Kestane Köyü, Gülyalı ilçesinin yukarı bölgesinde, Piraziz`le, sınırdır. 12988 dönüm kültür arazisi olan büyük bir yerleşme birimidir. Kayıtlara göre Kestane Köyü`nün Fatih devrinde de önemli bir yerleşme sahası olduğu anlaşılıyor. Fatih devri kayıtlarına göre köyün adı "Kesdane Deresi" olarak geçmektedir. 1455 tarihli Tahrir Defteri`nde Kesdane Deresi Köyün`de 6 hane, 1547 de 30 hane, 1613 de ise 72 hane bulunduğu belirtilmiştir. 1455 tarihinde "Kestane Deresi" köyünün tımarı Kadı oğlu Mustafa`ya verilmiştir. O tarihte köyde oturanların adları şöyledir:
``Sevindük oğlu Şeyh Hasan, Gündüloğlu Ahmed, Dölek oğlu Hamza, Tanrıvermiş oğlu Beyrek, Sevindük oğlu Şeyh Ali ve Hacı İbrahim.``
Kestane Deresi Köyü`nün 1485 yılında, tımarı, Ester Ağa`ya verilmiştir. Köyde buğday, arpa, bal, meyva ve koyun yetiştirildiği ve ayrıca bir de değirmen bulunduğu bildiriliyor. 1485 tarihinde köyde yaşayanlar arasında Sandal oğlu Hacı İbrahim`in Hatib, İsmail oğlu Ahmed`in İmma, İbrahim oğlu Mahmud`un demirci oldukları görülüyor.
Köyün Medresesi tahmini olarak 1820-1825 yılları arasında Kurdoğulları tarafından kurulmuştur. O dönemde İstanbul Fatih Medresesinde Kadı okulunda okuyan İmam Hüseyin`in torunu İmam Hasan`ın oğlu Molla Osman Efendi, köye geldiğinde Kurdoğulları tarafından kendisine çocuklarının okutulması ve medrese kurulması için anlaşılır ve bu amaçla arazi bağışlanır. Mahallenin adı medresede acemi yetiştiren yer (çaylakların yetiştirildiği yer) anlamında Çaylaklı adıyla köy kütüğüne geçmiştir. Kurdoğlu Mahallesi ise adını Kurdoğlu sülalesinden (yani Şenel ailesinden) almıştır.
Günümüzde Kestane Köyü adıyla anılan köyün 1990 sayımına göre nüfusu 1334 olup, Gülyalı ilçesinin en kalabalık bir yerleşme bölgesidir. Kastane Köyü`nün 13 bin dönüme yaklaşan arazisinin yüzde 71`ini fındık bahçeleri, yüzde 18`ini tarla arazileri kaplamaktadır. Yüzde 11 civarında koruluk ve bozuk orman sahasının bulunduğu köyde ormanlar, sürekli olarak daralmakta, yerlerini fındık bahçeleri işgal etmektedir. Köyün adının, çevrede yetişen kestane ağaçlarının çokluğundan aldığı söyleniyor. Bu konuda, M.Ö. 400. yüzyılda bu topraklardan geçen Ksenefon`un anılarındaki bilgiler de bu olasılığı güçlendirmektedir.
Kaynak
Gülyalı belde ve köyleri