Bodin Reformasyon sırasında yaşamıştır ve dolayısıyla dini ve sivil ihtilafların arkaplanda yaşandığı bir dönemde eserlerini kaleme almış, düşüncelerini geliştirmiştir. Bu dönemde Fransa'da devletin desteklediği Katolik Kilisesi ile Kalvinist Huguenot'lar arasında büyük bir ihtilaf mevcuttu.
Her ne kadar eserleri siyaset felsefesi ve siyaset bilimi açısından önemli olsa da, eserlere tepki oldukça karışıktır; bazı yazarlar eserleri ve Bodin'in düşüncelerini övmüş, bazı yazarlarsa düşüncelerini ve örneğin metodolojisini eleştirmişlerdir.
Devlet Üzerine Altı Kitap veya özgün ismiyle Les Six livres de la République, Bodin'in başyapıtıdır. 1576'da kaleme alınan eser insanların karakterlerinin gelişiminde iklimin önemi ve etkisi gibi çeşitli sosyolojik ve antropolojik fikirlerin yanı sıra, egemenlik üzerine de önemli fikirler barındırmaktaydı.
Bodin
Bodin, felsefesi egemenlik kavramı üzerinde yoğunlaşan bir siyaset filozofu olmakla birlikte, öncelikle tarih alanındaki görüşleri ve araştırmalarıyla ün kazanmıştır. Daha doğrusu, o politikanın doğasıyla ilgili olarak kuşatıcı bir empirik resme ulaşabilmek için, tarihsel karşılaştırmaları kullanmış ve bu bağlamda, “eskilerin öteye beriye, şuraya buraya dağılmış yasalarını bir araya getirip bir sentez yapmamızı sağlayan şeyin” tarih olduğunu söylemiştir. Ona göre, tarih en iyi politik rehber olup, “evrensel hukuğun en iyisi, tarihin bağrında saklıdır.”Bir mutlakiyetçilik teorisyeni olup Hobbes'u birçok bakımdan önceleyen Bodin, devletin kiliseden bağımsızlaşması sürecine de önemli katkılar yapmıştır. Egemenlik kavramını ayrıntılı olarak inceleyen Bodin, egemenliğin sürekli olması ve iktidarı hayat boyu kullanan hükümdarların vicdanına bağlı bulunması gerektiğini düşünmüştür. Ona göre, üç tür yönetim tarzı vardır: Demokrasi, aristokrasi ve monarşi. Bodin bunlardan en iyisinin monarşi olduğunu söyler. Daha doğrusu, Bodin için ideal devlet, genelin iyiliği için aristokratik ve demokratik yönetim yapılarını kullanan monarşik devlettir.
Zira doğaya ve doğanın yasalarına en uygun olan rejim monarşidir; monarka yardım etmek üzere, en yetenekli kimselerin en iyi bir biçimde seçilebilmesini yalnızca monarşi sağlar. Başlıca amaç adalet düzeninin kurulmasıysa eğer, “soylularla sıradan insanları” gerçek bir toplumsal birlik içinde bir araya getirmeyi mümkün kılan biricik rejim, Bodin’e göre, yine monarşidir. Bodin’in istediği, özlediği mutlak monarşi, keyfi bir yönetim tarzı değildir, çünkü onda vergileri kabul ya da reddeden bir parlamento, korporasyonlar kurullar ve hükümdarla uyruklar arasında bir dizi ara kuruluş, vardır.