Hakkari Turistik Bilgiler

Kısaca: Hakkâri, ulaşım ve haberleşmesi en güç olan bir ilimizdir. Modern konaklama ve dinlenme tesisleri ve turizm alt yapı tesisleri olmadığı için turizm sektörü gelişmemiştir. Anadolu’nun her köşesi gibi Hakkâri’de 5 bin yıl öncesine kadar uzanan târihî geçmişi, paha biçilmez arkeolojik ve tabiî güzellikleri ile turistler için aranan bütün imkânlara sâhiptir. ...devamı ☟

Hakkari, ulaşım ve haberleşmesi en güç olan bir ilimizdir. Modern konaklama ve dinlenme tesisleri ve turizm alt yapı tesisleri olmadığı için turizm sektörü gelişmemiştir. Anadolu’nun her köşesi gibi Hakkari’de 5 bin yıl öncesine kadar uzanan tarihi geçmişi, paha biçilmez arkeolojik ve tabii güzellikleri ile turistler için aranan bütün imkanlara sahiptir. Bazılarında 4 km’yi aşan 20 buzul ve krater gölleri, kış ve dağ sporları ve avcılık bakımından zengin bir turizm potansiyeline sahiptir. Hakkari dört mevsimi bir arada yaşayan nadir bir bölgedir. Tarih öncesi çağlardan kalma buzulların az ötesinde kır çiçeklerine rastlanır. Dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan balık, çiçek ve bitkiler bu bölgede bulunmaktadır.

Eski eserler:

Melik Muhammed Esad Medresesi: Hakkari beylerinden Melik Muhammed Esat tarafından 13. asırda yaptırılmıştır. Medresenin yanında Melik Muğhammed Esat ve aile fertlerinin mezarları da vardır. 1910 senesine kadar medrese olarak hizmet gören eser, daha sonraları uzun bir müddet viran halde kaldı. Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1984’te eski mimarisi üzerine yeniden restore edilen medrese, halen cami olarak faaliyet halindedir.

Zeynel Bey Medresesi: Hakkari beylerinden Zeynel Bey tarafından yaptırılmıştır. Sultan Üçüncü Murad zamanında Tebriz Seferine katılan Zeynel Bey bu seferde şehid düşmüş, Padişahın emri üzerine yaptırdığı medreseye defnedilmiştir. GÜnümüzde harabe halindedir.

Meydan Medresesi: Kitabesinden 1700 senesinde yaptırıldığı anlaşılan eser, Biçer Mahallesindedir. İki katlı, orta avlulu medreseler planındadır. Cumhuriyet döneminde bir süre cezaevi olarak kullanılan medrese, 1984’te Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilmiştir.

Kayme Sarayı: İki katlı olan sarayın kitabesinde 1910 tarihi vardır. Seyyid Abdullah Efendiye aittir. Sarayın kuzey ve batı duvarı günümüze ulaşabilmiştir.

Kelat Sarayı: Bölgedeki sivil mimari örneklerinin en önemlilerinden biridir. Günümüzde sadece güney cephesi ayakta kalabilmiştir.

Taşköprü: Osmanlılar döneminde Şemdinli Deresi üzerinde kurulan köprü, 10.80 m yüksekliğnde 21.60 m uzunluğunda 2.90 m genişliğindedir. Köprünün iki tarafında zeminle irtibatı sağlayan dolgu kısımlar yıkılmıştır. Günümüzde dallarla yapılmış eğreti bir kaplamayla geçişler sürdürülmektedir.

Gülüreş Baba Türbesi: Hakkari’nin BiçerMahallesindedir. Türbe 1982’de Camiler Derneği tarafından tamir ettirilmiştir. Kitabesi olmayan türbe kapısındaki tabelada Gülüreş Baba Doğum H. 465 (1074), ölüm H. 555 (1165) tarihleri vardır.

Seyyid Abdullah Türbesi: Şemdinli’nin 17 km batısında bulunan Bağlar (Nehri) köyündedir.Türbe mezarlık içindedir.Türbede Seyyid Taha-i Hakkari’nin amcası büyük alim ve veli Seyyid Abdullah medfundur.

Seyyid Taha-i Hakkari Mezarlığı: Şemdinli’nin Bağlar (Nehri) köyündedir.Mezarlıkta 16 civarında, üzerinde bitkisel motifler, ayet ve sözler bulunan mezar taşı vardır.Seyyid Taha-i Hakkari’nin mezar taşı ayakta olup, üzerinde;”Merkadi hafidi Seyyid Abdülkadir-i Geylani-eş-Şeyh Seyyid Taha bin Molla Ahmed (1269)” yazmaktadır.

Kaya resimleri: Cilo ve Sat dağları arasında kalan Bevarik Vadisi ilk insanların yaşadığı yerlerden biridir. Bu vadide yalçın kayalara çizilmiş en az 8 bin hatta 10 bin yıllık resimler vardır. Bu resimler, dünyanın en değerli ve en eski tarihi belgeleri sayılmaktadır. Şimdiye kadar 1179 kaya resmi bulunmuştur. Sıkı bir araştırma ile bu sayı artabilir. Bu resimler çok eskiden yaşamış insanlara aittir. Bu bölge gibi Geşitli bucağı çevresinde Feraşin ve Meydan-ı Zengil yaylalarında kaya resimleri olduğu ifade edilmektedir. Resimler, hayvan resimleri ve geometrik desenlerden ibarettir. Resimlerden bazılarının M.Ö. 5300-5500 senesinde çizildiği tesbit edilmiştir.

Dev evleri: Hakkari’nin birçok yaylasında bilhassa Bezirgan Çayırı, Faraşin Yaylasında, Gürpınar-Hakkari dağ yolunda rastlanan bu eserler üç veya dördü bir arada olan kayalara oyulmuş dev yapılardır. Bunların Asur saldırılarına karşı haber alma kaleleri veya yaylaya salınan sürülerin gözetlenmesi veya korunması için yapıldığı sanılmaktadır.

Eski kitap depoları: Hakkari Dağlarında kaya sığınaklarda değeri çok kıymetli (paha biçilemeyen) kitap depoları vardır. Yerleri meçhuldür. Avrupalı antikacılar, Dağlıca (Oramar)da bulunan bir kaya sığınağındaki kitap deposundaki kitapları yurt dışına kaçırırken yakalanmışlardır.

Tarihi Sid ve arkeolojik şehirleri: Hakkari’de eski çağlara ait şehir kalıntıları oldukça fazladır. Yüksekova ilçesinin Büyük Çiftlik köyü yakınında “Musasir” şehri ile Şemdinli’nin Nehri köyünde Huri Devletinden kalma tarihi kalıntılar (yazı, oyma taş, mezarlar) bulunur. Örençik köyünde dikili taş, Hurgain mevkiinde 15 m uzunlukta bir bina kalıntıları vardır. Kapıları arkadan kapatılan merdivenli oyma mağaralar. Oğul (Tal) Deresinde kayalara oyularak yapılan ve çarşısı bulunan Nasturi kilisesi ile Hakkari Merkez, Konak, Zap, Çanaklı ve Geçimli’de Nasturi kiliseleri vardır.

Kaleler: Hakkari Kalesi harabeleri ve sarnıçları park haline getirilmiştir. Buradan Hakkari kuş bakışı seyredilir. Uzungeçit ve Dağaltı köylerinde “kelameme” ve “keativuri” kaleleri vardır.

Tabii güzellikler ve mesire yerleri: Hakkari, haşin tabiatlı ve heybetli görünüşlü yüksek dağları ve derin vadileri ve dünyada eşine az rastlanan tabii güzelliklere sahiptir. Cilo ve Sat dağlarına “Türkiye’nin Himalayaları” denir. Devamlı karlı tepeleri, 20’den fazla dağ buzulu ve 20’ye yakın buzul gölleri, 4 bin metreden aşağıya sarkan buzulları ile küçük Asya’nın bir nevi milli parkıdır. Dağları görmek ve dağ havasını teneffüs etmek isteyenler için en ideal yer Hakkari Dağlarıdır. Hakkari av hayvanı bakımından zengindir. Dağ keçisi, dağ koyunu, ayı, kurt, vaşak, porsuk, sansar, tilki, keklik, kaz, ördek, turaç, toy, angut, turna, bıldırcın ve tavşan bulunur. Dağ keçisi ve dağ koyununun nesli tükenmek üzeredir.

Zap Vadisi: Zap Suyu eşsiz tabii güzellikler arasından geçer. Heybetli dağlar, yemyeşil vadi ve yamaçları ile dünyada ender rastlanan güzel bir yerdir.

Cilo ve Sat Dağları: Yüksek dağlar, karlı tepeler, vadi ve yamaçlarda bol sular, buzul gölleri ve yaylaları ile çok güzel bir bölgedir. Dağ ve kış sporları ile av turizmine de müsaittir. Cilo-Sat Dağlarının Milli Park haline getirilmesi için 1945’ten bu yana çalışmalar vardır.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.