Bütün hıristiyanların koruyucusu olduğunu ileri süren çar Petro Rus ve Rum halklarının kralı unvanını almış, para göndererek Balkanlardaki hıristiyanları ayaklandırma teşebbüslerine girişmişti. Rus çarının bu faaliyeti sonucu olarak Karadağ’da bir isyan patlak verdi. Rusların Osmanlı devleti aleyhine giriştikleri çalışmalar Eflak ve Boğdan voyvodalarının da gizlice onlarla birleşmesini sağladı. Aynı şekilde Sırbistan ve Arnavutluk’taki hıristiyan halk da Osmanlı devleti aleyhine döndü. Çar Petro’riun faaliyetlerini yakından takip eden Osmanlı devleti, Kari XII’nin geri verilmesi hakkında ültimatom alınca durumun ciddiliğini kavradı. 1710′da Ahmed III’ün de hazır bulunduğu bir toplantıda daha fazla zaman kaybedilirse Rusların saldırısına uğrama ihtimalinin olduğu belirtildi. Barış taraftarı olan Ahmed III bu durumdan sonra savaşa karar verdi. Eyaletlere savaş hazırlığına başlamaları emredilerek ordunun Edirne’de toplanacağı bildirildi.
Osmanlı ordusu nisan 1711′de Edirne’den hareket etti. Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa başkumandan tayin edilerek sancağı şerifi teslim aldı. Rus çarı Petro, Boğdan ve Lehistan sınırına kuvvet yığdıktan sonra Boğdan’a girerek Yaş yoluyle Tuna kıyılarına inmek istiyordu. Tuna’yı Osmanlılardan önce tutacak olursa Osmanlı devletine isyan edecek olan Boğdan ve Eflak kuvvetlerinden de yararlanacaktı. Ayrıca Rumeli’de isyana hazırladığı hıristiyanların ayaklanmalarıyle işi kolaylaşacaktı. Çünkü çar, savaş sebebinin Osmanlı ülkesindeki hıristiyanların kurtarılması olduğunu ilan etmişti. Bu isyanların gerçekleşmesi için de Tuna’ya inmek zorundaydı. Çar Petro, prens Golçin kumandasındaki bir orduyu Podolya’ya akın yapmaları muhtemel olan Tatarlar ile Orlik Kazaklarının saldırılarından korunmak için bu bölgeye gönderdi. Ayrıca Ukrayna’yı elde tutmak için prens Romurafski kumandasında bir birlik gönderdi; kendisi de Lehistan kralı Auguste II ile görüşmek üzere Yaroslav şehrine gitti. Rus çarı Petro, başkumandan Şeremetev’e osmanlı ordusu gelmeden önce Boğdan’a girmesini bildirdi. Çar kumandasındaki büyük rus ordusu da Prut ırmağını geçerek Yaş şehrine geldi (23 haziran 1711). Osmanlı ordusu hızla ilerlediği için Eflak’ta, Ruslar tarafından daha önce hazırlanan ayaklanma başarılamadı. Bu olay üzerine toplanan rus savaş meclisinde Petro’ya Dniester ırmağının sol yakasına geçmesi teklif edildi; fakat çar bu teklifi kabul etmedi. Rus ordusunun Prut ırmağı boyunca güneye, Falcı (Falciu) ve Kalas’a (Galati) doğru yürümesini emretti. Ruslar Falcı’yı Osmanlılardan önce ele geçirebilirlerse, bataklık olan bu geçit, rus ordusunun sol kolunu Tuna’ya kadar koruyacaktı. Fakat sadrazam Baltacı Mehmed Paşa, Prut ırmağının karşı kıyısına geçti. Rus öncü kuvvetleri kumandanı Yanoş’un çekilmesi üzerine serdar, osmanlı süvarilerini bunların peşinden gönderdi. öncü kuvvetlerinin geciktiğini gören Petro yardıma koştu; onları kurtardı. Osmanlı kuvvetleri Falcı’yı Ruslardan önce alınca çarın planı bozuldu. Ordusunda erzak sıkıntısı başladı. Yapılan toplantıda rus ordusunun geri çekilmesi teklif edildi. Çar ağırlıklarını toprak altına gömerek geri dönme emrini verdi. Osmanlı atlıları Rusları kovaladı; iki taraf arasında kanlı savaşlar oldu. Sonunda Rusların çekilme yolları tıkandı. Bunun üzerine Petro, hemen bir ordugah kurdurdu. Novi Stanilişce’de Rusları yakalayan osmanlı ordusunda bulunan isveç generali Şepar ve elçi Poniatowski, Rusları iyice çevirerek, aç bıraktıktan sonra teslim olmağa zorlanmasını tavsiye ettiler. Fakat sadrazam Baltacı Mehmed Paşa bunu ka bul etmedi ve cepheden saldırı emrini verince şiddetli bir rus direnmesiyle karşılaştı. Üç saat savaştan sonra yeniçeriler geri çekildiler. Savaşın ikinci günü (19 temmuz 1711) yapılan yeni saldırıda da gene çok kayıp verildi. Rus askerleri de açlıktan ölmeğe başladı. Durumun kötüye gittiğini gören çar Petro; mareşal Şeremetyev aracılığıyle Baltacı Mehmed Paşaya barış teklif etti. Ancak bunu bir rus planı olarak düşünen sadrazam ateşi kesmedi. Mareşal Şeremetyev ikinci bir mektup yazarak barış isteğini tekrarladı. Bu arada, öldürüleceğini düşünen çar da rus senatosuna mektup yazarak durumunu anlattı. Mareşalin mektubunu alan Baltacı, devlet ilerigelenlerini çağırdı ve çarın teklifini görüştü. Sonra da olumlu cevap vererek ateş kestirdi ve barış görüşmelerine başladı.
Svaşın gelişimi
Rusya, Osmanlı Devleti ile mücadelesinde kendi lehine bir zemin yaratmak istiyordu. Osmanlı Devleti içinde yaşayan Ortodoks toplumları kışkırtarak Osmanlı Devleti'ni zayıflatacak ve yapacağı savaşlarda daha önce kaybettiği toprakları geri alacaktı. Eflak ve Boğdan Beylerini Osmanlılara karşı kışkırtan Rus Çarı Deli Petro, Poltova Savaşı'nda İsveç Kralı Demirbaş Şarl'ı yenince, Demirbaş Şarl Osmanlılara sığındı. İsveç Kralını kovalayan Rus birliklerinin Osmanlı topraklarına akınlar düzenlemesi üzerine, Osmanlı Devleti Rusya'ya karşı savaş ilan etti (1711).Sadrazamlığa getirilen Baltacı Mehmed Paşa, 100.000 kişilik bir orduyla Tuna'yı geçerek Eflak'a girerken, Osmanlı donanması da Karadeniz'e açıldı. Osmanlı kuvvetleri, Kırım Ordusunun da desteği ile Rus birliklerini Prut Nehri kıyısında çember içine aldılar. O an için kurtuluş imkanı bulunmayan Rus Çarı Deli Petro, Moskova'ya bir mektup yazarak durumun zorluğunu ve ümitsizliğini anlattı. Çariçe Birinci Katarina araya girerek Osmanlı Devleti'ne barış teklifinde bulundu. Hem Kırım Hanı, hem de İsveç Kralı saldırıya geçilip Rus ordusunun yok edilmesini savunuyorlardı. Ancak Baltacı Mehmed Paşa, yeniçerilere güvenmiyordu. Kuşatma sırasında yeni bir kutsal ittifakın oluşturulabileceği düşüncesine sahip olan ve Osmanlı ordusunun çok yıpranacağı endişesini taşıyan Baltacı Mehmed Paşa barış yapılmasını kabul etti (21 Temmuz 1711). İmzalanan Prut antlaşması ile Azak kalesi Osmanlılara geri verildi. Ruslar, İstanbul'da devamlı bir elçi bulundurmayacak ve İsveç Kralı Şarl'ın serbestçe ülkesine dönmesine izin vereceklerdi.
Osmanlı Devleti kazandığı bu başarıdan sonra, daha önce kaybedilen Mora yarımadasını da geri almak istiyordu. Venedikli korsanların Osmanlı ticaret gemilerine saldırmaları ve Mora halkının Osmanlı Devleti'nin yönetimi altına girmeyi istemesi Venediklilere savaş açılmasına neden oldu (8 Aralık 1714). Silahtar Ali Paşa, Modon, Koron ve Navarin'i alarak Mora'yı fethetti (22 Ağustos 1715).