Edib Harabi

Kısaca: Muhammed Ali Hilmi Dedebaba'dan'' nasip alip tarikate giren Harabi hayatinin sonuna kadar bu ikrara sadik kalmis, siir ve nefesleri ile Bektasi edebiyatinin en kudretli ustadlarindan biri olmustur. ...devamı ☟

'Muhammed Ali Hilmi Dedebaba'dan nasip alip tarikate giren Harabi hayatinin sonuna kadar bu ikrara sadik kalmis, siir ve nefesleri ile Bektasi edebiyatinin en kudretli ustadlarindan biri olmustur. Bektasi olmadan önceki halini söyle anlatir: "Abdestimi alir, tastan duvare karsi bir kalkar bir yatardim. Savmi salati birakmazdim. Cennetle huri, gilman sevdasi vardi gönülde. Bes vakte bes katardim, çok namaz kilardim, camileri gezerdim. Allaha vasil olmak böyle olur sanirdim."

Saadet Gazetesi

Harabi ilk siirlerini Saadet gazetesinde yayinlamaya baslamistir. Yayinlanmis veya yayinlanmamis siirleri Bektasiler arasinda çabucak yayilmis, bestelenmis, sazla ve sözle Türkiye'nin her tarafinda söylenir hale gelmistir. Izmir'li Hüseyin Hüsnü Erdikut'u yazdigina göre Riza Tevfigin de mürsidi olmustur. Harabi hakkinda ilk defa genis bilgi veren ve onun siirlerinden mühim birkaç numume yayinlayan Saadettin Nüzhet Ergun olmustur. 1930 yilinda devlet matbaasinda basilip Maarif Vekaletince yayinlanan Bektasi sairleri adindaki kitabin 79-115 sayfalari Harabiye ayrilmistir. Mahlasları Şiirlerini Ahmed Edib, Edib, veya Harabi mahlası kullanarak yazmıştır. Harabi kelimesinin, diger aşık geleneginde olduğu gibi sadece mahlas olmadığı söylenmektedir. Çünkü Alevi Kızılbaş kültüründe nasip almak manevi aleme ikinci doğum olarak kabul edildigi için, ikinci doğum için ikinci bir isim genelikle verilir. Harabi isminin Mehmed Ali Hilmi Dedebaba tarafından verildigi tahmin ediliyor. Vefatı Birinci dünya savaşının bütün sıkıntılarını yaşiyan Edip Harabi, son yıllarını hastalıkla geçirmiştır. 1917 yılında İstanbul Fatih’te vefat etmiştır.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.