Türkler ve Bizans
Avrupa Hunları ve Bizans
Hunlarla Bizanslıların ilk karşılaşması, Avrupa`ya yönelen bir kısım Hun boylarının bir kısmının Avrupa yerine Doğu Anadolu`ya girmesiyle olmuştur. Karpat dağlarını aşıp Macaristan`a giren Avrupa Hunları ise kısa sürede devletleşmişlerdir. Kurulan Avrupa Hun Devleti`nin Bizans politikası Uldız döneminde belirlenmiştir. Bu politikaya göre Bizans baskı altında tutulacaktır. Uldız, Bizans`ı baskı altına almak amacıyla Trakya üzerine yürümüştür. Barış isteyen Trakya valisine "Güneşin battığı yere kadar her yeri zaptedebilirim" diyerek Doğu Roma(Bizans)`ya meydan okumuştur. Türklerin gücünden çekinen Bizans, anlaşma yaparak Hunların üstünlüğünü kabul etmiştir. Rua döneminde, Uldız`ın belirlediği Bizans dış politikası uygulamaya devam edilmiştir. Rua, Casusluk faaliyetlerini ileri sürerek Bizans üzerine bir sefer düzenledi(422). Bu sefer sonucunda Bizans ağır bir vergiye bağlandı. Batı Roma`daki taht karışıklıklarından yararlanmak isteyen Bizans, İtalya`ya kuvvet gönderdi.Bunun üzerine Rua, altmış bin kişilik bir orduyu Batı Roma`nın yardımına göndererek Bizans İmparatoru Theodosius(Teodosyus)`u savaşmadan geri çekilmek zorunda bıraktı. Atila döneminde Bizanslılar bir kez daha yenilgiye uğratıldı ve 434 yılında Margos Antlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre;
- Bizans, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak,
- Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle antlaşma yapmayacak,
- Ticari ilişkiler sınır kasabalarında devam edecek,
- Bizans, elindeki Hun esirleri iade edecekti.
Bizans`ın Margos Antlaşması`nın hükümlerine uymaması üzerine Atila, Bizans üzerine sefere çıktı. Doğu Trakya`ya kadar ilerleyen Hun ordusundan çekinen Bizans, barış istemek zorunda kaldı.Bu Antlaşma ile Attila Bizans`ın ödediği vergiyi artırdığı gibi bazı sınır kalelerini de ele geçirdi.Bu seferden sonra Avrupa Hunlarına Balkanların yolunu açılmış oldu. I.Balkan Seferi`nden sonra Bizans imzaladığı antlaşma şartlarında öngörülen vergiyi ödemediği için Attila yeniden sefere çıktı. İki kola ayrılan Hun ordusunun bir kolu Yunanistan`a giriğ Teselya`ya kadar ilerledi. Diğer kolu ise Sofya, Filibe ve Lüleburgaz şehirlerini alarak Büyükçekmece yakınlarına kadar ulaştı. Bizans Imparatoru barış istemek zorunda kaldı.
Yapılan Anotolyos Antlaşması`na göre;
- Bizans ödediği vergiyi üç katına çıkaracak,
- Savaş tazminatı ödenecek
- Tuna`nın güneyindeki yerler askerler arındırılacaktı.
454 yılında Avrupa Hunları tarih sahnesinden çekildi.
Sibir Hanlığı ve Bizans
Avrupa Hunlarının ve Büyük Hunların devamı olan Sibir Hanlığı, 515 yılında Kafkasya ve Karadeniz`in kuzeyinde devlet kurdular. Hükümdarları Balak idaresinde önemli zaferler kazandılar. İlk önceleri Bizans`a karşı Sasanilerle anlaştılar. 516yılında Kafkasları aşarak Anadoluya geldiler. Kayseri, Ankara ve Konya dolaylarına kadar ilerlediler. Sibirlerin sahip olduğu askeri güç ve savaş taktikleri Bizans kayıtlarına geçmiştir. Bizanslı Prokopios bu konuda şu notları düşmüş: Sibir Hanlığı, Bizans`ın en yakın müttefikiydi. Birbirleriyle kız alıp vermişlerdir. Sibirler, insan hafızasının hatırlayabildiği zamandan beri ne İranlılardan ne Romalılardan hiç kimsenin düşünemediği makinelere sahiptirler. Öyle ki her iki devlette mühendis eksik olmamış ve her devirde surları dövmek için makineler yapılmıştır ama şimdiye kadar böyle bir buluş ne ortaya konmuş ne de onlar gibi kullanılabilmiştir. Bu, şüphesiz insan dehasının bir eseridir.” Balak Handan sonra yerine eşi Boğarık Hatun geçti. Savaşçılığı ve idareciliği ile Bizans kayıtlarına girmiş Boğarık Hatun, 100 bin kişilik Sibir ordusuna komuta ediyordu. Sibirler bazen, Bizans bazen de Sasanilerin tarafını tutarak girdikleri savaşlar sebebiyle giderek eski gücünü kaybettiler.
Göktürkler ve Bizans
Göktürklerle Bizanslılar arasında diplomatik ilişkiler oldukça ileridir. Göktürklerin Bizans`taki elçisi Soğdlu tüccar Manyak`tı. Tarihte Orta Asya`dan giden ilk elçi ve heyet budur. Devletin batı kanadını yöneten İşbara Bizans elçisine ``"O Romalılar siz değil misiniz ki on dille konuşursunuz ve herkesi aldatırsınız. Siz Romalılar niçin bizim elçilerimizi Kafkaslar üzerinden Bizansa götürüyorsunuz ve Romaya gidilecek başka yol yoktur diyorsunuz. Yani biz, yollar geçilmez, her taraf arızalı, dağlık taşlık zannedelim de Roma İmparatorluğuna hücum etmeyelim mi? Böyle düşüneceğimizi mi sanıyorsunuz? Fakat biz Dinyeper nehrinin nerede bulunduğunu, Tunanın nereye aktığını, Meriçin nereden geçtiğini çok iyi biliyoruz. Bize tabi olan kavimlerin Romaya nereden girdiklerini de çok iyi biliyoruz. Sizin kaleleriniz bizim için sır değildir..."`` diyerek Bizans`a meydan okumaktadır. İstemi Yabgu, Bizans ile müttefik oldu ve Sasaniler`in yıkılması için Bizans`la anlaştı. Bizanslılar batıdan, Türkler doğudan saldırdı ve Sasani devleti zayıfladı. 572 yılında ölen Mukan Kağan`ın cenazesine Bizanslılar üst düzeyde katıldı. 582 yılında Göktürk devleti ikiye ayrıldı. İstemi Yabgu`nun oğlu Tardu Doğu kanadıyla tamamen bağları koparttı. Batı Göktürkler ile Bizanslılar arasında ilişki devam etti. 620 yıllarında Sasani devleti çöktü, Kafkasların paylaşımı konusunda sorunlar çıktı ve Bizanslılarla ilişkiler bozuldu. Kutluk döneminde ise Bizanslılarla ilişkiler Emevilere göre şekillenmiştir. Sasanilerin yerini alan Emeviler karşısında Bizans ile ortak hareket edilmiştir.
Hazar Kağanlığı ve Bizans
Sibirlerin ve Göktürklerin devamı olan Hazarlar döneminde, Bizanslılar ile Hazar Türkleri çok sıkı müttefikti. Hazarlar bağımsızlaştığında en yakın müttefiki Bizanstı. Bizans ile siyasi ve askeri ilişkiler geliştirildi. Sasani -Bizans mücadelesinde Bizansın yanında yer alan Hazar devleti, Bizans kayıtlarına göre 629`da Tiflis`i aldılar. Bu sebeple Sasanilerin Kafkasya`daki nüfuzu yok oldu. 630 yılında tamamen bağımsızlaşan Hazar devleti, Hazar- Bizans hükümdar aileleri arasında 7. ve 9. yüzyıllar arasında güçlü ordusuyla ve Bizansla iyi münasebetleri nedeniyle bu dönem " Hazar Barış Çağı" olarak adlandırılır. Bu dönemde Bizans ilişkisiyle hristiyanlık halk arasında yayıldı.
Avarlar ve Bizans
Hazarlarla çağdaş olan Avar İmparatorluğu ise, Bizanslıların düşmanıydı. 560 yılında Macaristan merkez olmak üzere devlet kuran Avarların başında Bayan Han bulunuyordu. Bayan Han döneminde Bizans topraklarına girilerek Sırbistan ve Makedonya`daki sınır kaleleri ele geçirildi. Bizansı art arda yenilgiye uğrattı. 592 yılında İstanbul`u kuşatmak için Çorluya gelen Bayan Han, Bizansta büyük endişeye yol açtı. Avarlar, 619 ve 626 yılında İstanbulu iki kez kuşattılar. 2. kuşatmayı Sasanilerle ortaklaşa yapmışlardır. Ama bu kuşatmalardan bir sonuç alamadan döndüler. Avar devleti dağıldığında Bir kısmı Avar halkı Bizanslılar tarafından askeri amaçlı alındı. Avarlar İstanbul`u kuşatan ilk Türk devletidir.
Tuna Bulgarları ve Bizans
Avar devletinin bir parçası olan ve dağılmasıyla Balkanlara hakim olan Bulgar Türkleri, Avarların İstanbulu kuşatmaları sırasında Avarlara yardım etmişlerdir. Bizans-Avar rekabetinde Balkan Ogurları denge politikasıyla vazifesiyle bazen Bizanslıları bazen de Avarları tutmuşlardır. “Kubrat Han”ın küçük oğlu Asparuh yönetiminde Tuna boylarına gelen Bulgarlar, 679 yılında Tuna Bulgarlarını kurdular. Bizans ile Avar arasında kalan Bulgarlar, 681 yılında yapılan anlaşma ile Bizans tarafından resmen tanındı. “Asparuh”tan sonra yerine oğlu “Tervelhan” geçti. Bizans ile dostluk antlaşması imzaladı. İstanbulun Araplar tarafından kuşatılmasında Bizansa yardım ettiler. 8. yüzyıldan sonra Bizansın antlaşmayı bozamsı ile Bizansla savaştılar. 9 .yüzyılda başa geçen Kurumhan zamanında yeniden güçlendiler. Macaristanı ve Romanyayı ele geçirdiler. 811 yılında Bizans`ı yenilgiye uğrattılar. 813 yılında Edirne`yi alan “Kurumhan”, 814 yılında İstanbulu kuşattı ama kuşatma sırasında öldü. Yerine oğlu “Omurtag” geçti. Omurtag Han döneminde daha da güçlenen Tuna Bulgarları, tunaya göç eden Slavlar arasında benliklerini kaybetmeye başladılar. Boris Han (852-889) döneminde 864 yılında resmen Hristiyan olan Bulgarlar Türklük özelliklerini kaybettiler. 1018 yılında Tuna Bulgar devleti yıkıldı. Daha sonraları Slav Hristiyan Bulgar devletleri kuruldu.
Peçenek Türkleri ve Bizans
Peçenekler 10 .yüzyılda Oğuzların baskısı sonucu batı Karadeniz ve Balkanlara geldiler. Peçenekler Karadenizin kuzeyi ve Balkanlarda 11. yüzyılın sonlarına kadar önemli bir güç oldular. 1048 yılında Tunayı geçerek Bizansa akına başladılar. 1050 yılında Edirneyi kuşatan Peçenekler, 1053 yılında Bizans`ı ağır yenilgiye uğratmışlardır. 1090 yılında Büyük Çekmeceye kadar geldiler. Bu dönemde Bizanslılar batıda Peçenek Türkleri, Anadolu`dan Selçuklu Türkleri, İzmir ve civarında Çaka Bey ile uğraşıyordu. Peçenekler bu sırada İstanbul`u almak isteyen Çaka bey ile anlaştılar. Buna göre Peçenekler karadan, Çakabey denizden İstanbulu kuşatacaktı. Bizans bu tehlikeden kendini başka bir Türk kavmi olan Kıpçakların yardımıyla kurtuldu. Oğuzlardan sonra Balkanlara gelmiş olan Kıpçaklarla anlaşan Bizans yöneticileri, Meriç kıyısında göçebe iki gücü birbirine kapıştırdılar. Sonuçta Peçenekler ağır yenilgi aldılar. (1091- Meriç savaşı). Bu olaydan sonra Peçeneklerin bir kısmı Macaristan`a çekilerek Macarlara karıştılar. Bir kısmıda Vardar nehri boylarına yerleştiler ve Slavlaştılar. Bir kısmı da Bizanslılar tarafından alınarak Kıpçaklarla birlikte Anadolu`ya Selçuklular`a tampon maksatlı yerleştirildiler. Fakat Malazgirt Savaşında Bizans ordusunun büyük çoğunluğunu teşkil eden Oğuz-Peçenek-Kıpçak Türkleri saf değiştirdiler.
Uz Türkleri ve Bizans
Moğol istilasından önce 1000 yıllarında batıya göç ederek Karadeniz`in kuzeyine yerleşen . Bizanslılar tarafından Uz olarak adlandırılan bu Türk boyları,. Kıpçakların baskısıyla Balkanlara gittiler. Makedonya, Selanik civarında hanlık seviyesinde konuşlanmışlardır. Salgın hastalıklar ve şiddetli soğuklar nedeniyle ağır kayıplar vermişlerdir. Büyük bir kısmıda Bizans ordusuna alındı. Bizans tarafından Birkısmı da tampon maksatlı Anadolu`ya yerleştirildi. Malazgirt Savaşı sırasında saf değiştirdiler ve Selçuklu için savaştılar.
Kıpçak Türkleri ve Bizans
11. yüzyılda Karadeniz`in kuzeyinde bir hanlık kuran Kıpçaklara Bizanslılar Kuman demiştir. Kıpçaklar Balkanlara indiğinde Bizanslılar anlaşarak Peçeneklerle savaştılar. 1091 yılında Peçeneklere büyük kayıplar verdirttiler. 1239 yılında Moğolların saldırısı sonucunda yenilgiye uğrayan Kıpçak kitlelerinin kalan kısmı, Bizans ordularına alındılar, Anadolu`ya yerleştirildiler.
Selçuklular ve Bizans
1048`de Erzurum yakınlarındaki Pasinler Ovası`nda birleşik Bizans-Gürcü ordusunu yenen Büyük Selçuklular, Doğu Anadolu içlerine akınlar düzenlemeye başladılar. 1063`te ölünce kardeşi Çağrı Bey`in oğlu Alp Arslan tahta geçti. Alp Arslan Büyük Selçuklu topraklarını daha da genişletti. 1071`de Malazgirt Savaşı`nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen`i yenerek tutsak aldı. Malazgirt zaferinin asıl önemi, Anadolu`yu Türklere açmış olmasından gelir. Anadolu içlerine akınların sürdüren Büyük Selçuklu komutanları yeni topraklar ele geçirdiler ve bağımsız yeni devletler kurdular. Malazgirt Savaşı Türklere Bizansın kapısını aştı ve Bizans`ın çözülüşü başladı. Malazgirt Savaşında Bizans safında yer alan Peçenek, Oğuz ve Kıpçak Türkleri saf değiştirdiler. Suriye, Irak ve Ortadoğudaki Bizans toprakları Türklere geçti.
İlk Anadolu Türk Beylikleri ve Bizans
Bir Oğuz beyi olan Çaka bey, İstanbul`u kuşatmış fakat başarılı olamamıştır. Bu kuşatmada Peçenek Türklerinden de yardım almıştır. İlk Türk beylikleri döneminde Doğu Anadolu, Güney Anadolu ve Ege`de Bizans`ın hakimiyeti kayboldu ve küçük Türk devletleri Anadolu`da söz sahibi olmaya başladı. Danişmentliler, Saltuklular, Mengücekliler, Artuklar Bizans ile mücadele içinde oldu. Beylikler hem kendi aralarında hem de Bizanslılarla anlaşmazlık içindeydi. Bu durumu fırsat bilen Bizanslılar, Türk beyliklerini birbirine düşürmeye uğraştılar. Danişmentliler ve Musul atabeyleri Selçuklu karşısında Bizans`ın sıkı müttefikiydi. Danişmendliler, Bizanslılar, Musul Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi ve Ermeni Derebeyi Toros birleşerek Anadolu Selçuklu Devleti`ne karşı harekete geçtiler. II. Kılıç Arslan devleti ayakta tutabilmek için önce Bizans`la barış yapmanın yollarını aradı ve İstanbul`a giderek bir antlaşma yaptı. Daha sonra, kardeşi Şahin Şah ile Danişmendlilerin birleşik ordusunu yendi. 1175`te Danişmendlilerin egemenliğine son verdi.
Anadolu Selçukluları ve Bizans
Danişment beylerinin üstünlüğüne son veren Anadolu beyliklerini bir çatı altında toplayan Anadolu Selçuklu beyleri, Bizans ordusunu 1146`da Konya önlerinde yendi. Ertesi yıl II. Haçlı ordusunu Eskişehir yakınlarında bozguna uğrattı. I. Rükneddin Mesud`un 1155`te ölmesinin ardından oğulları arasında taht kavgaları başladı. Bu sırada Danişmendliler, Bizanslılar, Musul Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi ve Ermeni Derebeyi Toros birleşerek Anadolu Selçuklu Devleti`ne karşı harekete geçtiler. II. Kılıç Arslan devleti ayakta tutabilmek için önce Bizans`la barış yapmanın yollarını aradı ve İstanbul`a giderek bir antlaşma yaptı. Daha sonra, kardeşi Şahin Şah ile Danişmendlilerin birleşik ordusunu yendi. 1175`te Danişmendlilerin egemenliğine son verdi. Bir süre sonra II. Kılıç Arslan ile Bizans arasındaki barış bozuldu. Bunun üzerine Bizanslılar büyük bir orduyla Anadolu içlerine girdi. II. Kılıç Arslan 1176`da Sandıklı ile Dinar`ın doğusunda, Miryakefalon Savaşı`nda Bizans ordusunu pusuya düşürdü ve ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu, Türklerin Anadolu`da Bizans karşısında Malazgirt`ten sonraki en büyük zaferdi. Bu yenilginin ardından Bizans, Türkleri Anadolu`dan çıkarma umudunu tümüyle yitirdi. Anadolu Selçuklular, Bizans`ın önemli şehirlerinden İzniki ele geçirdi. Daha sonra Keyhüsrev, önemli dış ticaret limanı olan Antalya`yı topraklarına kattı. En ünlü Anadolu Selçuklu hükümdarlarından biri olan I. Alaeddin Keykubad, Akdeniz kıyısında önemli bir liman olan Kalonoros`u (bugünkü Alanya) aldı. Kendi adından dolayı daha sonra Alaiye olarak anılan bu kentte bir tersane kurdurdu ve kentin kalesini yeniden yaptırdı. 1233`te Moğol kağanının egemenliğini tanımak zorunda kaldı. Bizans toprakları İstanbul, Güney Marmara, Mora ve Trakya`dan ibaret kaldı.
Selçuklu sonrası Anadolu Beylikleri ve Bizans
Selçukluların dağılması ve Moğolların istilasıyla Anadolu Oğuz beylerine kaldı. Küçük devletçikler kuruldu. Bizanslılar bir kısmıyla müttefik bir kısmıyla düşmandı. Karamanoğulları, Bizans`ın en yakın müttefikiydi. Osmanlılar,İsfendiyaroğulları ve Karesioğulları Bizans`a akın yapan beyliklerdi. Karesioğulları, Aydınoğulları ve Menteşeoğulları denizden Bizans`a saldırmaktaydı. Osmanlılar`ın güçlenmesiyle karşısındaki diğer Türk beylikleri (Karaman, Kadı Burhanettin, Eratna gibi) Bizanslılarla iyi ilişkiler kurmaya çalıştılar.
Memlüklüler Bizans İlişkileri
Memlüklerde Bizans arasında başta iyi diplomatik ilişkiler vardı. Haçlı Seferleri sonucu bozuldu.
Osmanlı Dönemi
Osmanlılar Rumeli`ye Bizans İmparatorluğu`nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354`te ayak bastılar. Osmanlılar`ın Balkanlar`da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası`nda Çimpe Kalesi oldu.Osman Bey ölünce yerine Orhan Bey geçti. Bizans o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi.
Kantakuzen, Orhan Bey`den, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi. Orhan Bey, Bizans Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpe`yi Rumeli`ye geçişte üs olarak kullandı. İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu ilk osmanlı parasını bastırtarak, tarihteki ilk padişah oldu. Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanlı Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi. Yine Orhan Gazi zamanında, 6 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı.
I. Murat Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363`te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar`ın eline geçti. Kısa bir süre sonra, Edirne`yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflak - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı`nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364). Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan`ı, Yunanistan`ı ve Sırbistan`ı ele geçirmeyi başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tuna`ya ve Belgrad`a dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı. İstanbul`un Osmanlılar`ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu.
Yıldırım Bayezit döneminde, İstanbul kuşatıldı ama Timurun gelmesiyle kuşatma kaldırıldı. Fetret dönemine girilmesi Bizans`ın ömrünü uzattı.
M.S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I.Beyazid (Şehir İstanbul`da bir Türk Mahallesi kurulması isteğine karşı çıkılması üzerine ablukaya alınmıştır.)
M.S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi
M.S 1422 Osmanlı Padişahı II.Murat
Fatih Sultan Mehmet 1453`te İstanbul`u aldı ve Bizans dönemi tamamen kapandı.