Nakşibendiyye
Kısaca: Nakşibendiyye Ehl-i sünnet tarikatlerinden (tasavvuf yollarından) biri. Kurucusunun isminden dolayı bu ismi almıştır. Kurucusu Şah-ı Nakşibend adıyla tanınan Behaeddin Muhammed bin Muhammed Buhari'dir (v. 1389) (Bkz. Şah-ı Nakşibend). Nakşibendiyye, hazret-i Ebu Bekr ve hazret-i Ali vasıtasıyle Peygamber efendimize ulaşır. Nakşibendiyye silsilesi, hazret-i Ebu Bekr'den, Bayezid-i Bistami'ye kadar Sıddikiyye; Bayezid-i Bistami'den Abdülhalık Gocdüvani'ye kadar Tayfuriyye; Abdülhalık Goc ...devamı ☟
Nakşibendiyye silsilesi, hazret-i Ebu Bekr'den, Bayezid-i Bistami'ye kadar Sıddikiyye; Bayezid-i Bistami'den Abdülhalık Gocdüvani'ye kadar Tayfuriyye; Abdülhalık Gocdüvani'den Behaeddin-i Buhari'ye kadar Haceganiyye; Behaeddin-i Buhari'den Ubeydullah-ı Ahrar'a kadar Nakşibendiyye; Ubeydullah-ı Ahrar'dan İmam-ı Rabbani'ye kadar Ahrariyye; İmam-ı Rabbani'den Mazhar-ı Can-ı Canan'a kadar Müceddidiyye; Mazhar-ı Can-ı Canan'dan Mevlana Halid-i Bağdadi'ye kadar Mazhariyye; Mevlana Halid-i Bağdadi'den sonra ise Halidiyye olarak anılmıştır.
Nakşibendiyye yolu, Ehl-i sünnet itikadına bağlılığa, dinin emir ve yasaklarına uymaya öncelikle önem verir. Bunlardan sonra, dünya işleriyle uğraşırken, Allahü tealayı unutmamayı, her an O'nu hatırlamayı tavsiye eder ve bunun yollarını öğretir. İnsanların ruhen yükselebilmeleri için kendine has usul ve metodları vardır. İslam memleketlerinde ferd ve cemiyetin ıslahında iyi insanlar yetişmesinde büyük hizmeti olmuştur.
Nakşibendiyye daha çok Hanefi muhitlerde yayılmıştır. Behaüddin-i Buhari'nin halifelerinden Yusuf-ı Hemedani'nin halifesi Ahmed Yesevi ile Maveraünnehr'de; Abdülhalık Gocdüvani ile Harezm'de; Ubeydullah-ı Ahrar'ın halifesi Abdullah-ı İlahi(v. 1491), Muhammed Ma'sum'un halifeleri Murad-ı Münzavi, Ahmed-i Yekdest ve Mehmed Emin Tokadi ve Mevlana Halid-i Bağdadi ve halifeleri tarafından Anadolu'da; Muhammed Baki-billah ile Hindistan'da yayıldı. Hindistan'da İmam-ı Rabbani'ye nisbetle Müceddidiye adı ile gelişerek Hicaz, Irak ve Suriye'de; Özellikle Mevlana Halid-i Bağdadi'den (v. 1826) sonra Irak, Suriye ve Anadolu'da daha çok yayıldı. Osmanlı padişahları ve devlet adamları tarafından rağbet gördü.
Yayıldığı yerlerde Ehl-i sünnet dışı itikadlar yok olmuş veya yayılmasına imkan bulamamıştır. Nakşibendiye yolu, Osmanlılar tarafından olduğu gibi, Ehl-i sünnet olan Hint, Türk ve Özbek Türk devletlerinden de himaye ve destek görmüştür.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bu konuda henüz görüş yok.