Gelişimi
Osmanlı Amale Cemiyeti, Türkiyedeki işçilerin ilk sınıfsal örgütlenmelerinden biridir. Aydınlık dergisinde yayımlanan ve 1921 yılında yapılmış bir toplantıda "Agah'ın verdiği konferans" olarak nakledilen bilgilere göre, cemiyet II. Abdülhamid döneminde, baskıların yoğunlaştığı yıllarda, 4.000'i aşkın işçinin çalıştığı Tophane fabrikalarında gizli olarak kurulmuştu. Kurucuları, "gördükleri insanlık dışı muameleden ötürü her şeyi göze almış olan" işçilerdi. Bunlar, aralarından 8 kişilik bir "heyet-i faale" (yürütme kurulu) seçerek güçlü bir örgüt oluşturmakla görevlendirdiler. Bu heyet II. Abdülhamit'in hafiye teşkilatına ve baskılara rağmen "vazifesini ifa etti", hatta Avrupa'daki hürriyetçi Türklerle de ilişki kurdu. Faaliyetini ancak bir yıl sürdürebilen cemiyetin kurucuları tevkif edilip sürüldüler. Bundan sonra işyerindeki işçiler de daha sıkı bir baskı altına alındı. Derneğin sürülmüş olan yöneticileri gizlice İstanbul'a geri dönerek 1901-1902 yıllarında işçileri yeniden toplantılar yapmaya teşvik ettiler. Bu toplantı ve tartışmalarda "işçiler kurtuluş günü için her türlü fedakarlıkta bulunacaklarını" dile getirdiler. Avrupa'daki sosyalist hareketle ilgili haberler Türkçeye çevrilerek dağıtıldı. Dernek Topkapı mezarlığında gizli bir toplantı yaptı, burada alınan kararlar ingiliz, Fransız ve Rus elçilikleri aracılığıyla padişaha duyuruldu. Daha sonra toplantıyı hazırlayanlar tutuklanıp işkenceden geçirildi. Derneğe önayak olanlar yurtdışına kaçtı.II. Meşrutiyet'in ilanından ve II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesinden sonra Osmanlı Terakki-i Sanayi Cemiyeti adlı bir örgüt kuruldu. Yine adı geçen konferansta bu dernek Osmanlı Amale Cemiyeti'nin legal yoldan devamı olarak değerlendirilmektedir. Bu cemiyet de 1909 yılında çıkartılan Cemiyetler Kanunu'na uymadığı, içinde askerleri barındırdığı gerekçesiyle kapatılmış, yerine 1910 yılında Osmanlı Sanatkaran Cemiyeti kurulmuştur.
Bu örgütlerde Jön Türk geleneğinden kaynaklanan hürriyetçi düşüncelerin ağır bastığı, derneğin Rumeli ve büyük şehirlerdeki sosyalist örgütlerle önemli bağları olmadığı, bu sebeplerle, daha sonraki işçi haraketi ve örgütlenmeleriyle bağ kuramadığı sanılmaktadır.