Fransız Ginesi, Afrika kıtasının batı bölümünde kurulu olan Fransa koloni bölgesiydi. Fransa bölge üzerindeki hakimiyetini 1894 yılında 1958 yılına kadar sürdürmüştür.
Fransız Ginesi'nin önceli olarak bölgede kurulan Güney Nehri (Rivières du Sud) koloni bölgesi ile Fransa 1881 yılından itibaren bölgede idareyi ele almaya başlamış, bu bölge daha sonra Dakar koloni valiliğine bağlanmıştır. Fransa 1894 yılında bölgede sahip olduğu koloniler olan Rivières du Sud, Fildişi Sahili ve Dahomey koloni bölgelerinin her birini bağımsız koloni bölgelerine ayırmış, Rivières du Sud bölgesinin ismini de Fransız Ginesi Kolonisi olarak değiştirmiştir. Bu bölge 1895 yılında kendi başına bir koloni bölgesi haline getirilerek bölgeye Dakar'da bulunan genel valiye bağlı görevlendirilen vali atanmıştır.
Fransa bölgede idaresi altında bulunan Fransız Ginesi, Yukarı Senegal ve Nijer, Fildişi Sahili, Dahomey ve Senegal'i 1904 yılında Fransız Batı Afrikası koloni bölgesi adı altında bir federasyon yapısı içerisinde birleştirerek yine Dakar'da bulunan genel valiye bağlı vali atamıştır.
Fransa anakarasının Almanya tarafından işgal edilmesi sonucu Fransız Batı Afrikası üyeleri, Almanya ile işbirliği içerisinde olan Vichy hükûmeti ile Londra'da Özgür Fransa'nın sürgündeki hükûmetinin lideri Charles de Gaulle arasında tercih yapmak zorunda kalmış, Charles de Gaulle hükûmetini destekleyen Fransız Ekvatoral Afrikası hariç Fransız Ginesi'nin de dahil olduğu diğer tüm bölgeler Vichy yönetimini destekleme kararı almışlardır. Bu gelişmeler neticesinde Gine'de de Almanya'da sürdürülen politikaların bir yansıması olarak sömürge bölgelerinde ırkçı yasalar kabul edilmiş, sadece beyazlar ibaresinin olduğu tabelalar bölge genelinde asılmış, siyahilere yönelik ayrımcı bir politika izlenmiştir. Almanya'nın ve böylece Vichy rejiminin savaşı kaybetmesi neticesinde de bu tür ırkçı ve ayrımcı faaliyetlere bölgede son verilerek eski düzene geri dönülmüştür.
1958 yılında Charles de Gaulle'ün önemli yetkiler ile Fransa'da başbakan olması sonrasında, bu yetkilerini ilk olarak yeni bir anayasanın kabulünü referanduma götürerek kullanmıştır. Bu referandumda ayrıca Fransa'ya bağlı bulunan sömürge bölgeleri kendi gelecekleri hakkında da seçim yapma durumundaydılar. Buna göre sömürgeler ya Fransa'ya daha sıkı ve tamamen bağlanmayı ya da derhal bağımsızlık ile Fransa'nın tüm desteğinden yoksun kalmayı oylamış olacaklardı. Bu dönemde Fransız Batı Afrikası'nın en önemli ve güçlü partisi olan ve gelecekte Afrika'daki frankofon ülkelerde başa gelecek kişilerin içerisinden çıktığı Rassemblement Démocratique Africain (RDA) partisinin Gine'deki lideri olan Ahmed Sékou Touré varlık içerisinde köle olacağıma, yoksulluk içerisinde özgür olurum tezi ile bağımsızlıktan yana tavır alarak oylamada bir milyondan fazla Gineli'nin Fransa'ya bağlanmaya karşı oy kullanmasını sağlamış, 2 Ekim 1958 tarihinde de Touré önderliğinde bu referandumun yapıldığı sömürge bölgeleri içerisinde bağımsızlığını ilan eden tek ülke olarak ön plana çıkmıştır. Bu gelişme sonrasında Fransa 1958 yılında Gine'nin bağımsızlığına onay vererek Fransız Ginesi'nin fiilen bitmesini onaylamıştır.