Preveze Zaferinden üç yıl sonra Almanya İmparatoru ve İspanya Kralı Beşinci Karl, Cezayir’i zaptetmek üzere büyük bir donanmayla harekete geçti. Andrea Doria’nın komutasındaki Haçlı donanması, 516 parça gemi ve 40 bin askerden müteşekkildi. İmparatorun asıl hedefi, Kuzey Afrika’daki Türk hakimiyetini yıkmaktı. Gafil avlanan Hasan Beyin kuvvetleri ise, 600 Türk levendi ile 2000 Arap gönüllüsünden meydana geliyordu. Buna rağmen Cezayir’i terk etmeyi düşünmeyen Hasan Paşa, mücadeleye karar verdi. Beşinci Karl şehre hakim Küdyetü’s-Sabun Tepesini ele geçirdiyse de ummadığı bir mukavemetle karşılaştı. Geri çekilen kuvvetleri yağmur ve fırtına sebebiyle yumuşayan toprakta hareket edemez hale düştü. Fırsatı kaçırmayan Hasan Paşanın üst üste vurduğu darbelerle imparatorun 20 bin askeri telef oldu. Bütün topları ve 130 harp gemisi ele geçirildi. Hasan Paşanın elinden güçlükle kurtulan imparator, tacını denize fırlatırken, Barbaros Hayreddin Paşanın amansız düşmanı Andrea Doria Preveze’den sonra yediği bu ikinci darbenin üzüntüsü içine düştü.
Bu sırada dokuzuncu sefer-i hümayunundan dönen Kanuni Sultan Süleyman, Hasan Paşayı vekaleten baktığı Cezayir Beylerbeyliğine asaleten tayin etti. Hasan Paşa, bundan sonra Akdeniz’de İspanya’yı daha sıkı bir şekilde baskı altına aldı. Cezayir’de bayındırlık işlerine önem verdi ve pekçok hayır eseri vücuda getirdi. Sağlığının bozulması sebebiyle, 1544’te görevinden ayrılan Hasan Paşa, 1549’da Cezayir’de vefat etti. Babü’l-vad’deki türbesine defnedildi. İspanyol tarihçi Hedo, Hasan Paşa için; “Hiç bir paşa, Cezayir’de onun kadar adalet ve hakkaniyet göstermemiştir” diye yazar.