Kavramsal olarak bir kimseye işlemediği bir suçu isnat etmek, şetm, ayıp bir şey ithamında bulunmak anlamına gelen kazf, tarihi süreçte bir kimseye asılsız zina veya gayr-i meşru cinsel ilişki isnat etmek şeklinde özel ve sınırlı bir anlam taşır hale gelmiştir.
Atmak, fırlatmak anlamına gelen kazf “قذ٠” , İslam Hukuku eserlerinde iftira suçunu ifade etmek üzere en çok kullanılan kelimedir. Hatta klasik İslam Hukuku eserlerinde iftira ile ilgili bahislerin bu kavram başlığı altında ele alındığı söylenebilir. “Kazf”in Kur`an-ı Kerim`de çok sayıda ayette kullanıldığıdaha çok kelime anlamının tercih edildiği, ama kavramsal anlamına yakın kullanımlara da yer verildiği görülmektedir.
Kur`an`da
-Kalbe korku düşürmek, ilka etmek, atmak anlamıyla Ahzab Suresi, 33:26; Haşr Suresi, 59:2;
-Bir şeyi atmak, bırakmak anlamıyla Taha Suresi, 20:87;
-Üstüne atmak, üstün kılmak anlamıyla Enbiya Suresi, 21:18;
-Yerine koymak, atmak anlamıyla Sebe` Suresi, 34:48;
-Bir şeyi bir yere koymak, atmak anlamıyla Taha Suresi, 20:39;
-Bir şeyi atmak, fırlatmak anlamıyla Saffat Suresi, 37: 8 (ancak Sebe` Suresi, 34: 53`te kelime anlamının ötesinde, kavram anlamına yakın bir anlamı ifade ederek, atıp tutmak, asılsız iddiada bulunmak şeklinde çevirebileceğimiz biçimde) kullanılmıştır.
Kazf, Kur`an-ı Kerim ve Hz. Peygamber (SAV)`in uygulamalarıyla müeyyidesi açıkça belirlenmiş suçlar (hadler) arasında yer almaktadır.
Ø¥ÙÙ„Ùّا الÙّذÙين٠تÙابÙوا Ù…ÙÙ† بÙعْد٠ذÙÙ„ÙÙƒÙ ÙˆÙØ£ÙصْلÙØÙوا ÙÙØ¥ÙÙ†ÙÙ‘ اللÙّه٠غÙÙÙورٌ رÙÙ‘ØÙيمٌ
"Ancak tövbe edip bundan sonra ıslah olanlar müstesna. Çünkü Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Nur Suresi, 24: 4-5)
Osmanlıca kazf kelimesinin Türkçe karşılığı.
Atmak. İftira atmak. Ehl-i namus bir kadına zina isnad etmek. Buna "kazf-ı muhsenat" da denir. (Bak: Kebair)