27 Mayıs İhtilalinden sonra iktidarı ele geçiren ve Milli Birlik Komitesi`ni oluşturan subay kadrosu arasında siyasi bir amaç birliği yoktu.MBK içinde zamanla başlıca iki siyasi görüş biçimlendi.Birinci görüşe göre, 27 Mayıs müdahalesinin amacı demokratik sistemi yeniden kurmak, bunun için gereken hukuksal yapıyı oluşturmak, en kısa zamanda seçimleri yaparak iktidarı seçimle gelecek olan sivil yönetime devretmekle sınırlıydı.İkinci görüşe göreyse Türkiye`nin siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yapısal sorunları vardı ve bunlar çözülmeden ülkede sağlıklı bir demokrasi kurulamazdı.Bu grup, iktidarın kısa sirede yapılacak seçimlerle yeniden sivillere bırakılmasını kabul etmiyor ve askeri yönetimin uzun süre daha devam etmesi gerektiğini öne sürüyordu.
Bu sırada ülkenin siyasi yaşamında önemli rol oynayan Cumhuriyet Halk Partisi`nin genel başkanı İsmet İnönü askeri yönetimin bir an önce sona erdirilmesi ve en kısa zamanda seçimlerin yapılarak iktidarın sivil yönetime devredilmesi yönünde ağırlığını koydu.İnönü`nün bu tutumu, MBK içinde birinci görüş yanlılarının güçlenmesini sağladı.Komite içindeki anlaşmazlıkların siyasi bir bunalıma dönüşmesi üzerine, 13 Kasım 1960`ta MBK Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel bir bildiri yayımlayarak MBK`nin çalışmalarının ülkenin yüksek çıkarlarını tehlikeye düşürecek bir duruma geldiğini, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri ile MBK üyelerinin talepleri üzerine MBK`yi feshettiğini açıkladı.Yeni oluşturulan MBK`de ise Fazıl Akkoyunlu, Rıfat Baykal, Ahmet Er, Orhan Erkanlı, Numan Esin, Orhan Kabibay, Mustafa Kaplan, Muzaffer Karan, Münir Köseoğlu, Muzaffer Özdağ, İrfan Solmazer, Şefik Soyuyüce, Dündar Taşer ve Alparslan Türkeş`e yer verilmiyordu.MBK üyesi Korgeneral Cemal Madanoğlu`nun inisiyatifiyle gerçekleşen bu operasyonla söz konusu kişiler Türk Silahlı Kuvvetleri`nden de emekli edilerek çeşitli görevlerle yurtdışına gönderildi.
MBK`den Ondörtler`in tasfiyesi 27 Mayıs rejiminin en önemli dönüm noktasını oluşturdu.Bu tasfiyeyle iktidarın seçimler yoluyla yeniden sivil yönetime devredilmesine karşı olan grup gücünü büyük oranda yitirirkan, askeri yönetimin geçici olmasını savunan grup yönetimi kesin biçimde ele geçirmiş oldu.Öte yandan, Ondörtler bu olaydan sonra da siyasi etkinliklerden vazgeçmeyerek gerek yurtdışında, gerekse yurda dönüşlerinden sonra birbirleriyle ilişkilerini sürdürdüler.Ama aralarında bir bütünlük oluşturamadılar ve farklı siyasi partiler içinde yer aldılar.