Dargomijski eserlerinin sözlerine bağlı kalma çabası içinde yalnız müziği ön plana çıkaran her türlü gösterişten kaçındı. Taş Konuk, Puşkin'in manzum bir eserinin olduğu gibi, farklı bir boyut katılmaksızın recitativo tekniğiyle bestelenmiş biçimidir. Dargomijsk'nin operaları günümüzde artık oynanmamakla birlikte, görüşleri kendinden sonra gelen Rus bestecilerini, onlar yoluyla de Debussy'yi ve başka yabancı bestecileri büyük ölçüde etkiledi.
XIX. yy. milliyetçi Rus okulunun başta gelen ürünleri Modest Musorgskiy'in (1839-1881) Boris Godunov (1874) ve Hovanşçina (oynanışı 1886) operaları ile Aleksandr Borodin'in (1833-1887) Prens İgor (Knyaz İgor) adlı eseridir. Hovanşçina da, Prens İgor da tamamlanamadı. En büyük Rus operası sayılan Boris Godunov bile daha çok Nikolay Rimskiy Korsakov'un (1844-1908) yeniden düzenlediği biçimde veya başkalarınca «yayımlanan» biçimde seslendirildi.
Yoğun islav özelliklerine ve kişilerle yığınların tabii biçimde yansıtılmasına önem veren bu milliyetçi operalar, modern armoninin gelişiminde büyük bir rol oynadı. Rimskiy-Korsakov milliyetçi besteciler safında yer almakla birlikte operalarının hemen hepsi Pyotr llyiç Çaykovski'ninkiler (1840-1893) kadar natüralizmden uzaktır.
Rimskiy'in mitolojiye ve peri masallarına dayanan operaları tasvirci ve yapay niteliktedir; yine de kendi ölçüleri içinde eksiksizliğe ulaştığı eserleri yok değildir: Kar Çiçeği (Sneguroçka) 1882; Sadko (1898) ve ölümünden sonra oynanan Altın Horoz (Zolotoy Petuşok) 1909. Çaykovski'nin lirik tarzdaki Yevgeniy Onyegin (1879) ve Maça Kızı (Pikovaya Dama) 1890 operaları dramatik tiyatro gücünden yoksundur.
20. Yüzyılda Rus Operası
Çağımız müziğinde hem ulaştığı başarıyla, hem de yarattığı etkiyle ön plana geçen İgor Stravinskiy, operamsı birçok eser yanında, üç de gerçek opera besteledi: Bülbül (Le Rossignal) 1914, Mavna (1922) ve Hovardanın Sonu (The Rake's Progress) 1951. Sergey Pro-kofyev'in (1891-1953) sekiz operası arasında en önemlileri Gozzi'nin bir masalı üstüne bestelediği Üç Portakalın Aşkı (The Love for Three Oranges) [3], Ateşten Melek (1919), Manastırda Nişanlanma (1946) ve Tolstoy'un romanına dayanan Savaş ve Barış'tır (Voyna i Mir, 1946, yeni düzenlemesi 1955'te oynandı).Dmitriy Şostakoviç'in (1906) Mtsensk'li Lady Macbeth (Ledi Makbet Mtsenskogo Nezda) [4] operası Sovyet hükümetinin tepkisiyle karşılaştığı için büyük ün kazandı. Başka hiç bir Sovyet operası batı sahnelerinde yer almayı başaramadı.