kitapları
- Suyu uyandırım sesim olsun (şiir)
- Esmer bir acı (şiir)
- Hep kuzeydi gözlerin (şiir)
- Ateşe konuş Küle Ağa (deneme)
Türk eleştirmenlerce, iyi zemin çalışmalarının yanısıra...
"geceydi, kar yağıyordu geldiğimde. uzadı zaman, bir masala düştük saatin asılı olduğu duvarın tam karşısında tam karşısında hayatın ikimiz kaldık. kim akrepti, kim yelkovan hiç bilmedik. kar yağıyordu ve üşüyordu ellerin "
...fazla tariften, politik yankılı sık göndermelerden kaybettiği de dile getirilmiştir.
Dağlı bir kabiledir aşk
aşk, dört işlemle ifade edilmeyen görünmeyen rüzgar bir kum tanesinin hafızasında kalan kaya parçası düşün bozup bozup kendince kurduğu görüntüler ve resmi tarih yazıcılarının asla anlayamadığı şeydir aşk
aşk, suda ıslanmaz kutuplarda eksi altmış derecede bile yakar insanı babadan oğula devredilecek bir mülkiyet ve iktidar da değildir aşk. dini, dili, rengi, sınır ve bayrağı, nöbetçi kuleleri yoktur ama genellikle biri sonunda yaralanır acil servislerde de kaydına rastlanmaz erken tanısı yapılamayan yüreğimizi yurt edinmiş ve asla düze inmeyen dağlı bir kabiledir aşk
Kürt kökenli aydınlar ise hakkında daha ağır yorumlarda bulunmuşladır.
``Bu nedenle onu (Sümer Özgü) önemsiyorum ve yeni çıkan “Anadolu`dan Geldik” albümünü, “cilalı kültür”ün iğrenç girdabında boğulduğumuz bugünlerde dinlemenizi ısrarla öneriyorum. Yok eğer öz kültürümüzün bu sıcak türkülerini değil de “cilalı kültür”ün pespaye gıcırtısını dinlemek istiyorsanız, size şair dostum Fadıl Öztürk`ün bir dizesini “armağan” ediyorum: “Çiçekleri sulayın ama insafınız kurusun”.`` (Umur Hozatlı, 2006)
Bir şiirinin tamamı
İşte buna bıçak çekiyorum (şiirin tamamı)sözcüklerim varmıyor uzaklığına, suskundur takvimlerde adım üstelik, bir bir düşüyor bütün öpmelerim, ağır yenilgiler alarak. kalbimse sildi bütün defterlerde, adresini, yokluğunu kıyamet bilerek.
Sadece susarak özlüyorum seni Hiç tanımadan, ne garip a€¦ Sense uzaklara çivili, Bir deniz gibisin resimlerde
Dokunsan Dersim olur göçerim mecburen, yalnızlığın on milyon olur,istanbul duydum çok sonra, adın önemli değil; acın aynı tadı veriyor zaten.
Islık çalan zamanlardan gelmiştim, bilirim bulutları eskitmenin güzelliğini, zaman, o zaman değil şimdi, güneş yine doğar bu kente, ama gözlerin... gözlerin...
Şimdi adı yok hiçbir sevgilinin, sıcak dokunuşunda dağılan, binlerce öpücüğün...
İşte, buna bıçak çekiyorum, bir kadın, aşkını savunan bir çocuk, gülüşü gibi ince, bir havalanış...yok Belki de çekip vurmak , bütün uykuları göz kapaklarında...