Macmillan`ın ilk icraatlarından biri, Kıbrıs`ta hapisteki başpiskopos Makarios`u serbest bırakmak oldu. Bu, İngiltere`nin Kıbrıs sömürgesindeki katı siyasetinden vaz geçmesinin ilk sinyaliydi. 19 Haziran 1958`de açıklanan Macmillan planı, yedi yıllık bir geçiş dönemi çerçevesinde adaya siyasi otonomi tanıyordu, adadaki Türklerin ve Rumların siyasi haklarını belirliyordu. [1]
Amerikan nükleer füzelerinin İngiltere`de konumlandırılması böylece ülkesinin nükleer caydırıcılık kazanması için ABD ile müzakere yaptı. 1962`de Nassau Antlaşması ile Polaris füzelerini almayı başardı. Bu anlaşmaya kızan Fransa başkanı de Gaulle, İngiltere`nin AET üyeliğini veto etti.
İngiltere, ABD ve SSCB arasında 1962`de imzalanan Nükleer Testlerin Kısmen Yasaklanması antlaşmasının mimarlarındandı.
Macmillan, Süveyş Krizi sonrasında soğuyan ABD-İngiltere ilişkilerini düzeltmek için çaba harcadı ve başarı sağladı. Avrupa ülkelerine yakınlaştı, AET`ye geç de olsa üye olmak için çaba gösterdi. Başbakanlığı döneminde Afrika`daki İngiliz sömürgeleri bağımsızlıklarını kazanmaya başladılar. 1957`de Gana, 1960`da Nijerya ve 1963`de Kenya bağımsız oldu. Ancak Ortadoğu`daki İngiliz siyaseti müdahaleci olmaya devam etti. Irak`a ve Umman`a müdahale edildi.
Macmillan`ın ekonomideki başarısı, 1959 yılındaki genel seçimleri Muhafazkarların kazanmasını sağladı.