Şark Çıbanı
Kısaca: Yıl çıbanı, Halep çıbanı, Bağdat çıbanı, Diyarbakır çıbanı, Antep çıbanı gibi adlarla da anılan ve dünyâda belirli iklim bölgelerinde görülen bir hastalık. Akdeniz ve Ortadoğu’da sık olan Şark çıbanına yurdumuzda da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde oldukça çok rastlanmasına rağmen Orta Anadolu’da tek tük bulunmaktadır. ...devamı ☟
Hastalığın amili “leishmania tropica” adlı bir parazittir. Doğrudan doğruya veya phlebotomus (tatarcık) denilen ara hayvanları vasıtasıyla bulaşır. Karasineklerin de bulaştırmada rolleri olduğu kabul edilir. Milletlerarası tıp dilinde cilt leishmaniasis’i olarak bilinir.
Parazit, vücuda girdikten 15 gün ila 16 ay sonra girdiği yerde birkaç milimetre çapında pembe bir leke meydana getirir. Gün geçtikçe daha da belirgin hale gelen leke 5. günde sertleşir ve kabarık bir hal alır. Zamanla rengi koyulaşır, kararır. Hastalık bu şekilde bir yıl kadar devam ettikten sonra iz bırakarak kaybolabildiği gibi bazan da açılarak yara halini alabilir. Yaranın kabuğu kaldırıldığında altında birtakım çıkıntılar görülür ki, buna “çivi belirtisi” denir. Böyle durumlarda da hastalık birkaç yıl sonra iz bırakarak iyileşir. Ancak, vücut mukavemetinin çok kırıldığı durumlarda yıllarca sürebilir. Hastalık alın, burun, çene, yanaklar, boyun ve kol gibi açık bölgelerde daha çok yerleşir. Bir defa geçiren hayat boyu bir daha geçirmez.
Tedavisinde, yara içine emetin, atebrin şırıngaları faydalı olup, ilk defa Hulusi Behçet tarafından uygulanmıştır. Antimon bileşikleri, Amfoterisin B, Neostibosan gibi ilaçların damar veya kas yoluyla vücuda verilmesi de oldukça faydalıdır. Antibiyotik ve Sulfonamidler yara yerine yerleşen bakteri infeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Yara kabukları temizlenmeli, pansuman edilmeli ve temiz gazlı bezle kapatılmalıdır.
Korunma: Korunmada en önemli husus tatarcık sinekleriyle savaşmaktır. Hastalığın çok görüldüğü yerlerde, çıbanın yüzde çıkmasını önlemek için bilhassa kız çocuklarında, çıbanlı birinin yarasından alınan sıvının vücudun görülmeyen bir yerinde aşılanması eskiden yapılan bir adetti. Çevre sağlığı ve tıbbi tedavi kuruluşlarının yaygınlaşmasıyla bu uygulamalar artık yapılmamaktadır.
Bu konuda henüz görüş yok.