Söz konusu birlik üç taburdan oluşmaktaydı (450. 480. ve I/94. taburlar). Her ne kadar adı, “tümen” olarak belirtilmişse de, aslında, TSK ölçülerine göre, alay seviyesindedir. Birliğin ilk komutanı,SS Yarbayı Andreas Meyer`dir (Ocak 1944 - Mart 1944). Daha sonraları, Alman asıllı yüzbaşı ve yedek subay binbaşılar tarafından idare edilen birliğin, 1944 Ekim ayı ile 1944 Aralık ayı arasındaki komutanı, SS Albayı Harun Reşit isimli Türk asıllı bir subaydır. Bu kişinin 1.Dünya Savaşı sırasında eğitim için geldiği Almanya`da kalan ve 2. Dünya Savaşına SS saflarında katılan bir Türk olduğu biliniyor. Ancak “Harun Reşit”, bu Türk asıllı kişinin sonradan aldığı takma bir isim de olabilir.
1944 yılı başında kuruluşu tamamlanan (Kimi kaynaklarda, birliğin kuruluş tarihi olarak, “Kasım 1943” tarihi veriliyor.) birliğin ilk görevi, 1944 yılının şubat ayında, Beyaz Rusya`ya gönderilerek, cephe gerisinde sabotaj faaliyetlerinde bulunan Sovyet partizanlarına karşı, “anti-partizan” yöntemler ile mücadele etmek olmuştur (İlk olarak, 28 Mart 1944`de, Minsk yakınlarında, “Yuratishki” de partizanlara karşı operasyon yapmıştır.). Benzer bir görev ile daha sonra Polonya`ya gönderilen (Haziran 1944) birlik burada da yine partizanlar ve Polonya Ordusu (Cephe gerisinde faaliyet gösteren, 1939`da dağılmış olan Polonya Ordusu`ndan geriye kalan askerlerin oluşturduğu, `Polish Home Army` isimli kuruluş.) ile mücadele etmiştir.
1944 yılının sonuna doğru Slovakya`ya gönderilen birlik, burada da, partizanlara karşı (Mareşal Tito`ya bağlı partizanlar!) operasyonlarda bulunmuştur. Aynı yılın aralık ayında “Waffen-Gebirgs-Brigade der SS (Tatar Nr. 1)” isimli Kırım Tatarlarından oluşan başka bir birlik ile birleştirilmiştir. Kurulduğu 1944 yılı başında, 3000 kişi civarında olan personel sayısı, 1945 yılının mayıs ayında, 8500 kişiye ulaşmıştır (“Kırım Tatar Lejyonu” dahil!).
1945 şubatında Avusturya`ya gönderilen birlik, aynı yılın mayıs başında müttefik güçlere teslim olmuştur.
Kuzey İtalya`da, esir kampında tutulan bu askerlerden bir kısmı (Sovyet yurttaşı olanlar), Sovyetler Birliği`ne iade edilmiş ve büyük bir olasılık ile bunların tamamı idam edilmiştir. Bir kısmının Türkiye`ye geldiği bilinmekte, bir kısmı ise savaş sonrası izini kaybettirmiştir. Soğuk Savaş yıllarında CIA`nın bu kişilerden faydalandığı bilinmekte. Ruzi Nazar bunların en ünlüleridir.
Bu birliklerde görev yapan askerlerin, SS`lerin polis görevi yapan ve soykırıma karışan bölümü (Allgemeine SS) ile bir ilgisi yoktur. Bu askerler Nasyonal Sosyalist de değillerdi! Sadece ülkelerinin kurtuluşunun, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi Almanya`sı sayesinde gerçekleşeceğine inanıyorlardı. Tıpkı diğer SS birliklerinde görev alan, Ukraynalı, Litvanyalı, Kazak (Rus), Boşnak, Hırvat, vb. askerler gibi...
Birlik mensupları standart SS üniforması giyerlerdi; fes takan Boşnak SS`ler gibi özel bir giysileri yoktu. Sadece üzerinde "Tanrı Bizimledir" yazan rozet ve “SS kol bağı” takarlardı.Ünlü Kırım Türkü yazar Cengiz Dağcı da II.Dünya Savaşı`nda Sovyet Ordusunda savaşmış,Almanlara esir düşünce bu lejyonlara katılmıştır.