Doğu Hunların devletinin bir bölümünden meydana gelmiş oldugu düşünülen bir tarihi devleti. Yıkılmasından sonra barındırdığı Çinlilerin arasında erimişlerdir.
Türk olma tezi
kaynakTabgaç adını etimoloji
Göktürklerin Orhun bölgesine diktikleri bengü taşlarda Çin adı yerine kullanılan "Tabgaç" sözcüğü, gerçekte 4. yüzyılda Kuzey Çin`de etkili bir politika ile sivrilen Tabgaç devletinin adından yadigardı.
Göktürk Kağanlığı döneminden çok sonralara kadar Çin adı yerine bu sözcüğü kullanmayı sürdürdüler. Çin kaynaklarının Topa diye zikrettiği Tabgaçların adı, Kaşgarlı Mahmut tarafından "ulu, saygıdeğer" diye açıklanmıştır ki yaşadığı dönemde Türkistan coğrafyasına egemen olan Karahanlı hükümdarlarınca "tafgaç, tamgaç" şeklinde unvan olarak kullanılmaktaydı. Modern etimolojik araştırmalarda ise L.Bazin değişik bir yorum getirmiş: Türkçe tab+gaç = (mala, mülke) sahip, malik.
Kaşgarlı Mahmut`un Türklüğünü iddia ettiği Tabgaçlar, Çin kaynaklarına göre de Hiung-nu`ların bir bölüktür ve Motun (Mete)`u eski Toba hükümdarı sayarlar. Çin kaynaklarından saptanan bazı etnografik ve dilsel bulgular da, onların Türklüklerine ilişkin ipuçları vermektedir. factÖrnek sunmak gerekirse, kurt ve göç efsanelerinin varlığı; mağara, dağ ve orman kültleri (Tengricilik); dillerinde tespit edilen bitegçin (bitikçi, katip), kapukçın (kapıcı,hacip?), atlaçın (atlı, süvari), korakçın (koruyucu,muhafız alayı), aşçın (aşçı), törü (yasa, töre), il (devlet) gibi sözcükler mevcuttu.
Ancak siyasal erki elinde tutan Türk zümresinin yanında yönetimleri altında pekçok Moğol kabilesinin olduğu da bir gerçektir. Bu konuda kafası karışık olan ünlü sinelog Eberhard bir kitabında kabilelerin yarısından fazlasını Moğol kökenli gösterirken, başka bir araştırmasında yüzdelik sunacak kadar kesin fakat ters bilgi veriyor: %60`ı Türk, %35`i Moğol; %2 Tunguz ve bir Hint-Avrupalı kabile (Kabile oranlarıyla ilişkili bu bilgiler, asla nüfusun kesin yoğunluğunu vermez).
Siyasal Tarih
Tai (315-376)
bakınız|Dai (16 Krallık)Hiung-nu`nun çöküşünden sonra, Çin`in kuzeyine geldikleri anlaşılan Tuoba`lar Beş Barbar Onaltı Krallık döneminde Kuzey Çin`de Şan-şi bölgesinde merkezi Tai kenti olmak üzere küçük Tai (代, "I. Topa") hanedanı kurdular (315 - 376). İlk kralı olarak bilinen Tuoba Yilu (拓跋猗盧) Jin Hanedanı`na yardım edererek Hiung-nu`ların Han Zhao hanedanına karşı savaştığı için Jin Hanedanı tarafından Büyük Tanhu unvanını verilmiş ve Jin Hanedanı`nın çöküşü üzerine etkin bir siyasi güç olarak belirmeye başladılar.
Wei Hanedanı ve Yükseliş
bakınız|Bei Wei (Güney Kuzey Hanedanı)4.Yüzyılın son çeyreğine girerken Bei Wei Hanedanının el koyduğu Tabgaç Devleti Çin`de yaşanılan siyasal buhranlardan da yararlanarak hızla gelişmeye başladı. Wei sülalesinin ilk hükümdarı "Kuei" zamanında amansız hasımları olan, fakat yeni bir siyasal oluşum öncesi sancılar yaşayan bazı Sien-pi kabileleri egemenlik altına alındı. Bazı Çin krallıkları da kendine bağlayarak Sarı Irmak ile kuzey çölü arasını denetlemeye aşlayan Kuei, kuzeyde Gobi`nin ötesinde Orhun bölgesinde Moğol boylarını derleyen Rouran`lar ile sonu gelmez didişmeler öncesinde öldü.
Sseu (409-423)`un hükümdarlığından sonra başa geçen ve bütün kuzey Çin`i Tuoba hakimiyetinde birleştiren Tai-wu(424-452) dönemi Tuobaların altın çağı olarak görülmektedir. Çin`in kuzey ve güneydeki her iki başkentini de zapteden, 425`te Rouranları yenerek çölün kuzeyinde kalmalarını sağlayan, 427`de Xia, 435-439 arasında egemenliğini batıya doğru yayarak, İç asya`daki Vu-sun, Yue-pan ülkeleri ile Kuça, Kaşgar, Karaşar, Turfan gibi 30 civarında şehir devletini ortadan kaldıran Tai wu, 439`da Kansu Hun devletine son verdi.
Böylece İpek Yolu`nun denetimi Tuoba`ların eline geçmiş oldu. 450`de Çin kuvvetlerini dağıtarak Gök ırmak`a kadar ilerleyen Tai Wu Di, Çin askerlerini "taydan ve düveden farksız" olarak nitelerken kendisi börü (kurt) lakabını kullanıyordu. Gittikçe kozmopolit hale gelen ve Çin nüfusun ezici yoğunluğu hissedilmeye başlayan imparatorluk topraklarında Sien-pi`ler sürekli olarak bozkır bölgesinde tutan Tai Wu Di, Sien-pi yaşayışına uygun görmediği Budizm`in de asal budun içinde yayılmaması için bütün önlemleri alıyordu. 438 yılında tapınaklar dışında Budist propaganda yapılmasını yasaklayan bir ferman yayımlamıştı.