Heybe
Türkçe Heybe kelimesinin İngilizce karşılığı.n. saddlebag, carpet bag
ile çıkrık aleti vb. alırlar, kendirden işlenmiş ip, sicim, urgan, yular, heybe, torba ve çuval alırlar. İşlenmemiş kendir lifleriyle yüklerini tamamlarlar...
Çıkrık, Çorum, 1957, 1963, 1968, 1973, 1978, 1984, 1989, 1994, 1997, 1999En sonunda bilgin birisi bir atın heybesine kireç yüklenmesini söyler. Bu evren denilen canavar bu atı heybesiyle birlikte yer. Böylece kireç midesinde...
Evrenli, Alaşehir, 1984, 1989, 1994, 1997, 1999, 2000, 2004, 2007, Ahmetli, Manisa, Akhisar, Manisaiçin oldukça elverişli olan bu dağ mahallesini Torunî Aşireti'nden bir heybe altın ve 40 kısır koyun karşılığında, 11.000 dönümü tapulu, 30.000 dönüm...
Åehirpazar, Erciş, 1984, 1989, 1994, 1997, 1999, 2000, 2004, 2007, Akbaş, Erciş, Aksakal, Ercişaşiretinden oldukları, hayvancılık ile geçindikleri 1970 yıllarına kadar, Kilim, Heybe dokudukları bilinmektedir. Sancaklı Aşireti, büyük bir aşiret olup; Manisa'nın...
Arabacıbozköy, Akhisar, 1984, 1989, 1994, 1997, 1999, 2000, 2004, 2007, Ahmetli, Manisa, Akhisar, Manisaçıngırak, kemerlik, hasır işleme, sarka, atlara başlık, hayvan süslemeleri, heybe ve benzeri malzemeleri yapıp satarak geçimini sağlayan kimse. At arabası...
salta, yelek, cübbe, yağmurluk, mest ve terlik gibi çeşitli giysiler, heybe, hurç ve eyer örtüsü yapılır. Bu nedenle abacılık Anadolu'nun her yanında...
bölgenin folklorik özelliklerini yansıtan, yörük kilimleri, alaçuvallar, heybeler, giysiler, işleme örnekleri, silahlar, günlük kullanım kapları, takılar...
Alanya Arkeoloji Müzesi, 1967, Alanya, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara, Antalya, Herakles, Lidya, Tunç Çağı, Urartu, Frigkarardıktan sonra başlar. Bu gurup içerisinde bir kişi omzuna bir tane heybe alıp gurup halinde mahalledeki evleri teker teker dolaşmaya başlar. bu sayacılar...
Kadıncık, Åereflikoçhisar, 1984, 1989, 1994, 1997, 1999, 2000, 2004, 2007, Acıkuyu, Åereflikoçhisar, Acıöz, Åereflikoçhisar