Altınbeşik Düdensuyu mağarası ilk kez 1966 yılında, bölgede Oymapınar barajı ile ilgili yapılan araştırmalar sırasında bulunmuştur. Adını bir üst kısmında yer alan Altınbeşik tepesinden almıştır.
1966 - 1967 yıllarında İngiliz ve Fransız mağaracılar ile ilk denemeler yapılarak kamuoyuna tanıtılmıştır.
Mağara içinden çıkan su, yeraltından Beyşehir Gölü ile irtibatlıdır. Beyşehir Gölü`nün kuzeyindeki Mada Adası`nda bulunan bir düdene kaçan su üzerinde yapılan boya deneyi, Düdensuyu mağarasından çıkan ve Manavgat Çayı`na karışan suyu boyamış ve böylece bu yer altı ilişkisi kanıtlanmıştır.
Altınbeşik Düden suyu mağarası iki kat üzerine yayılmıştır. Mağaraya 200 mt. uzunlukta bir yeraltı gölü üzerinden botla girilmektedir. Bu gölün sonunda traverten oluşumları vardır. Göl sonundan 44 mt.`lik dikey bir traverten oluşumu üzerinden ikinci kata çıkılmakta ve oradan 130 mt. uzunluğunda ince uzun sığ bir göl başlamaktadır. İkinci katın sonuna kadar küçük gölükcükler ve orta kısmındada göçük yapan çok büyük ve yüksek bir salondaki kalker blokları üzerinden, 1,5 km. kadar ilerlenebilmektedir. Mağaranın bu bölümü kısmen fosil durumuna geçmiştir, üst kat sağ ve sol cihetlerde bulunan yan kolların hepsi henüz araştırılmamıştır.
1985 yılında 10 kişilik bir Japon mağara grubu mağarada araştırma yapmış; 1.göl sonundaki 44 m.`lik duvar önünden, memba şeklinde çıkansuya dalış yaparak sifonun arka tarafına geçtikleri ve kumsal bir zemin üzerinden birçok gölleri geçerek dağın içine doğru 3500 mt. ilerledikleri bildirmişlerdir.
1992`da Orta Doğu Teknik Üniversitesi su altı dalış ekibine mensup, mağara sifonlarına dalış yapan dalgıçlar, mağara içindeki yer altı gölüne dalış yapmışlar, fakat arkaya geçit veren sifonun ağzını bulamamışlardır.
Mağaradaki araştırmalar henüz bitmemiştir. Zaten mağara turizme açıldığında da bütün sistemin dolaşılması mevzubahis değildir. Düden suyu halen aktif bir sistem olduğundan, bu durumu gözetilerek turizme açılmıştır. Yağışlı günlerde Düden patlaması olmakta ve mağaradan çok büyük su çıkmaktadır.