Eleştirel gerçekçilik, özellikle sanat kuramcısı György Lukács tarafından dönemi içinde gündeme getirilmiş olan terim, sosyalist gerçekçi sanat anlayışı içerisinde yer almayan gerçekçi sanat türlerini ayırmak için kullanılmıştır. Lukács, sosyalist gerçekçilikin toplumsal çatışmaları içeriden bir bakışla analiz ettiğini; eleştirel gerçekliğin ise dışarıdan bir bakışla kişileri ve onların iç çatışmalarını çözümlediğini dile getirir. Lukács'a göre içten bakışla dıştan bakış arasında şöyle bir fark vardır: İçten bakışta yazar, toplumsal çelişkilerin odağını bulur, sonra tipolojisini bu çelişkilerin çözümlenmesine yoğunlaştırır. Dıştan bakışta ise, yazar bireye bakarak çelişkilerini ortaya koyar. Bir tipoloji oluşturur. Sonra buna toplumsal anlam vermeye çalışır. Gerçekçi yazarlar her iki yöntemi de kullanırlar. Ona göre Eleştirel anlayış, şimdiyi anlamak ve geçmişi anlamak için bir anahtar konumundadır. Avner Ziss'e göre ise; eleştirel gerçekçi sanat özellikle dönemin gerçekliğinin, en başta da toplumsal adaletsizliğin yadsınmasından esinlenir.
Eleştirel Gerçekçilik
Bu konuda henüz görüş yok.