False

False

1. anlamı (s)., (z). sahte, yapma, taklit, yanlış, hatalı; yalan, asılsız, aslı esası olmayan, yalancı; hakikatsiz, vefasız; hain; güvenilmez; (mak.) kuvvetlendirmek veya muhafaza etmek için konulan (parça); (müz.) ahenksiz, yanlış;(z). hile ile; yalan söyleye.
2. anlamı yanlış. takma. yapma. taklit. sadık olmayan.

False

False İngilizce anlamı ve tanımı

False anlamları

  1. (superl.) Not genuine or real; assumed or designed to deceive; counterfeit; hypocritical; as, false tears; false modesty; false colors; false jewelry.
  2. (adv.) Not truly; not honestly; falsely.
  3. (superl.) Not well founded; not firm or trustworthy; erroneous; as, a false claim; a false conclusion; a false construction in grammar.
  4. (superl.) Uttering falsehood; unveracious; given to deceit; dishnest; as, a false witness.
  5. (superl.) Not essential or permanent, as parts of a structure which are temporary or supplemental.
  6. (superl.) Not faithful or loyal, as to obligations, allegiance, vows, etc.; untrue; treacherous; perfidious; as, a false friend, lover, or subject; false to promises.
  7. (a.) To report falsely; to falsify.
  8. (superl.) Not according with truth or reality; not true; fitted or likely to deceive or disappoint; as, a false statement.
  9. (a.) To betray; to falsify.
  10. (a.) To feign; to pretend to make.
  11. (a.) To mislead by want of truth; to deceive.
  12. (superl.) Not in tune.

False tanım:

Kelime: false
Söyleniş: 'fols
İşlev: adjective
Türleri: fals·er; fals·est
Kökeni: Middle English fals, from Old French & Latin; Old French, from Latin falsus, from past participle of fallere to deceive
1 : not genuine false documents false teeth
2 a : intentionally untrue false testimony b : adjusted or made so as to deceive false scales a trunk with a false bottom c : intended or tending to mislead a false promise
3 : not true false concepts
4 a : not faithful or loyal : TREACHEROUS a false friend b : lacking naturalness or sincerity false sympathy
5 a : not essential or permanent -- used of parts of a structure that are temporary or supplemental b : fitting over a main part to strengthen it, to protect it, or to disguise its appearance a false ceiling
6 : inaccurate in pitch a false note
7 a : based on mistaken ideas false pride b : inconsistent with the facts a false position a false sense of security
8 : threateningly sudden or deceptive don't make a false move
synonym see FAITHLESS
- false·ly adverb
- false·ness noun

False ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Assumed, Delusive, Fake, Faux, Fictitious, Fictive, Hollow, Imitation, Mistaken, Pretended, Sham, Simulated, Sour, Untrue,

False ile zıt (antonym) anlamlı kelimeler

True,

False

İngilizce False kelimesinin İspanyolca karşılığı.
adj. falso, apostizo, falsificado, hechizo, falaz, doloso, falsario, farsante, fingido, hipócrita, infundioso, insincero, mentiroso, zaino; equívoco, delusorio, fementido, irreal, desleal

False

İngilizce False kelimesinin Fransızca karşılığı.
adj. faux; erroné; trompeur; faux; contrefait; mensonger; infidèle; artificiel; perfide

False

İngilizce False kelimesinin Almanca karşılığı.
adj. lügnerisch; nichtig; leer; irrig; gefälscht; gelogen; künstlich; unaufrichtig; treulos

False

İngilizce False kelimesinin İtalyanca karşılığı.
agg. falso; mendace; infido; ingannevole; ipocrita; finto, simulato; falsificato, contraffatto; posticcio; (Bot) pseudo; (Mus) stonato

False

İngilizce False kelimesinin Portekizce karşılığı.
adj. falso, ilusório; vão; vazio de significado; enganoso, enganador; plagiado; mentiroso; artificial; inconfiável

False

s. hileli, yanlış, hatalı, suni, taklit, düzmece, sahte, uydurma, hain, kalp, takma, yapmacık, haksız, iki yüzlü, yalandan yapılan, göstermelik, falsolu
zf. yanlış olarak, yalandan, yalancıktan, numaradan, göstermelik

False

İngilizce False kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
[false] bn. bedriegelijk; voor niets, tevergeefs; ledig; per vergissing; onwaar; gelogen; onecht; liegend; ontrouw

False

adj. not true; counterfeit; deceitful; wrong; artificial; not faithful
adj. false, lying, intrue, deceitful, disingenuous, insincere; wrong, erroneous, fallacious; pseudo, counterfeit, apocryphal, fake, pretended
n. lie; falsehood; forgery, fake; insincere person

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Falun
7 yıl önce

Falun, İsveç'in orta-güney kuşağında yer alan bir şehirdir. Şehir, Göller Yöresi'nin birkaç km kuzeyinde, ormanlık bir arazi üzerine kuruludur. Falun...

FN FAL
3 yıl önce

FN FAL(G1) adını Fusil Automatiq Legere (Hafif Otomatik Tüfek) kelimelerinin baş harflerinden alan bir saldırı piyade tüfeğidir.Üretimine 1950 yılında...

FN FAL, Belçika ülke bayrağı, Belçika, 1950, 1953, 1965, Afrika, Belçika, Gerilla, Güney Amerika, Nato
Me Haces Falta
7 yıl önce

"Me Haces Falta", (Türkçe: "Seni Özlüyorum") Amerikalı şarkıcı Jennifer Lopez'in tam uzunluklu İbyolca albümü Como Ama una Mujer'den çıkan ikinci teklisidir...

Fal
3 yıl önce

denir. Yüz falı, tarot, iskambil falı, bakla falı, el falı, kahve falı gibi birçok fal çeşidi bulunur. Bazı dinlerce yasaklanmış olan fal, günümüz modern...

Manuel de Falla
7 yıl önce

Manuel de Falla y Matheu, (d. 23 Kasım 1876, Cádiz – ö. 14 Kasım 1946, Alta Gracia) İbyol besteci ve piyanist. İbya’nın en tanınmış ve sevilen bestecilerindendir...

Manuel de Falla, 14 Kasım, 1876, 1905, 1907, 1913, 1914, 1919, 1920, 1921, 1922
Falun Gong
7 yıl önce

Falun Dafa (Falun Gong ya da sadece Dafa olarak da adlandırılır), evrenin karakteristiği olan doğruluk, merhamet ve hoşgörü ilkelerinin rehberliğinde...

Papatya Falları
7 yıl önce

Papatya Falları, Demet Sağıroğlu'nun dördüncü stüdyo albümü, 2000'in Eylül ayında çıkmıştır.Albümde "Au Dele De Couleurs" şarkısının Türkçe aranjmanı...

El falı
7 yıl önce

El falı, eldeki çizgilere ve yükseltilere bakarak bir kimsenin karakterini ve geleceğini okuma. El falının kökeni kesin olarak bilinmemektedir. Anavatanı...