Uluslararası İlişkiler`de Pluralizm
Pluralizm, 1960`lı 1970`li yıllarda uluslararası ilişkiler alanında uluslar arası politika ve iç politika arasında ayırıma giden devlet merkezli bir analizi benimseyen düşünce okullarına bir tepki olarak doğmuş olan, sistemdeki değişiklikler sonrası devletin sınırlarının giderek önemini yitirmeye başladığına ve iç politikanın dış politikaya etkisinin arttığına işaret eden bir teoridir.John Burton uluslararası ilişkiler alanındaki teori ve düşünceleri egemen ulus devletler arası ilişkiler ve kendi yaklaşımı alan Dünya Toplumu olarak iki gruba ayırmaktadır. Burton`un yaklaşımı geleneksel devlet merkezli ve bunun karşısında devlet merkezli olmayan iki paradigmaya karşılık gelmektedir. Bu iki yaklaşım Burton`a göre iki modele tekabül etmektedir. Bunlardan biri “bilardo topu” diğeri de “örümcek ağı” dır. Bilardo topu, gücü esas alan kapalı birer yapıdır. Örümcek ağı ise, devletler arası ilişkilerde içsel ve dışsal tüm öğelerin örümcek ağı gibi iç içe geçmiş kavramlar olduğu bir modeldir. Örümcek ağı modelinde güç göreceli bir kavramdır. Ekonomik ve siyasi koşullar önem kazanmaktadır. Uluslararası ilişkilerde aktörlerin çoğalması, iletişimin yoğunlaşması ve hızla artan karşılıklı bağımlılık sonucu devletler kendi başlarına hareket edemezler. Dünya toplumunu düzenleyen etmen, güç olmaktan çıkmış ve iletişim olarak belirlilik kazanmıştır. İletişimi elinde bulunduranında devletler arası ilişkilerde de daha etkin olabilmektedir.
Uluslararası işbirliğinin gelişmesinde uluslar arası örgütlerin payı üzerinde duran Ernst Haas`a göre gücün kaynağı bilgidir. Haas, uluslararası ilişkilerde karar vericiler ve liderler üzerinde durmaktadır. Uluslar arası ilişkilerde barışın sağlanmasında örgütlerin rolleri üzerinde duran Haas, örgütlerinde bilgiyi denetleyen, yani bilgi teknolojilerini elinde bulunduranların elinde olacağına işaret etmektedir. Pluralizm 20. yüzyılın başından itibaren bilimsel olarak incelenmeye başladığına dikkat çeken Richard Little II. Dünya Savaşı`ndan itibaren bunun realist paradigmaya bir tepki haline dönüştüğünü ifade etmektedir. Little` a göre karşılıklı bağımlılığın başlaması ve sınırların belirsizleşmesi bu dönemlerde meydana gelmiştir.
Pluralist yaklaşımları Viotti ve Kauppi dört noktada toplarlar. Birinci olarak, pluralistler devletin dışındaki aktörleri de kabul ederler. Pluralist yaklaşımlar devletin yanında bireyi, uluslar arası örgütleri ve baskı gruplarını dahil etmektedirler. İkinci olarak, pluralistler devleti bir bütün olarak değil alt örgütlerden ve birimlerden meydana gelen bir yapı olarak ele alırlar. Üçüncü olarak, pluralistler kararların alınmasında sadece devletin değil aynı zamanda uluslar arası aktörlerin arasındaki rekabetin ve pazarlıkların etkisi olabileceğini düşünmektedirler. Dördüncü olarak, pluralistlere göre uluslar arası ilişkilerin gündemi çok yoğundur. Pluralistler, ticaretten, ekonomik ilişkilere, güç, eğitim, sağlık, çevre kirliliği kısacası her türlü toplumsal sorunları da uluslar arası ilişkilerin konusuna dahil etmektedirler. Pluralist yaklaşımların diğer bir özelliği ise, realistlerin uluslar arası ilişkileri sıfır toplamlı, mahkumun ikilemi veya güvenlik ikilemi olarak açıklamasına karşın pluralistler, uluslar arası ilişkilerin tamamen sıfır toplamlı olamayabileceğini ayrıca tüm uluslar arası ilişkilerin mahkumun ikilemi ya da güvenlik ikilemine indirilemeyeceğini vurgulamaktadır.
Kaynakça
- Tayyar ARI, Uluslararası İlişkiler Teorileri; Çatışma, Hegemonya, İşbirliği, ALFA Yayınları, 2002.