
Endoplazmik retikulumun membranı 50-60 A° kadardır. Kalınlığı hücre zarından az olduğu halde aynı yapıyı gösterir. İki koyu ve arsında açık renk tabakadan yapılmıştır. Bu membran sistemin yüz genişliği bazı dokularda ölçülmüştür.

Hücre sitoplazması, sentez işlevlerinin yürütülmesinde çok büyük bir önemi olan ve endoplazmik retikulum (ER) denen kanalcıklar ve borucuklarla donatılmıştır (endo = Yunanca iç; retikulum = Latince küçük ağ demektir). Bu sisteme "Ergastoplazma" da denir. Kanalcıklar (sisternalar) ve borucuklar çekirdek zarının hücre zarına kadar çeşitli şekillerde uzamasıyla meydana gelmiştir. Bu ince borucukların çeperi 5-6 nm. kalınlığındaki zar biriminden yapılmıştır; lümenlerinin çapı en azından 50 nm.'dir. Kanallar (sisternalar) hücre içi madde dağıtımını ve taşınımını, hücrede asidik ve bazik tepkimelerin birbirini etkilemeden bir çeşit odacıklar içinde oluşmasını ve hücrenin mekanik etkilere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Dolayısıyla borucukların lümeni, çekirdek porlarına doğrudan açılır. Bununla beraber ER'un iç ve dış zarı, çekirdeğin iç ve dış zarına bağlanmış, dolayısıyla ER ve çekirdek zar arası boşlukları ağızlaşmıştır. Bu nedenle çekirdekle yakından ilişkisi vardır. Her hücrenin endoplazmik retikuler sistemi kendine özgüdür. Kanalcıklar sistemi sabit değildir, gelişim ve işlev durumuna göre yapışı hızla değişebilir. Hücre bulunurken kaybolur, daha sonra yeniden oluşur. Hücre yaşlandıkça ER'un işlevleri ve kanalcıkların birbiriyle ilişkisi azalır, iki tip endoplazmik retikulum ayırt edilir.
Granüllü (Tanecikli) endoplazmik retikulum Özellikle protein sentezi yapan hücrelerde iyi görülür. Çünkü protein sentezi, çoğunluk ER'un borucuk ve kanalcıklannın dış yüzüne bağlanmış ribozomlarda gerçekleştirilir. Bu nedenle protein sentezlenen kısımları tanecikli görülür. Fakat ribozomların ER'a bağlanma zorunluluğu yoktur. Bakterilerde ER bulunmamasına karşın, ribozomca zengindirler. ER diğer maddeleri de sentezlemektedir (örneğin, yağ).
Granülsüz (Düz) endoplazmik retikulum Daha çok yağ sentezi yapan hücrelerde, özellikle steroyit hormonları sentezleyen endokrin bezlerde bulunur. Kural olarak ribozom içermezler. Fakat düz ER sistem ile granüllü ER sistem arasında belirgin yapısal bir fark yoktur. Bu sentezleri yapan enzimleri, ER sistemin zarlarından ayırmak mümkün olmamıştır.