II. Dünya Savaşı`ndan sonra Türk dış politikasının uluslararası güç dengelerine göre yeniden düzenlenmesi önem kazandı.SSCB Mart 1945`te, Türk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Paktı`nı tek yanlı olarak feshedeceğini açıkladı.Moskova antlaşmasının savaş sonrasında beliren yeni askeri ve siyasi koşullar göz önüne alınarak düzenlenmesini istiyordu.SSCB`ye göre, Türkiye`nin güvenliğini yeterince sağlayamadığı Boğazlar Türk-Sovyet ortak denetimine geçmeliydi.Bu arada Moskova`nın, antlaşmanın yeniden imzalanabilmesi için, Türkiye`nin doğu sınırındaki toprakların bir bölümünü istediğine ilişkin haberler Sovyet basınında yer alıyordu.Bu durum savaşın son yıllarında canlanmaya başlayan Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişmesine de yol açtı.
Bu aşamada Türkiye`nin SSCB ile iyi ilişkiler kurması gerektiğini ve kurabileceğini savunan tek basın organı ``Tan`` gazetesiydi.Tan`ın izlediği yayın çizgisi öteki basın organlarında eleştirilmeye, özellikle de gazetenin yazarları Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel ağır biçimde suçlanmaya başladı.Bu eleştiriler iktidardaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hükümetini de etkiliyordu.
Öte yandan, CHP yönetimini eleştiren ve sonradan Demokrat Parti`yi (DP) kuracak olan Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan gibi CHP milletvekilleri ile ``Tan`` gazetesi ve onun yazarları Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel arasında sıkı ilişkiler vardı.Ayrıca, İsmet İnönü`nün cumhurbaşkanlığına seçilmesinden bir süre sonra dışişleri bakanlığı görevinden alınarak büyükelçi yapılmış olan Tevfik Rüştü Aras da ``Tan`` gazetesinin yazarları arasındaydı.Aras, Türk-Sovyet ilişkilerinin yeniden canlandırılmasını savunuyor ve bu görüşünü Tan gazetesindeki yazılarında ortaya koyuyordu.Tan gazetesi böylece iktidarın ve milliyetçilerin boy hedefi haline geldi.
4 Aralık 1945`te çok sayıda üniversite öğrencisi, önce İstanbul Üniversitesi bahçesinde, sonra da Cağaloğlu`ndaki Tan gazetesinin önünde gazetenin yayın politikasını protesto eden bir gösteri yaptı.Göstericiler daha sonra gazete binasına saldırdılar.Saldırıda gazetenin yönetim bölümüyle matbaası tahrip edildi ve yağmalandı.Bu arada genellikle sol yayınlar satan ``ABC`` ve ``Berrak`` kitabevleri de yağmalandı.Beyoğlu`na çıkan göstericiler burada da, sol eğilimli olarak bilinen ``Görüşler`` dergisiyle ``Yeni Dünya`` ve ``La Turquie`` gazetelerini tahrip ettiler.
Gerek Tan gazetesi gerekse sol eğilimli öbür gazete ve dergiler bu olaydan sonra yayım yaşamlarına son vermek zorunda kaldılar.SSCB, Tan Olayı`nı hükümetin düzenlediğini, bunun gerçekte Sovyetler`e yönelik bir saldırı olduğunu ileri sürdü ve Türkiye`ye bu konuda bir nota verdi.Sol muhalefet de gösteri ve olayların hükümet ve CHP tarafından düzenlendiğini savundu.
Tan Olayı sırasında İstanbul`da sıkıyönetim bulunmasına karşın göstericilerden yakalanan olmadı.Ama Zekeriya Sertel ve Sabiha Sertel hakkında daha önce yayımlanmış bazı yazılarından dolayı davalar açıldı; bunlar aklanma ile sonuçlandı.