Kırım hanı olarak ülkesine dönen Gazi Giray, kardeşi Fetih Giray’ı Kalgaylık ve diğer kardeşi Adil Giray’ın oğlu Baht Giray’ı Nureddinlik makamına getirdi. Gazi Giray, 1593 ve 1594 yıllarında, davet üzerine iki defa Avusturya Seferine katıldı. Lehistan içlerinden geçerek süratle orduya yetişen Gazi Giray, bu iki seferde de mühim yararlıklarda bulundu. 1596 Eğri Sefer-i Hümayununda ise kendisi Eflak’ta kalarak kardeşi Kalgay Fetih Giray’ı büyük bir kuvvetle yardıma gönderdi.
Eğri muharebesinde büyük hizmeti görülen Fetih Giray, Veziriazam Cağalazade Sinan Paşanın tavsiyesiyle Kırım hanlığına tayin edildi. Ancak Gazi Giray Han bu tayine usulsüz olduğu gerekçesiyle karşı çıktı ve Kefe’ye geldi. Bu arada Tatarların ileri gelenleri de Gazi Giray’dan memnun olduklarını belirterek yerinde kalmasını istediler. Nihayet Cağalazade Sinan Paşanın yerine geçen Veziriazam İbrahim Paşa, Gazi Giray’ı tekrar Kırım Hanlığına tayin ettirdi (1597).
Gazi Giray, bu ikinci hanlığında birincide olduğu gibi devlete bağlılığı ve tebaası üzerindeki sevgi ve otoritesi ile memleketi iyi idare etti. Savaşlara katıldı ve büyük hizmetlerde bulundu. Vakarlı ve ciddi bir zat olan Gazi Giray’la temas edenler, kendisinin ilim ve faziletini övmektedirler. Şairliği de meşhur olup, Türkçe, Farsça ve Arapça şiirler yazdı. Memleket müdafaası için yıllarca serhatlarda kalan ve düşmanla çarpışan Gazi Giray’a, bu hizmetlerine karşılık olarak Silistre sancağı dirlik olarak verildi. Ayrıca otuz bin altın cep harçlığı ihsan olundu.
1608 Martında taundan vefat eden Gazi Giray, Bahçesaray’da babasının yanına defnedildi. Hanlığı 20 seneden fazladır. Gazi Giray’ın Avusturya Seferi esnasında kendi el yazısıyla padişaha takdim edilmek üzere Hoca Sadeddin Efendiye göndermiş olduğu 1698 tarihli bir gazelinin ilk ve son beyitleri:
Biz mücahid kulunuz terk ederiz can ü seri Padişahım ne diyem, sonra duyarsın haberi
.......
Azmeder oldu gazayı, sefere Sultanım Kıl ana hayr-ı dua, ol da kulundur iş eri