgeler... ...devamı ☟

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

HASTANE BAHÇELERİ

İçimde garip bir karıncalanma halinde, bir takım iniltiler, mırıltılar, şekilsiz gölgeler...

Aletler hırpalanan dizimde bir zonklama, fakat temiz, yeni sargıların verdiği rahatlık, parsumandan kurtulmuş olmak sevinci operatörün müthiş kararı, yakın istikbalime karşı duyduğum merak, derhal birçok tahminlere kalkışan endişeli zekamın faaliyeti gibi ruhumu birkaç parçaya bölen duygular ve düşünceler arasında karanlık dehlize çıktım.

Ağır ağır yürüyorum. Etrafımda ipe ipe dizili çamaşırlar gibi müphem dalgalanışlar. Onları görmüyorum. Kapanırken dizime çarpar korkusu ile büyük, yaylı kapıyı ihtiyatla açıyorum. Dış kapıdan bir sedye geliyor. Bakmadan daha hızlı yürüyorum.

Bahçe. Parlak bahar güneşi. İçerinin renklerinden ve kokusundan birdenbire ayrılan tatlı bir parlaklık, çamların yeşili ve taze bir tabiat kokusu. Uzakta, çamların altında, beyaz entarili hastalar derinliklere doğru gitgide küçülen, yumuşak hayaletler ile uzanmış, güneşleniyorlar. Koğuşlardan birinin penceresinden hasta bir çocuğun söylediği türkü geliyor. Kumlu yolda yürüyen ayakların çıtırdısı. Ve her an çamların karaltıların arasında ansızın beliren bir beyazlık.

Her gidişimde, hastahanelerin bahçeleri bana hüzün verirdi. Bunun manasını şimdi bulmağa çalışıyorum ve hastalıkla tabiat arasındaki büyük tezadı anlıyorum. Bu, bir bahçeden hastahanaye girerken ve bir hastahaneden bahçeye çıkarken en çok hissedilen şeydir.

Ve, bu bana kendi mes'elemi unutturuyor, ruhumda daha büyük muammalara doğru genişlemek, yayılmak için bir tebahhur başlıyor; zihnim boş, hiçbir şey düşünmeden, fakat içim dolu; ağır ağır, etrafıma bakınarak, biraz da sendeliyerek yürüyorum. Hasta çocuğun türküsü uzaklaşıyor.

Caddeye doğru çıkarken kendime doğru gitmeğe başlıyordum, felaketimi mücessem bir şekilde değil, büyük teessürlerimde olduğu gibi müphem bir takım hayaller ve remizler halinde hissediyordum; ameliyat olacağımı, sakat kalacağımı düşünümüyor, içimde garip bir karıncalanma halinde bir takım iniltiler, mırıltılar, şekilsiz gölgeler duyuyordum.

Caddeye çıkınca da bu devam etti, fakat hayatın gözlerimi çeken birçok hareketleri beni daha hakiki olmaya sevketti. Ne yapacağımı düşünmeye mecbur oldum.

İşim yoktu, eve gitmeliydim, tramvaya doğru yürüdüm. Şehrin gürültüleri de benim aksi istikametime doğru yürüyerek uzaklaşıyorlardı ve sesler, uzaklarda, sallanıyorlar, sallanıyorlar ve koparak parçalanarak, şehrin derinliklerine yuvarlanıyorlardı.

BAZI KEDERLERİN RİYAZİYESİ

Annenlere anlatılan kederler taksim değil zarbedilmiş olur

Kendimi çok sevdiğim an, kendime çok acıdığım an.

Beni yalnız bu koruyor: bu aşk, bu merhamet.

Ve dizimin acısını duymayarak yürüyorum, istikbalimden başka bir yere çıkan rahat ve emin yolda gider gibi yürüyorum.

Biz, kenar mahallelerden birinde annemle yalnız oturuyorduk. Ona bu fena haberi vermekte gecikmek için eve gitmek istemedim.

Felaketimizi başka biri ile taksim etmek saadettir, fakat annelerle değil, annelerle değil. annelere anlatılan kederler taksim değil, zarbedilmiş olur. Çocuklarının felhaketine iki kat şiiddetle hisseden anneler, bu ıstıraplarını çocuklarına daha fazla iade ederler; böylece keder anadan çocuğa ve çocuktan anaya her intikal edişinde büyüdükçe büyür.

Kırlara çıktım.

Şehir bana kendini unutturacak kadar geride kaldı.

Bir ağaç altına oturdum ve hasta dizimin zaviyesini her vakit ki itina ile ayarlayarak bacağımı uzattım. Bu zavallı uzvumun talihine ait hiçbir şey düşünmek istemiyordum, şuurumun hastalığımın üstüne boşaltacağı aydınlıktan kaçmak için ruhumun daha karanlık ve izbe katlarına kendimi atıyor, daha korkunç ve karışık hayallere dalıyordum.

Arada bir, bu karanlıklardan çıkarak, öğle güneş ile yanan karşıki tepelere baktıkça, karanlık bir odadan gayet aydınlık bir yere ansızın geçmiş gibi gözlerim kamaşıyor ve hayret içinde kalıyordum.

Ne aydınlık! Ne aydınlık! Bütün taşlar, topraklar, boşluklar, camlarla, aynalarla, beyaz madenlerle dolmuş gibi parıldıyor.

Fakat bu ışığa çok bakamıyordum, bu güneş bile gözlerimden içeriye girince, kendinden daha büyük bir karanlık denizine düşmüş gibi derhal sönüyor ve içimin rengini alıyordu.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (film)
7 yıl önce

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa'nın aynı adlı eserinden uyarlanan, yönetmenliğini Nejat Saydam'ın yaptığı, başrollerini Hülya Koçyiğit ve Kartal...

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (anlam ayrımı)
7 yıl önce

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu aşağıdaki anlamlara gelebilir; Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa'nın 1937 yılında yayımlanan romanı. Dokuzuncu Hariciye...

Nejat Saydam
3 yıl önce

çığırını açan kişi oldu. Buzlar Çözülmeden, Sarmaşık Gülleri, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu gibi başarılı edebiyat uyarlamalarını sinemaya kazandırdı. Saydam...

Nejat Saydam, 1929, 2000, 25 Ekim, Asiye Nasıl Kurtulur?, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fosforlu Cevriyem, Buzlar Çözülmeden, Küçük Hanımın Şoförü, Küçük Hanımefendi (film)
Nergis Kumbasar
7 yıl önce

dönemde pek çok reklam filminde oynadı. 1985'te TRT'de ekrana gelen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu dizisindeki Nüzhet rolüyle oyunculuğa adım attı. Ayrıca 1980'lerde...

Nergis Kumbasar, Aktris, Aktör, ,
Leitmotiv
3 yıl önce

nedenlerle- vesilelerle tekrarlanan ifade kalıbıdır. Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nda Nüzhet'in kahkaları, Yalnızız romanında "çay iç" cümlesi, Oğuz...

Laymotif
Peyami Safa
3 yıl önce

Safa (2 Nisan 1899 - 15 Haziran 1961), Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki...

Peyami Safa, 15 Haziran, 1899, 1901, 1914, 1918, 1921, 1922, 1928, 1931, 1936
Muhteşem Durukan
3 yıl önce

Kardeşim Benim (1983) Sessiz Ölüm (1985) Bugünün Saraylısı (1985) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1985) Katiller de Ağlar (1985) Umut Sokağı (1986) IMDb'de Muhteşem...

Ferdi Atuner
3 yıl önce

Vehbi)Sinema Filmi1985 Dul Bir Kadın (Kumarbaz)Sinema Filmi1985 Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Operatör)TV Dizisi1985 Öç (Menain)Video1984 Yabancı (Cavit)Sinema...