Önemsizlik

Kısaca: ''Önemsizlik'', 1985 İngiltere yapımı güldürü filmdir. Özgün adı ''Insignificance'' olan film Türkiye'de önce 5. Uluslararası İstanbul Sinema Günleri kapsamında sinemalarda gösterime girmiş, daha sonra çeşitli adlar altında televizyonlardan da defalarca yayına verilmiştir. ...devamı ☟

önemsizlik
önemsizlik

Önemsizlik, 1985 İngiltere yapımı güldürü filmdir. Özgün adı Insignificance olan film Türkiye'de önce 5. Uluslararası İstanbul Sinema Günleri kapsamında sinemalarda gösterime girmiş, daha sonra çeşitli adlar altında televizyonlardan da defalarca yayına verilmiştir. İngiltere'nin ayrıksı filmleriyle tanınan “auteur” yönetmeni, sinemaya "görüntü yönetmenliği"nden geçmiş olan Nicolas Roeg'in yönettiği bu kara komedide hem İngiliz hem de ABD sinemasından Michael Emil, Theresa Russell, Tony Curtis, Gary Busey ve Patrick Kilpatrick gibi oyuncular rol almıştı. Roeg çekimlerden bir yıl sonra başrol oyuncularından Amerikalı Theresa Russell'la evlenecektir. "Önemsizlik" bir tiyatro uyarlamasıdır ve filmin senaryosunu oyunun yazarı Terry Johnson kendi oyunundan uyarlayarak yazmıştır. Film çevrildiği yıl Cannes Film Festivali'nin büyük ödülü Altın Palmiye'ye aday gösterilmiş, ancak yarışmadan sadece Nicolas Roeg'e "Teknik Büyük Ödül" çıkmıştı. Filmin özeti 1950'lerin New York'unda bir gece içinde geçen bu alegorik film, dönemin dört ikonik şahsiyeti, seks sembolü sinema oyuncusu, aptal sarışın Marilyn Monroe, paranoyak senatör Joseph McCarthy, popüler beyzbol oyuncusu (gerçek hayatta Marilyn Monroe'nun eşi) Joe DiMaggio ve bilim adamı Albert Einstein şayet bir otel odasında bir araya gelselerdi neler olurdu sorusuna cevap aramaktadır. Filmde isimleri açıkça dile getirilmeyen ve sadece "profesör", "aktris", "beyzbolcu" ve "senatör" olarak geçen, gerçek hayatta bir araya gelmeleri neredeyse imkansız olan bu uyumsuz karakterler bir yandan birlikte Einstein'ın odasında bilim adamının izafiyet teorisi tartışırlarken, başta Senatör McCarthy'nin ABD'de başlattığı Komünist "cadı avı" olmak üzere o yılların siyasi olaylarına göndermeler yapılır, ayrıca bilim adamlarının bilimi nasıl karmaşık ve anlaşılmaz hale getirmeye çalıştıkları hicvedilir. Özellikle de "aktris"in (Marilyn Monroe) "bilim adamı"na (Einstein) onun karmaşık teorisini gayet iyi anladığını inatla ispat etmeye çalıştığı sahneler, filmin unutulmazları arasındadır. Konusu Film 1954 yılının yazında New York'ta 53. caddede gece vakti kurulmuş bir film setinde başlar. Filmin başından sonuna kadar yer, film ve şahıs isimleri açıkça telaffuz edilmemekle birlikte, artık herkesin hafızasına kazınmış olan o ünlü sahnesinden ve başrol oyuncusu aktrisin bilindik kıyafetinden bu setin Billy Wilder'ın yönettiği Yaz Bekarı (The Seven Year Itch, 1955) adlı filmin ünlü 'etek havalanma' sahnesi için kurulmuş olduğu bellidir. Marilyn Monroe olduğu anlaşılan (ama yine adı hiçbir zaman anılmayan) "aktris" (Theresa Russell), kaldırımdaki havalandırma ızgarasının üzerine gelir, alttan üfürülen havayla pileli eteği havalanır, orada hazır bulunan büyük kalabalığın şehvet dolu bakışları altında çekim sona erer. "Aktris" kalabalığın arasında bulunan kocası "Beyzbolcu"yu (Gary Busey) (filmde Joe DiMaggio olduğu ima edilir) umursamadan yalnız başına limuzinine biner ve şoförüne talimat vererek arabayı bütün gece açık olan bir mağazanın önüne çektirir ve buradan bazı oyuncaklar satın alarak kentin lüks bir oteline dalar. Aynı otelde o sırada izafiyet teorisi sahibi ünlü bir "profesör" (Michael Emil) kalmaktadır (adı anılmaz ama onun da Albert Einstein olduğu çok bellidir) ve biraz önce odasına, ABD'de sanatçılar ve bilim adamları arasında başlattığı Komünist "cadı avı" ile tanınmış "senatör" (Tony Curtis) (Onun da Joseph McCarthy olduğu ima edilmiştir, ama yine isim verilmez) uğramış ve bilim adamını hayli rahatsız etmiştir. Filmde s....t, alkol ve seks düşkünü, paranoyak bir adam olarak resmedilmiş olan senatör ertesi gün toplanacak olan soruşturma komisyonunda tanıklık etmesi için "profesör"ü de ısrarla çağırmış ve ayrıca ondan bazı tanıdıklarını da ihbar etmesini istemiştir. Profesör ise özgürlüklerden dem vurarak soruşturmaya bile gelmeyeceğini, onun yerine "Dünya Barış Konferansı"na katılacağını söylemiş, nazikçe kovulan senatör de odadan kızgın ayrılmış, giderken de profesörü üstü kapalı tehdit etmiştir. Daha sonra aynı oteldeki odasına bir fahişe çağıran senatörün cinsel hayatının da oldukça örselenmiş olduğu ortaya çıkar. Kocasıyla bazı sorunlar yaşadığı açıkça belli olan "aktris", gecenin geç bir saatinde elinde oyuncak torbası olduğu halde "profesör"ün odasına gelir. Profesör binlerce sayfa kağıda gömülmüş halde teorisiyle ilgili son çalışmalarını yapmaktayken, "aktris" cinsel cazibesini de kullanarak işi başından aşkın profesörün odasında kalmayı başarır. Zaman kaybetmeden satın aldığı oyuncakları ve odadaki diğer objeleri kullanarak profesörün kendi teorisini ona daha pratik bir şekilde anlatmaya başlar. Amacı insanların büyük çoğunluğunun anlamadığı bu teoriyi kendisinin gayet iyi anlamış olduğunu profesöre ispat etmektir. Profesör, seks sembolü bu aptal sarışının teorisini özümsemiş olabileceğine inanmak istemez ama yine de onu büyük bir nezaketle dinler. İşin ilginci hiç fizik bilgisi olmadığı halde aktrisin kendi teorisini çok iyi anlamış olduğunu hayretle itiraf eder. Sonra da ikisi bilim felsefesi üzerine söyleşirler. Gençliğinden beri "profesör"ün bir hayranı olduğunu söyleyen aktris, tam bilim adamını yatağa atmaya çalışırken kıskanç kocası "beyzbolcu" aniden otel odasına baskın yapar. Sabaha kadar süren tartışmalarında çift evlilikle ilgili sorunlarını çözemez. Hiçbir entelektüel faaliyeti olmayan kocasını çok sığ bulan aktris, sürekli düşükler yaptığı için çok istediği halde çocuk sahibi de olamamaktadır. O gece otel odasında son düşüğünü de yapar. Gecenin sonunda profesörün de bazı korku ve endişeleri olduğu ortaya çıkar. Hiroşima'ya atılan atom bombasından kendisinin sorumlu olduğunu düşünen bilim adamı, dünyadaki yıkımların bununla kalmayacağı, ileride daha büyük çapta nükleer savaşların çıkacağından endişelenmektedir. Filmin sonunda bununla ilgili uzunca bir kabus da görür. Tarzı ve çekimler Küçük bir obje veya önemsiz gibi görünen bir olay zaman zaman filmin kahramanlarını geçmişte yaşadıkları olaylara götürür. Mozaik tarzında aralara serpiştirilmiş olan ve çok kısa süren bu geriye dönüşler (flash back) anlatıma katkıda bulunurken karakterlerin karanlık geçmişlerini ve ruh hallerini de anlamamıza yardımcı olur. "Profesör" sık sık Almanya'da Hitler rejimi sırasında ve savaşta yaşadıklarına veya şahit olduğu olaylara döner, en çok da Japonya ile ilgili geriye dönüşleri vardır. Sonunda bunların Hiroşima'ya atılan nükleer bomba ile ilgili olduğu anlaşılacaktır, zira bu bombanın yapımında payı olan bilim adamı olanlardan kendisini sorumlu tutmakta ve büyük bir pişmanlık duymaktadır. Aktris ise sık sık çocukluğunun travmalarına döner. Daha sonraki flash back lerde sinemada yükselirken nasıl insanların onun cinselliğini sömürmelerine izin verdiğini hatırlar, bu anılarda pişmalık izleri hissedilir. "Beyzbolcu"nun hayalleri çocukluğunda sokaklarda oynadığı oyunlarla ilgilidir. "Senatör"ün gördükleri ise onun bugünkü sapkın davranışlarını açıklar gibidir, onunla ilgili görüntüler çok üstü kapalı anlatılsa da çocukluğunda kilise korosundayken rahibin cinsel istismarına uğramış olduğu şeklindedir. Roeg, çok iyi geliştirdiği bu karakterler nezdinde "şan", "şöhret", "cazibe" gibi kavramları alt üst eder, her insan konumu ne olursa olsun başka bir insana ihtiyaç duyduğunu anlatır. Roeg'in bu çözümlemeci anlatım tarzı sonraki yıllarda Steven Soderbergh, Tony Scott, Ridley Scott, Christopher Nolan, François Ozon ve Danny Boyle gibi yönetmenlere de ilham verecektir. Roeg film yönetmenliğine kameramanlık ve görüntü yönetmenliğinden geçmişti. Fransız Yeni Dalga akımının öncülerinden ve Auteur (yaratıcı yönetmen) kavramının yaratıcılarından biri olan yönetmen Francois Truffaut, Fahrenheit 451 (Türkiye'de "Değişen Dünyanın İnsanları" adıyla gösterime girmişti) filmini yönetirken Roeg de onun görüntü yönetmeniydi. Roeg en fazla övgüyü Truffaut'dan almıştı. Truffaut'nun "Kalem bir yazar için neyse, kamera da bir yönetmen için odur" sözü Roeg'in ayrıksı yönetim tarzına bire bir uyar. Adlandırma Nicolas Roeg'in 1985 tarihli "Insignificance" filmi ertesi yıldan itibaren Türkiye'de de hem festivaller kapsamında sinemalarda hem de TV kanallarında gösterildi. Gerek bu gösterimlerde, gerekse yazılı basın ve sinemayla ilgili literatürde film için farklı Türkçe isimler kullanılmıştır. Ancak bu maddede, hem Türkiye'deki ilk gösterim ismi olduğu için, hem de bir sinema afişinde yer almış olduğu için Önemsizlik ismi seçilmiştir. Film için kullanılmış diğer farklı Türkçe adlar şunlardır: * "Önemsizlik" (5. Uluslararası İstanbul Sinema Günleri, Nisan 1986) * "Anlamsızlık" (Gelişim Sinema dergisi, 6 Haziran 1985 tarihli 9. sayısı) * "Insignificance" (özgün adyla gösterildi) (TRT TV 2, 10 Haziran 1987) * "İzafiyet Teorisi" (HBB, 3 Aralık 1993) * "Önemsizlik" (C. Hakan Arslan, Sinema Galerisi, Bahçe Yayınları, 1993) * "Belirsizlik" (Hayatımızı Değiştiren Filmler, Atilla Dorsay, Remzi Kitabevi, 1998) * "Önemsizlik" (Kanal-E, 2 Nisan 2000) * "Önemsizlik" (İstanbul Modern'de "Ustalara Saygı Günleri" film gösterimleri, 2004) Oyuncular Müziği ve soundtrack albümü Filmde işitilen müzik parçaları şunlardır: * "Jüpiter Çeşitlemeleri" - Beste: Wolfgang Amadeus Mozart, düzenleme: Gil Evans, icra: Lew Soloff (solo trompet) * "America" - Beste: Stuart Argabright * "When Your Heart Runs Out of Time" - Söz, müzik ve icra: Will Jennings * "Wild Hearts" - Söz, müzik: Will Jennings, Roy Orbison, seslendiren: Roy Orbison * "Life Goes On" - Söz: Will Jenning, müzik: Stanley Myers, seslendiren: Theresa Russell Filmin müziklerini içeren bir soundtrack albümü İngiltere'de "ZTT Records" etiketiyle piyasaya verildi. Albüme yukarıdaki müzisyenlerin dışında film müziği bestecisi Hans Zimmer, Glenn Gregory, Claudia Brücken, Midge Ure gibi müzisyenlerin de katkısı olmuştur. Uyarlandığı oyun "Önemsizlik" bir tiyatro uyarlamasıdır. 1955 doğumlu İngiliz oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni Terry Johnson'ın aynı adlı (Insignificance) sahne eserinden sinemaya uyarlanmıştır ve yazarın ikinci tiyatro oyunudur. Eser ilk kez 1982'de Londra'da "Royal Court Theatre"da sahnelendi ve o yıl birkaç ödül birden aldı. Uyarlama filmin senaryosunu da yine oyunun yazarı Terry Johnson bizzat kaleme almıştı. Dış bağlantılar * * allrovi.com'da "Insignificance" * Filmin çeşitli afişleri

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.