Geçmişi
Saksofon, 1840’ların başında Paris’de yaşayan Belçika’lı müzik aygıtları yapımcısı ve klarnetçi Adolphe Sax’ca tasarlandı. ‘’Saksofon’’ adı da “Sax’ın sesi” anlamını taşır. Sax’ın 1846’da patentini aldığı ve ondört çeşidini yaptığı saksofon, uzun yıllar boyunca klasik batı müziği orkestralarınca dışlandı ve kullanımı ordu orkestraları ile sınırlı kaldı.Bu çalgıyı tasarlarken Sax’ın esinti kaynakları konusunda değişik görüşler öne sürülse de, en olası olanı, ophicleide çalgısına klarnet ağızlığı eklenmesiyle ortaya çıktığıdır. Gerçekten de Sax, babasının klarnet ve ophicleideler üretilen işliğinde yıllarca çalışmıştır.
Sax’ın 1846’da aldığı patentten sonraki yirmi yol boyunca, saksofon yalnızca Sax’ın fabrikasınca üretildi. 1966’de, patent süresinin bitiminden sonra saksofonda öteki üreticilerce birçok değişiklik yapıldı.
Yapısı
Saksofon, klarnettekine benzer, yalniz klarnettekinden değişik olarak içi yuvarlak ya da dört köşe oyulmuş, tek kamışlı ağızlık kullanır. Saksofonun sesi bu kamıştan çıktığı için, saksofon bakır değil, tahta üflemeli çalgılar arasında sayılır.Saksofonun koni biçimi, ona klarnetten çok obua benzer özellikler verir. Ancak saksofonların çoğu kendine özgü kıvrımlarıyla, düz bir koni olan obuadan ayrılırlar. Saksofonların soprano ile sopranino olanları genellikle obua gibi düz olsalar da, alto ve tenor olanlarının hemen hepsi kıvrımlıdır. Saksofondaki kıvrımın sesi etkileyip etkilemediği ise çalgicilar arasında tartışılır.
Saksofonlar çoğunlukla pirinçten yapılıp, üzerlerine saydam vernik, altın ya da gümüş ile kaplama yapılır. Vernik ya da öteki kaplamalar pirincin paslanmasını önlediği gibi, ses niteliğinin artmasını ve çalgının görüntüsünün ilgi çekici olmasını sağlarlar.
Değişik dönemlerde, saksofon yapımında plastik ve tahta gibi değişik gereçler de denenmiştir. 1930 öncesinde saksofonların verniklenmeden ya da kaplama yapılmadan satışa sunulmaları yaygındı. 1960’lara dek ise, bazi saksofonlar ucuz olmaları bakımından gümüşle değil, nikelle kaplanırdı.
Saksofon Çeşitleri
Saksofon topluluğunun, en büyüğünden en küçüğüne on üyesi; kontrabas, bas, bariton, tenor, C-ezgi, alto, F mezzo-soprano, soprano, C soprano, sopranino saksofon olarak sayılabilir.Soprano, Alto, Tenor ile Bariton saksofonlar en çok kullanılan saksofonlardır. Bazı orkestralarda arada sırada Bas saksofonun da kullanıldığı olur.
Saksofon çalmaya yeni başlayanlar genellikle alto saksofondan baslayıp, deneyim kazandıktan sonra tenor ya da bariton ile çalmayı sürdürürler. Alto saksofon özellikle klasik batı müziği alanında tutulur. Çalması daha zor olan soprano ise 1960’lardan sonra caz müziğinde belli ölçüde yaygınlaşmıstır. Bas, sopranino ya da kontrabas saksofonlar günümüzde üretilse de, büyük saksofon orkestraları dışında ender olarak kullanılırlar ve daha çok özel ilgi duyanlara seslenirler.
Ağızlık
Ağızlıklar kauçuk, plastik ya da metal gibi değişik gereçlerden yapılırlar. Ender olarak da tahta ve cam olanları da bulunur. Bazıları, metal ağızlıkların yaygın olan plastik ağızlıklara göre daha “canlı” ses çıkardığı, ötekilerse de ses tonundaki değişikliklerin ağızlıkta kullanılan gereçten değil, biçiminden geldiği kanısındadırlar. İçleri içbükey olarak oyulmuş ağızlıklar Adolphe Sax’ın özgün tasarımına daha yakın olup, daha yumuşak tonlarda ses çıkardıkları için klasik batı müziği saksofoncularınca yeğlenirler.Kamışlar
Klarnet gibi saksofon da ses çıkarmak için tek kamış kullanır. Saksofon kamışları klarnettekilere oranla daha geniş olurlar. Değişik saksofon çeşitleri (alto, tenor, vb) değişik boyutlarda kamışlar kullanırlar. Her çalgıcı kendi biçemine uygun kamışı birçok üreticinin ürünleri arasından seçebilir. Kamışların ses gücü, 1 ile 6 arasindaki sayılarca ölçülendirilmiştir. Yine değişik üreticilerin tıpkı ölçülendirmeyi kullandıklarını söylemek güçtür. Örneğin Rico’nun 3 sayili kamışı Vandoren’in 3 sayili kamışına oranla çok daha yumuşaktır.sen de yumuşaksın heralde bunları yazıon sn manyak mısın lanSax, Mule & Co, Jean-Pierre Thiollet, H & D, Paris, 2004 ISBN 2 914 266 03 0