Spor sektöründe çok önemli bir aşama olan 4644 Sayılı Yasa, 2001 yılında yürürlüğe girmiştir. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda üstün başarı göstermiş sporcular ve kulüpler ile bu başarıda emeği geçen kişi, kurum ve kuruluşlara (futbol branşı dahil) ayni ve/veya nakdi ödül verilmesi de bu yasa ile yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nda düzenleme yapılarak milli sporcular ile federasyonların en üst liglerinde oynamakta olan sporculara 33 yaşına kadar askerliklerini tecil imkanı sağlanmıştır.
1986 yılında yürürlüğe konulan 3289 Sayılı Yasa’nın tadilini öngören yasa tasarısı, TBMM’nin ilgili komisyonunda bulunmaktadır. Spor teşkilatını, Avrupa Birliği norm ve standartları bazında yeniden yapılandıracak tasarının 2003 yılında yasalaşması beklen–mektedir. Bu tasarının yasalaşması ile, Yüksek Spor Konseyi kurulacak, federas–yonların idari ve mali açıdan özerkliğe kavuşmaları sağlanacak, spor kulüpleri dernek statüsünden kurtarıla–rak kaynak yaratabilen ve faaliyetlerini finanse edebilen bir yapıya kavuşturulacaktır.
Kamu Hizmeti Olarak Spor. Türkiye’de spor devlet tarafından teşvik edilmekte, desteklenmekte, spor kulüple–rine belli oranlarda mali yardım yapılmaktadır. Türkiye’deki büyük spor tesisleri ve yatırımları önemli ölçüde devlet tarafından gerçekleştirilmekte–dir. Ancak, son yıllarda sporda sponsorluk ve pazarlama anlayışının gelişmeye başlama–sıyla özel kuruluşların ve spor kulüplerinin kendilerine ait spor tesisleri sayısında da önemli artışlar olmaktadır. Ülkede 2002 yılı itibariyle Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne ait spor tesisi sayısı, 7.452’si semt sahası olmak üzere toplam 8.992’ye ulaşmıştır.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü. Türkiye’de sporun çatı örgütü ve devletin Spor Teşkilatı Başbakanlığa bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’dür. 1938 yılında kurulan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün 81 ilde hizmetlerini yürüten İl Müdürlükleri mevcuttur. Genel Müdürlük bünyesinde bugün 46 spor federasyonu bulunmaktadır. Sporun daha geniş kitlelere yayılması ve Türk sporuna sporcu kaynağı oluşturmak amacıyla 1985 yılında proje olarak başlatılan "İl Spor Merkezleri" uygulaması başarıyla gerçekleştirilmektedir. Türkiye çapında 81 ilde gerçekleştirilen il spor merkezleri 4.333 eğitici ve antrenör nezaretinde toplam 1.444.668 çocuk ve gence spor yapma imkanı tanımıştır.
İlk kez gençlerin sivil toplum kuruluşu olarak gençlik kulüpleri çatısı altında toplanmaları olanağı sağlanmış, gençlik faaliyetleri ve etkinlikleri çeşitlendirilmiştir. Gençliğin buluştuğu, Gençlik Merkezleri sayısı illerde 81, ilçelerde 30 olmak üzere 111’e çıkarılmıştır.
Uzun zamandır Hacettepe Üniversitesi bünyesinde oluşturulmaya çalışılan uluslararası standartlardaki "Doping Kontrol Merkezi" tamamlanmış ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından akredite edilmiştir. Böylece Türkiye’de ilk, dünyada 27. Doping Kontrol Merkezi hüviyeti ile Türk Sporu en önemli aşamasını gerçekleştirmiştir.
Spor Kulüpleri. Türkiye’de performans sporu yapanlar ülkedeki 6.157 spor kulübü bünyesinde spor etkinliklerine katılmaktadır. Kulüplerin büyük bölümü ağırlıklı olarak futbol faaliyetlerinde bulunmakta–dır. Ayrıca hiçbir spor kulübüne bağlı olmadan ferdi lisanslı spor yapan veya yarışmalara katılan sporcular da mevcuttur. Ülkedeki lisanslı sporcu sayısı 2002 yılı sonu itibariyle 388.777’dir.
Ulusal ve Uluslararası Başarılar. Ülkede en popüler spor dalı Futbol olmakla beraber, Basketbol, Voleybol, Halter, Hentbol, Atletizm ve Türklerin Ata Sporu olarak kabul edilen Güreş büyük ilgi görmektedir. Ayrıca son yıllarda Atıcılık, Taekwon-do, Judo, Karate, Boks, Yelken, Yüzme ve Okçuluk’ta önemli uluslararası başarılar sağlanmış olup, 2002 yılı sonu itibariyle, uluslararası yarışmalarda 30 spor branşında 489 altın, 459 gümüş ve 523 bronz olmak üzere toplam 1.481 madalya kazanılmıştır.
Türkiye, ilk olimpiyat şampiyonluğunu 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları'nda güreş dalında Yaşar Erkan'la elde etmiştir. Ruhi Sarıalp'ın 1948 Londra Olimpiyatı'nda atletizm-üçadım atlamada olimpiyat üçüncülüğü ve Mehmet Terzi'nin 1983 Akdeniz Oyunları birinciliği, atletizm branşında elde edilen büyük başarılardır. Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu Türkiye'nin halter branşında dünya rekoru kıran ve olimpiyat şampiyonluğu kazanan en başarılı sporcularıdır. Efes Pilsen basketbol takımının, 1995-96 sezonunda kazandığı Avrupa Radivoj Korac Kupası, Türkiye'nin Avrupa Kupaları'ndaki ilk şampiyonluğudur. Efes Pilsen ayrıca 2000 yılında Yunanistan'da oynanan Final-Four'a katılma başarısını göstermiştir. 1998 yılında Eczacıbaşı Bayan Voleybol Takımı Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nı kazanmış, Vakıfbank Bayan Voleybol Takımı ise Avrupa Şampiyonlar Ligi ikincisi olmuştur.
Okçuluk alanında Deniz Günay'ın, 1998 yılında Almanya'da yapılan Avrupa Salon Okçuluk Şampiyonası ve Tayvan'daki Dünya Üniversiteler Şampiyonası'nda Avrupa ve Dünya şampiyonluğu vardır. Boks alanında Hülya Şahin, 1999 yılında İsveç'te düzenlenen Avrupa Kupası Bayanlar Şampiyonası'nda altın madalya kazanarak, bu alanda bir ilke imza atmıştır.
Türkiye'nin son yıllarda spor alanındaki önemli başarıları, futbolda doruk noktaya çıkmıştır. 1999-2000 sezonu UEFA Kupası finalde Arsenal’i yenen Galatasaray Futbol Takımı, UEFA Kupası Şampiyonluğu ile birlikte "Avrupa Şampiyon Kulüpler Ligi" Şampiyonu Real Madrid’i yenerek Süper Kupa’yı da ülkeye getirme başarısını göstermiştir.
29 Mayıs - 30 Haziran 2002 tarihleri arasında Kore ve Japonya’nın ortaklaşa düzenledikleri 17. FIFA Dünya Futbol Şampiyonası’nda Türk Milli Futbol Takımı da dünya üçüncüsü olarak futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Ayrıca, üçüncülük maçında Türk Milli Takım oyuncularından Hakan Şükür’ün 11. saniyede attığı gol, Guiness Rekorlar Kitabı’na "Dünya Kupalarında Atılan En Erken Gol" olarak geçmiştir.
Önemli uluslararası organizasyonlardan birisi olan Büyük Erkekler Avrupa Basketbol Şampiyonası 31 Ağustos - 9 Eylül 2001 tarihleri arasında Ankara, İstanbul ve Antalya’da yapılmış ve Türk Erkek Basketbol Milli Takımı bu şampiyonada, tarihinde ilk kez Avrupa ikincisi olmuştur. Yine önemli bir organizasyon olan Büyük Erkekler ve Bayanlar Dünya Halter Şampiyonası 4 - 11 Kasım 2001 tarihleri arasında Antalya’da yapılmıştır. Bu şampiyonada Türk sporcuları 5 altın, 2 gümüş ve 1 bronz madalya kazanırken, şampiyon sporcu Halil Mutlu koparma’da 138.5 kg. kaldırarak Dünya Rekoru kırmıştır. Yarışmalar sonunda Türk Halter Erkek Milli Takımı dünya ikinciliğini, Bayan Milli Takımı ise dünya üçüncülüğünü elde etmişlerdir.
2 - 15 Eylül 2001 tarihleri arasında 23 ülkenin katılımı ile Tunus’ta düzenlenen XIV. Akdeniz Oyunları’na Türkiye 22 spor branşında 169 erkek, 95 bayan sporcu ile katılmıştır. Oyunlar sonunda Türkiye 33 altın, 15 gümüş ve 12 bronz madalya kazanmış ve toplam 60 madalya ile ülkeler sıralamasında 4. sırada yer almıştır.
Türk sporu, 2002 yılında uluslararası büyük başarılara atletizm dalında da imza atmıştır. Milli atlet Süreyya Ayhan, 6 - 11 Ağustos 2002 tarihleri arasında Münih Olimpiyat Stadı’nda düzenlenen 18. Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda 1.500 metrede Avrupa Şampiyonu olarak Türkiye’ye altın madalya kazandırmıştır.
Yılın en iyi derecesini elde eden Süreyya Ayhan, Rumenlerin Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu atleti Gabriela Szabo’yu geride bırakarak birincilik kürsüsüne çıkmayı başarmıştır.
2003 yılında Yunanistan’da düzenlenen Avrupa Halter Şampiyonası’nda 53 kg’da Nurcan Taylan, büyüklerde 3 Avrupa, gençlerde 3 Avrupa ve dünya gençlerde 1 rekor kırarak büyük başarı göstermiştir. 58 kg’da Aylin Taşdelen ise 3 Avrupa rekoru kırarak madalya sahibi olmuştur. Büyük erkeklerde Halil Mutlu 3 altın madalyayı ülkeye getirme başarısı göstermiştir.
Ayrıca, 50. Avrupa Büyükler Greko-Romen Güreş Şampiyonası’nda Şeref Eroğlu, ismini altın madalyaya yazdırmıştır.
27 Şubat-2 Mart 2002 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilen Dünya Ralli Şampiyonası’nın 3.ayağı, Türk sporuna farklı bir heyecan kazandırmıştır.
Portekiz'in başkenti Lizbon'daki 15. Uluslararası Ritmik Cimnastik Turnuvası'nda Milli ritmik cimnastikçi Şükran Taşyuran’ın topla yaptığı hareket Uluslararası Jimnastik Federasyonu (FIG) tarafından tescil edilerek jimnastik literatürüne “Şükran Hareketi” olarak geçmiştir.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Ödülleri. IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) tarafından 5 kıtada kadınların spora katılımları konusunda öncülük eden ve örnek olan kişi ve kurumlara verilen “Kadın ve Spor 2002 Ödülü”nü, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından aday gösterilen ilk FIFA kokartlı Türk bayan hakem Dr. Lale Orta kazanmıştır.
Ayrıca, IOC 2003 yılı “Sporda Mükemmellik Ödülü”nün, Türkiye’de Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu’nun aldığı kararla Türkiye Futbol Federasyonu’na verilmesi uygun görülmüştür. Bu ödülü kazanmada, Futbol Federasyonu’nun başarılı çalışmaları ve 48 yıl aradan sonra Dünya Kupası Finallerine katılma hakkını elde etmesi ve 2002 Dünya Kupası Finallerinde Dünya Üçüncüsü olması rol oynamıştır.