Kasım Hanlığı (1445-1552) Kazan Hanlığı'nın kurucusu Uluğ Muhammed Han'ın oğlu Kasım tarafından 1445 yılında kurularak 1681'e kadar sürmüş olan "Kasım Hanlığı", doğu Avrupa'daki Türk devletleri ile Slavlar arasındaki mücadelenin değişik ve karışık bir safhasını teşkil eder.
Kasım’ın Rus topraklarının ortasında kurduğu devletin masrafları, Moskova hazinesinden ve diğer Rus şehirlerinin gelirlerinden sağlanıyor, Kazan Hanlığı adına Moskova kontrol altında tutuluyordu. Fakat enerjik hükümdar Uluğ Muhammed Hanın kısa bir müddet sonra vefatı, oğulları arasında taht kavgalarına yol açtı. Fırsatı değerlendiren Moskova Büyük Knezi, Kasım Hanı destekledi. Rus yardımcı kuvvetleriyle desteklenen Kasım Han, kardeşi İbrahim’e karşı harekete geçti ise de, başarı kazanamayarak geri döndü. Bu hadiseden sonra, zaten Rus topraklarının ortasında kalan Kasım Hanlığı, Rus knezlerinin Kazan Hanlığını karıştırmak için kullandığı bir alet durumuna düştü. Devlet, kuruluş gayesinden tamamen uzaklaştı. Kırım Hanları ve Astırhanlar Sülalesinden hükümdarlar başa geçti. Ancak hiçbiri Rusların kontrolünden çıkamadı. Rusların çeşitli bölgelere düzenledikleri seferlere Kasım Hanları da iştirak ettiler. Gittikçe zayıflayıp benliğini kaybeden Kasım Hanlığı, 1681 yılında tamamen ortadan kaldırıldı.
Kasım halkı arasında kalan Müslümanlar, daha sonra İslam memleketlerine göçtüler. Bir kısmı ise günümüze kadar orada kaldılar.
Devletin merkezi olan Kasım şehri, Oka Nehrinin sol sahili yamacında Oka’ya dökülen iki küçük derenin arasında kurulmuştu. Kasım Han, burada bir taş cami inşa ettirdi. Tahrib edilen bu caminin yerine 1768 senesinde iki katlı başka bir cami yapıldı. Eski minaresi ise ayakta kalmıştır. Şehirde, hanlık döneminde yapılmış bir çok eser, Ruslar tarafından yakılıp yıkıldı.
Uluğ Muhammed Han, 1445 tarihli son Rus seferinde Vladimir'e kadar ilerlemiş ve 7 Haziran günü yapılan Suzdal meydan muharebesinde büyük bir zafer kazanarak Moskova çarı Vasiliy'i esir almıştı. Vasiliy, ileri sürülen bütün barış şartlarını kabul edince serbest bırakılmıştır. Sulh şartlarına göre, harp tazminatından başka, Moskova, Altın Ordu'ya karşı olan mükellefiyetlerini şimdi Kazan'a karşı ifa edecekti. Sulh şartlarının yerine getirilmesini kontrol etmek üzere gerek Moskova'da ve gerek Rus vilayet merkezlerinde birçok Kazanlı memur yerleştirilmiştir.
Bu anlaşmanın diğer bir mühim maddesi de, Moskova'nın nüfuzu altında bulunan Oka nehri üzerinde kurulan Kasım şehri merkez olmak ve civarındaki bölgeyi içine almak üzere "Kasım Hanlığı"nın kurulması olmuştur. Bu hanlığın kurulması ile Uluğ Muhammed, kendi oğlu Kasım idaresinde Moskova Knezliğinin iç durumunu kontrol altında bulundurmak ve gerektiğinde derhal müdahale etmek imkanına sahip oluyordu. Buradaki askeri kuvvetlerin masrafı birçok Rus şehirlerinin gelirlerinden karşılanacak, Moskova hazinesinden de her yıl para ödenecekti.
Sulh şartlarını, ancak sonradan öğrenen Rus halkı arasında hoşnutsuzluk baş göstermiş, şehirlerde camilerin yaptırılması da ahaliyi tahrik etmiştir. Kazan devleti ile yapılan anlaşmadan 3-4 ay sonra Vasiliy tahtından indirilerek gözlerine mil çekilmiştir. Bunun üzerine, Moskova'daki mevcut durumu muhafaza etmekle görevli Kasım Han, 1447'de Vasiliy'i tekrar Moskova tahtına geçirmiş, 1449, 1450 ve 1452'lerde Vasiliy'nin rakibi Şemaka'ya karşı seferler tertip etmiştir.
Kazan Hanı Uluğ Muhammed'in ölümünden sonra yerine büyük oğlu Mahmud (1445-1462), sonra Mahmud'un oğlu Halil (1462-1467), sonra Halil'in kardeşi İbrahim (1467-1479) geçmiştir. Bu sırada Kazan'da bir sülale ihtilafı baş göstermiş ve İbrahim'e karşı, Uluğ Muhammed'in ikinci oğlu Kasım Hanı, Kasım'ın namzetliği ileri sürülmüştür. Kazan'ın iç işlerine karışma imkanı vereceğinden, Moskova da bu hadise ile yakından ilgilenmiştir. Rus yardımcı kuvvetleri tarafından da desteklenen Kasım, İbrahim'e karşı harekete geçmişse de, başarı kazanamayarak geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Kasım Hanlığı'nın kuruluşundaki gayeyi ters bir yöne çeviren Kasım'ın bu hareketi, durumu kökünden değiştirmiştir. Böylece Kasım Hanlığı, Kazan Devleti'nin mühim bir vazifesini gören ileri karakolu olmaktan çıkarak, Moskova'nın, Kazan Hanlığı'nın iç işlerine karışmasını sağlayacak siyasi bir aleti haline gelmeye başlamıştır. Kasım Hanları'nın Moskova'da itibarları daha da artmış, aynı zamanda vergilerini de almakta devam etmişlerdir. Moskova Devleti, Kasım Hanlığı'nın askeri bilgilerinden faydalandığı gibi, İslam devletlerine karşı onları siyasi bir perde olarak da kullanmaya çalışmıştır.
Ruslar, 1468-1486 yılları arasında Altın Ordu üzerine açtıkları seferde, Kasım Hanı olan Dalyan Han da onların safında yer aldı. Dalyan Han 1486'da ölünce, Kırım Hanı Gazi Giray'ın oğlu Nurdevlet, Kasım Hanı oldu. Böylece Kasım Hanlığı bir süre Kırım Hanlığı'na bağlandı. Fakad Nurdevlet de Rus nüfuzuna girmekten kurtulamadı. Onun ölümünden sonra yerine geçen oğlu Satılgan, gerçekten Ruslara satılmıştı (1491).Kasım Hanlığı 1552'den itibaren tamamen Rus nüfuzuna girmişti ama şeklen 1861'de kadar devam etti.
Son hanlar zamanında Kasım hanlığı, Moskova tarafından tayin edilen Rus valiler tarafından kontrol edilmiştir. Seyid-Burhan'ın Hıristiyanlığı kabul ederek Vasiliy adını aldıktan sonra da Kasım Hanlığı tahtında bırakılmış olması, bu hanlığın artık Moskova'nın dış siyaseti için önemini kaybettiğini göstermektedir. Diğer cihetten Müslüman ahalinin zorla Hıristiyanlaştırılarak Ruslaştırılması siyasetine de hız verilmiş, fakat Fin kavimlerine tatbik edilen bu siyaset, müslümanlar arasında başarı kazanamamıştır. Bu yolda gayret gösteren Ryazan Başpiskoposu Mihayil, faaliyetini Müslüman ahali arasında da genişletmek isteyince halk isyan etmiş ve 1656'da piskopos öldürülmüştür. Seyid-Burhan'ın ölümünden sonra Arslan Han'ın zevcesi Fatıma Sultan-Bike tahta geçmiştir (1679-1681). Mühim bir maksatla kurulmuşken sonraları Türk ülkeleri aleyhine kullanılmış olan Kasım Hanlığı, 1681'de Fatıma Sultan-Bike'nin ölümü ile sona ermiştir.
Kasım Hanlığı'nın sınırları üzerine açık bilgi mevcut değildir. İlk zamanlarda oldukça geniş sahayı kaplamakla beraber, Moskova'nın kontrolü altına girerek idari taksimata tabi olduktan sonra, bunun Kasım, Yılatom, Şatsk ve Temnik kazalarını içine aldığı görülmektedir.
Türkçe'de Han-Kirman, Kirman, Kirmen, Kermen adları ile de anılan Kasım şehri, Oka nehrinin sol yüksek sahili yamacında, Oka'ya dökülen iki küçük ırmağın arasında kurulmuştur. Kasım Han tarafından yaptırılan taş cami yıkılarak 1768'de onun yerine 2 katlı başka bir cami yapılmıştır. Eski minaresi ise ayakta kalmıştır. Meşhur seyyah Pallas, 1768'de ziyaretinde eski sarayın harabelerini görmüştür. Pallas (1768) ve Velyaminov-Zernov'un (1863) eserlerinde, bugün de mevcut olan eski binalardan büyük Hanlar türbesi ile Avgan türbesi üzerine bilgi verilmiştir. 1909'da 17.075 olan nüfusun 2000'i Müslüman idi. Kasım ve civarında konuşulan dil, Türkçe'nin kuzey-batı grubuna dahil olup, bazı fonetik özellikler dışında, Kazan şivesine çok yakındır.
Kasım Hanları Tahta Geçiş
Kasım Han1445
Danyal Han1468
Nur Devlet1486
Satılgan Han1491
Canay Han1506
Seyid Avliyar1512
Şah Ali1516
Can Ali1519
Şah Ali (ikinci defa)1537
Şah Ali (üçüncü defa)1552
Sayın Bulat1567
Mustafa Ali1573
Uraz Muhammed1600
Tahtın boş kalması1610-1614
Arslan-Han1614
Seyid Burhan1627
Fatma Sultan-Bike1679
Rus istilası1681
Camellia - 1 ay önce
level devil 2 - 3 hafta önce
bruce - 3 hafta önce
bruce - 2 hafta önce
Lucinda - 2 gün önce