Mehmed Kemal Bey (d. 1884 - ö. 10 Nisan 1919), I. Dünya Savaşı'nın son yıllarında Yozgat mutasarrıfı ve Boğazlıyan kaymakamı olan Osmanlı bürokratı. Tehcirle ilgili gerekli önlemleri almadığı ve bu nedenle tehcire konu kişilerin can ve mal kaybına uğramalarına neden olduğu gerekçesiyle,yargılandı ve idama mahkûm edildi.
I. Dünya Savaşı'nda, Türkiye'de yaşıyan Ermenilerin, bir kısmı daha önce kurdukları ve faaliyetlerini sürdürdükleri, bir çok Ermeni örgütüyle, özgürlük adı altında ayaklanma başlatarak, Osmanlıyla savaş halindeki Rus kuvvetlerinin yanına geçerek Türk nüfusa karşı saldırı ve katliamlar yaptılar.Bu durumu engelleyerek,halkın can ve mal güvenliğini sağlamak üzere,dönemin Osmanlı Hükümeti,(İktidardaki İttihat ve Terakki Fırkası) Bazı bölgelerdeki,Ermeni vatandaşlarını başka bölgelere nakletme kararı aldı.(Tehcir).Bu sevkin(Tehcir),gerçekleşmesi amacıyla yapılan uzun yolculuk esnasında,zaman,zaman, gerek doğal hava şartlarının zorluğu,(Soğuk v.s) gerekse,çetelerin(Kürt v.s) saldırıları sonucunda, Sevk edilen kişiler can ve mal kaybına uğramışlardır.Bu bağlamda Yozgat ili'nin, Boğazlıyan ilçesinde bulunan Ermenilerin'de Suriye'ye sevki uygun görüldü.Bu sevk işlemini yerine getirmek üzerede, mülkî amir olarak Boğazlıyan Kaymakamı, Kemal Bey görevlendirildi. Osmanlı Devleti'nin savaşta yenilmesinden sonra İttihat ve Terakki Fırkası dağıldı ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası iktidara geldi. Yeni hükûmet İttihat ve Terakki Fırkası ile bağlantılı bürokratları görevden alıp yerlerinede kendine yakın bürokratları getirdi.Görevden alınan birçok bürokratların hakklarında doruşturma ve incelemeler yapıldı.İşte bu Soruşturma ve İncelemeler esnasında, Boğazlıyan Kaymakamı, Kemal Beyin de hakkında tehcir sırasında Ermeni ahalinin can ve mal kaybına uğramaması için gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle,soruşturma ve sonrasında da yargılama yapıldı.Bu yargılama sonunda Kemal Bey sorumlu bulunarak İdama mahkum edildi. Yargılamasında "Ben aldığım emri yerine getirdim. Sürgün edilenlere insanî şekilde davrandım. Vicdan azabı duymuyorum. Kimsenin ölümü için emir vermedim." diyerek suçlamalara karşı çıktı.Ancak maalesef, "ilahlar kurban istiyor"anlayışı sonucu,kendisi idam edildi.Bu orantısız cezalandırma eyleminin yanlışlığı sonraki hükümet ve yetkilileri tarafından fark edilerek, Kemal Bey'e iadei itibar yapılmış ve ailesinden özür dilenmiştir.
Dönemin padişahı Vahdettin idam kararını ülkede olaylar çıkabileceğini gerekçe göstererek onaylamak istememiş ve dönemin şeyhülislamından fetva istemiştir. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin verdiği fetva ile infaz, 10 Nisan 1919'da İstanbul Beyazıt Meydanı'nda gerçekleştirilir. Ermenilere Soy Kırım yaptığı ileri sürülen Dönemin Osmanlı Hükümeti Yetkililerinin, aynı Ermenilerin canını ve malını yeteri kadar koruyamadığı gerekçesiyle kendi bürokratı bir kaymakamını yargılayıp idam etmesi ileri sürülen soykırım iddiasını kökten çürütmektedir.Soykırımı benimsemiş ve bu amacla hareket eden bir Devlet soykırıma uğratılması düşünülen topluluğun mal ve can emniyetini korumayı düşünmez ve bunun için gerekli tedbiri almadı diye bir kamu görevlisini idam etmez.Nitekim Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanya'sı döneminde,Yahudilere yapılan soykırım esnasında, yahudilerin can ve mal güvenliğini koruyamadığı gerekçesiyle kimse yargılanmamış ve ceza almamıştır.Zaten,Soykırım yapmayı amaçlayan bir Devlet'de bunu düşünmez.Böylece Türkiye hakkındaki bu sözde soykırım iddiasının ne kadar gerçek dışı ve temelsiz olduğu ortadadır.
Mezarı, Kadıköy, İstanbul'dadır.