|harita =
|harita boyut =|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 402 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0456 |posta kodu = 29700 |bölge = Karadeniz |il = Gümüşhane |ilçe = Şiran
|Köy Muhtarı =Mehmet Uzun
|websitesi = [2]
Telme, Gümüşhane ilinin Şiran ilçesine bağlı bir köydür.
Telme Köyü; Gümüşhane İli Şiran İlçesi`ne bağlıdır. İlçenin kuzeydoğusunda Gümüşhane yolu kenarında ve ilçe merkezine uzaklığı 10 km`dir. Köyün kuruluşu çok eski yıllara dayanır.
Kuzeyinde Altıparmak Dağları, doğusunda Gökçeler Köyü, batısında Çağıl ve güneyinde Alacahan Köyü bulunmaktadır.
Dağ eteğinde kurulan köyün kuzeyinde kendi ismiyle anılan geniş ve yeşil, yaz aylarında mesire yeri olarak kullanılan meşhur yaylası vardır.
Köy merkezi ortasında bir dere geçer. Derenin her iki yakası kumsal toprak yapısına sahip olup köy bu vadiye kurulmuştur. Köy içindeki bahçelerde erik, ceviz, vişne, elma.. gibi meyveler yetiştirilir. Köyün güneyi ise sulanabilir, verimli arazi yapısına sahiptir. Şeker pancarı, fasulye, mısır, buğday, arpa, patates gibi ürünler yetiştirilir.
1950li yıllara kadar köy insanı tarım, hayvancılık ile geçinirdi. Bu yıllardan sonra bir kısım köy insanı taş ustası olarak gurbete (İstanbul`a) göç etmeye başlamıştır. Bir kısım insanımız da yurtdışına işçi olarak gitmiştir. Bu sebeplerle doksanlı yıllara kadar köyden dışarıya büyük göç olmuştur.
Büyük şehirlere yerleşen köy insanları taş ustalığı (şömine, taş kaplama, dekorasyon..) ve inşaat sektöründeki başarılarıyla kendilerini kabul ettirmişlerdir.
Ağırlıklı olarak İstanbul (Tuzla, Küçükyalı, Silivri, Selimpaşa..), Antalya ve diğer muhtelif illerde yerleşen köylülerin kendi doğduğu topraklara büyük bir muhabbeti ve bağlılığı vardır.
Tarihi
Köyümüz; Fatih Sultan Mehmet Han`ın, Trabzon seferi öncesine dayanır. Büyüklerimizden dinlediğimize göre: Köy halkımızın ilk yerleşim yeri şimdi ismi "peyler" olan yerde olmuştur. "Fatih" ordusuna silah yapmak, silah tamir etmek üzere çeşitli yerlerden getirilen demirciler sözü edilen "peyler" semtine yerleştirilmiştir.Uzun yıllar burada askeri hizmet için çalışanlar daha sonra kendilerine tahsis edilen araziyi de işletmeğe başlamışlardır.sonra bulundukları yerden daha uygun olan şimdiki yere taşınmışlar ve buraya bir cami yapmışlardır.o zaman köy otuz hane kadar imiş ve nerede ise her hane bir başka ilden veye ilçeden gelmiş imiş.Köye bir isim düşünüldüğünde bu durum göz önüne getirilerek "DERME" ismi verilmiş, sonradan derme terme-telme olarak son şeklini almış. köyümüzün ilk sakinleri "Karahan oğulları,oğuzhan oğulları,emirhan oğulları, seyyidhan oğulları,katip oğulları,Doruk oğulları,Aydın oğulları,ve diğerleridir. saydığım bu kabileler zamanla ayrılarak yeni kabile ve soy isim le anılmaya başlamışlar.ilk yerleşim yeri olan "peyler"e çok yakın olan(1 km) kadar yerde bir de rum köyü ve sakinleri varmış, bizimkiler şimdiki yere taşınınca onlarda bizimkilere yakın olmak için (yeni köye yine 1 km mesafede) bir semte taşınmış ve oraya yerleşmişler. sonradan ismi "çağıl"olan bu köy halkı istiklal harbinden sonra mübadele gereği köylerini terk etmek zorunda kalmış.Köyümüz sakinleri ile bu rum köylüleri arasında her zaman iyi komşuluk münasebetleri yaşanmış.şunuda ilave edeyim köyümüzün etrafında o zmanlar 4-5 tane ayrı ayrı rum köyleri varmış Yani sanki strateji gereği derleme bir toplum oluşturulmuş ve 6-7 rum köyü arasına yerleştirilmiştir.yine bir hususu arzedeyim köyümüze yapılan ilk cami yanına "medrese" yaptırılmış burdan mezun olanlar çevre köylerde ve uzak yerlerde imamlık yapmışlar bu sayede İnsanlara, hem İslamı öğretmişler hemde söaü edilen rumlar arasında İslmın yayılmasına gayret göstermişlerdir.Kültür
Tam anlamıyla "karma" ve kendine hastır. İlk yerleşim nufusunu oluşturan halkımızın; ülkemizin her yöresinden derleme olması,(ki; bunlardan bir kısmı "Kütahya" civarından, bir kısmı "Söğüt" civarından, bir kısmı "Aydın" civarından, bir kısmı "Rize-Batum" civarından, bir kısmı "Erzurum-Bayburt" civarından bir kısmı "Sivas-Kayseri" civarından, daha sonra "Trabzon-Giresun" civarından gelmiştir.)nedeniyle örf-adet,gelenek ve görenekleride başlangıçta haliyle farklı olmuş,fakat zamanla farlılıkdan yeni ve ortak bir kültür ortaya çıkmıştır. Bu kültürde;)düğünlerimiz bazında) Erzurum "barını",Rize-Hopa kemençe "horonunu",Sivas-Kayseri,Kütahya-Söğüt,Konya-Aydın,"halk oyunlarının" izleri, çok net olarak görülmektedir.Cenaze defin ve sonrası adetlerimiz de,tamamen köyümüze hastır.En önemlisi; böyle çok sesli ve karma bir kültürün İslam Dininin prensipleriyle doğru orantıda tamamen örtüşmesi ve uymlu olmasıdır.Bunda en büyük etken köyümüze kurulan medrese eğitimi ve bu eğitimim meyveleri olan hocalarımızdır.Türkülerimiz de, manilerimiz de,hikaye,fıkra, bilmece ve masallarımızda da aynı karma ve bütünlüğü görmek mümkündür.Yemek kültürümüzde aynen söylediğim gibi tamamen köyümüze has ve karma bir bütündür.Hatta toprakta üretilen ürünlerimizde bile aynı farklı birlikteliği görebilirdiniz.Yayla şenliklerimiz, gençlerimizin kış sporu oyunları, boş zamanlarında oynadıkları eylence niteliğinde ki oyunlar,bütün bunların hepsinde zamanın derinliklerinden geldiği görülen farlılıklar ve bundan doğan yenilik ve bütünlük gözle görülebilmektedir.Bütün bunların yanında çevremizi kuşatan "Rum"komşularımızdan da etkilendiğimiz olmuştur.Rumi yılbaşı kutlamalarımız ve bu günle alakalı yaptıklarımız buna örnek olabilir.Her çeşit yapı ve inşaat kültürümüzde bile bu söylediğim husus görülmektedir.Köyümüzün kendine has konuşma tarzı, deyimleri, ata sözleri bile tamamen kendine özgüdür.Bütün bu saydığım hususlara neden olan bir başka konuyuda arzedeyim. Köyümüz;Yolların kesiştiği bir yere kurulmuştur.Trabzona,Gümüşhaneye Bayburt a Hatta Erzuruma Erzincana Sivasa Şebin karahisara gidecek olanların çetin yolculuklarına başlayacakları ve yine çetin yolculuktan dönerken uğrayacakları en önemli merkez durumundadır. Bugünkü gibi motorlu vasıtaların olmadığı zamanlarda böyle yolculuk yapacakları ağırlamak onları misafir etmek atlarına,katırlarına yem yiyecek vermek hem yüce Dinimizin bize tavsiye ettiği bir husus hemde millet olarak bizde var olan bir haslettir.İşte köyümüzün o günkü halkında bu fazilet fazlasıyla varmış.Bunun en bariz delili her Kabilenin kendisine has bir "misafir hanesinin" bulunması ve bu "hanenin" kapılarının her zaman açık olması, kabile mensuplarının nöbetleşe, gelen misafirlerle ilgilenmesi olayıdır.Köyümüzde en son yıkılan binalar bu sözünü ettiğim misafir haneler olmuştur.Bir kısmının harabeleri hala mevcuttur.Sözü şu hususu belirterek bitirmek istiyorum.Söz konusu misafir hanelere gelip konaklıyan bazen üç-beş gün kalmak zorunda kalan insanlar tabii olarak o yerin kültürüne azda olsa katkı sağlamış olurlar.Köyümüz kültürünün farklı ve kendine has oluşunda bu söğlediğim hususunda etkisi olmuştur. Tahmin ediyorum.Şunuda ayriyeten söyliyeyim köyümüze sonradan yerleşen bir kaç kabile bu misafir ayağıyla yerleşmiştir.Coğrafya
Gümüşhane iline 106 km, Şiran ilçesine 8 km uzaklıktadır.Köyümüzün coğrafi yapısı ülkemizin çok küçültülmüş bir fotğrafı gibidir.Kendim ülkemizin yarıdan fazla ilini gezmişimdir.İller bazında Ülkemizi en iyi sembolize eden yani küçük bir türkiye gibi görünümü olan "İl" Balıkesir dir.Denizinden-Gölüne,Ovasından-yaylasına ormanından-kıracı na,Kaplıcasından-ılıcasına,Irmağından-deresine varıncaya kadar coğrafi yapı olarak güzel yurdumuzda her ne varsa "Balıkesir"de de o,vardır.Aynen bunun gibi (Balıkesir kadar değilsede) köyümüz de; sanki küçük bir "Türkiye"dir "Dağ" dersen alası var "orman" dersen yine öğle "ova" dersen mükemmeli "yayla" dersen yine aynısı var "Irmak"var "çay"dersen var "dere" dersen çok "deniz"dersen yeni yapıldı göletimiz var ki küçük "Marmara"gibi işte köyümüzün "Coğrafi" yapısı kısaca böyledir.Kışı tam Kış Yazı tam yazdır.İlk baharına son baharına doyum olmaz.20 hazirandan sonra hergün ikindiden sonra Poyraz eser Tam gece yarısından itibaren "Saba"yeli esmeye başlarki tadına doyum olmaz.saat 10-11civarında güney den ve batdan esmeye başlar işte bu, rüzgarlar bazen mahsulata zarar verebilir.Yağışlar dersen, çok mükemmel ve düzenlidir.20 nisandan itibaren nerdeyse her gün ikindi vakti civarından itibaren bazen yatsıya kadar yağmur yağar kırk ikindi yağmurları dediğimiz bu yağışlar köyümüz için "Mahza"berekettir.Haziran ayından itibaren yağışlar azalır Bazen "Dolu"da yağar ekim 15 ten sonra hafiften bir kar yağar bir iki gün sonra kalkar arkasından sanki yaz geri gelmiş gibi sıcaklar olur 15-20 gün devam eden bu,sıcakların arkasından artık kış soğuk yüzünü göstermeye başlar.15 aralıktan sonra kış gelmiştir artık.Fakat köyümüzün kışıda bir başka güzeldir.benim şahsen en sevdiğim mevsim kıştır.Büyüklerimiz "ver doksanı bana vereyim yazı sana"diyerek yazın gelmesini iple çekerlerdi.Köyümüzde bazen sel felaketide olur."sis" olayı çok nadir görülür.İklim
Köyün iklimi, "Karadeniz iklimi" etki alanı içerisinde dir.İklim; Coğrafi yapı bölümnde anlatıldı.isteyen oraya müracaat edebilir.birşey daha ilave edeyim köyümüzde yağmur yağışları gibi kar yağışları da düzenlidir.Hulasa bir başka dır benim köyüm "yazan" bbNüfus
Yıllara göre köy nüfus verileri | |||
---|---|---|---|
2007 | |||
2000 | 402 | 1997 | 414 |
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Muhtarlık
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2004 - Mehmet UZUN
1999 -
1994 -
1989 -
1984 -
Altyapı bilgileri
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. Ptt şubesi yoktur ancak Ptt acentesi vardır. Sağlık ocağı vardır fakat hiç sağlık personeli yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.Linkler
köy-taslak Şiran belde ve köyleri
Mesut - 3 yıl önce