Obsesyonel Nevroz
Kısaca: Obsesyonel kompülsiyon, belli bir hareketi yahut hareketleri tekrar tekrar yapmak için duyulan zorunluk (örneğin ritüeller veya dokunma) anlamında kullanılan bir terimdir; obsesyonel rüminatif ise genellikle kişinin korku duyduğu, inatçı nitelikteki düşünceler (örneğin, mikrop korkusu, günah işleme korkusu) biçimini alan kompülsif fenomenler anlamına gelir. ...devamı ☟
Teşhis için iki kriter şarttır. Bunlardan birincisi, sübjektif bir kompülsiyon duygusunun semptomlara mutlaka eşlik etmesidir; ancak, kişi çok seyrek olarak hu tekrarlayan, korkulu düşüncelerin gerektirdiği davranışı eyleme döker. İkincisi de, hasta kompülsif fikrin kendi aklının bir ürünü olduğunu kabul etse bile, buna her zaman karşı koyma eğilimi gösterir. Hasta genellikle, duyduğu bu kompülsiyonun nesnel anlamsızlığını kabul eder, ama aşırı bir pislik yahut mikrop korkusu (fobisi) duyan bir kişi gibi sık sık elini yıkamasının hiç de gereksiz olmadığını kolayca kabul etmeyebilir. Anksiete, ajitasyon yahut gerilim evrensel olarak mevcuttur özellikle, yerine getirilmesi olanaksız bir kompülsiyon sözkonusuysa. Obsesyonel yatkınlığı olan ebeveynlerle ilçili genetik yahut ortamsal etkilenmenin etyolojik önem taşıdığı ispatlanmıştır. Daha önceden rrıevcut patolojik bir kişilik, esnek olmayan tutumlar, düzen ve disiplin sevgisi gibi faktörler de predispozisyon yaratır. Kişi kendisine yüksek standardlar belirler ve bunlarla ilgili olarak büyük bir anksiete duyar. Nevrozu presipite eden etkenlerse, kişinin özellikle ve kişisel olarak yatkın olduğu herhangi bir fizyolojik yahut psikolojik stress olabilir.
Bu hastalıklar, kesin biçimiyle orta yaşlarda belirmekle birlikle, nörotik semptomlar erken yaşta başgösterir. En sık görülen tipi yıkama kompülsiyonlarıdır; pislik ve mikrop korkusu da yaygındır. Bazı hastalar belli bir düzene göre giyinme, ya da evlerini belli bir tarzda yerleştirme gereği duyarlar. Bazılarında da çok kere belli bir sayıyla ilgili dokunma kompülsiyonları vardır: örneğin, ellerine almadan önce kasığa yedi kez dokunurlar. Başka hastalar herşeyi sayısız kez yeniden kontrol ederler ve birçoklarında fobiler gelişir. Kompülsif semptomların, yaşamın ikinci ve üçüncü yılları gibi çok erken bir dönemde başladığına ilişkin güvenilir raporlar vardır.
Ayırıcı teşhiste organik lezyon, depressif veya şizofrenik hastalık araştırılır. Obsessif pre-morbid kişilik, ağır bir klinik tablo, çocuklukta sinirlilik ve bekarlığın olumsuz bir prognoza işaret ettikleri kabul edilmektedir. Tedavide ilk yaklaşım destekleyici psikoterapinin yanısıra ortamsal uyum ve trankilizan sedatif bir medikasyon (örneğin medazepam) olmalıdır. Hastalığa eşlik eden bir depresyon durumu için de uygun bir tedavi uygulanmalıdır. Bu hastalardan % 15-20'sinde trisiklik antidepresanlarla(örneğin amitriptilin) bir dereceye kadar cevap kaydedildiği rapor edilmiştir. Umut verici yeni bir tedavi yöntemi olan "apotrepik" davranış terapisinde hastalar sürekli olarak kontrol altında tutularak kompülsilf eylemlerini yerine getirmeleri önlenmekledir. Hastalığa eşlik eden fobiler, gevşeme ve karşılıklı inhibisyon gibi daha iyi bilinen davranış terapisi teknikleriyle tedavi edilebilir. Daha önceleri iyi uyum gösteren, enerjik bir kişiliğe sahipken, aşırı gerilim ve anksietenin belirgin semptomlar olarak başgösterdiği bir hastada lökotomi endike olabilir. Obsesyonlar tamamıyla giderilmese bile, kompülsif nitelikleri ve bunlara eşlik eden disfori oldukça hafifler.
Bkz. Psikonevrozlar, obsesyonlar, obsesyonel durumlar
Bu konuda henüz görüş yok.