22 Şubat 1962 Ayaklanması

Kısaca: Şubat Olayı, 1962`de, Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarının, ordu içindeki 27 Mayısçıların tasfiyesi için, 20 Şubat günü başlatılan atama ve gözaltına almalara karşı direnişi olayıdır. ...devamı ☟

Şubat Olayı, 1962`de, Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarının, ordu içindeki 27 Mayısçıların tasfiyesi için, 20 Şubat günü başlatılan atama ve gözaltına almalara karşı direnişi olayıdır.

27 Mayıs 1960`dan sonra, 9 Temmuz 1961`de %65 evet denen halk oylaması ile yeni Anayasa kabul edilmişti.

“Ülkenin, 1960 ihtilalinden sonra yaşayacağı genel seçimlere giderken ABD ve Avrupa ile ilişkilerinde fazlaca değişen bir şey olmamıştı. ABD`nin Ocak 1961`de yaptığı 43 milyon dolarlık yardımla birlikte 27 Mayıs`tan beri yapılan yardım tutarı 279 milyon doları bulmuştu. 17 Şubat 1961`de Türk ve Alman İş ve İşçi bulma Kurumları arasında anlaşmaya varıldı. 105 kişilik ilk Türk işçi kafilesi Almanya`da bir inşaat firması tarafından işe alındı. 2 Haziran 1961`de Almanya`nın Türkiye`ye vereceği 200 milyon mark tutarındaki kredi ile ilgili anlaşma imzalandı.” (Nermin Fenmen, say.10)

27 Mayıs`a vurulan her darbeye generaller den çok, genç subaylar tepki gösteriyordu. İstedikleri ise; 27 Mayıs`ın, DP`yi deviren basit bir hükümet darbesi olmaktan çıkaran devrimci yanının garantiye alınmasıydı. Silahlı Kuvvetler Birliği bu amaçla oluşturulmuştu. 6 Haziran 1961`de genç subaylar, 13 Kasım 1960`daki 14`ler tasfiyesinde olduğu gibi tepkisiz kalmadılar. Diğer tayinler konusunda sözünü kimseye dinletememiş olan Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşları İrfan Tansel`in tayinine bir muhtıra ile karşı durunca saflar daha da netleşti. Silahlı Kuvvetler Birliği üyeleri (bu birliğe katılmayan general ve üst düzey subay yok gibiydi), 27 Mayıs devriminin kazanımlarını korumak için 28 Haziran 1961`de bir genelge yayınlayarak bunu dile getirmişlerdi.

15 Ekim 1961`de yapılan genel seçimlerde CHP umutluydu. DP`nin 27 Mayıs`ın altında ezilip yok olduğu düşünülüyordu. Ama beklenen gerçekleşmedi. CHP ancak %36,5 oy alabilmişti. DP`nin yerine kurulan AP ise %34,8 ile başa baş çıkmıştı 450 üyeli mecliste CHP 173, AP 158 ve 150 senato üyeliğinin de 71`ini AP, 36`sını CHP almıştı. Şüphesiz seçim sonuçları CHP`yi olduğu kadar, genç subayları da etkilemişti. Siyasi ortam neredeyse 27 Mayıs öncesine dönüşmek üzereydi.” (Nermin Fenmen, say.10)

Seçim sonuçlarından sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir fikir ayrılığı belirmeye başladı. “Bir grup subay yol yakın iken memleketin geleceği bakımından idareye el konulması fikrini savunuyordu. İkinci fikre göre ise, şimdi askeri müdahale hareketine lüzum yoktu. Tecrübe edilmeli, başarısızlıkları görüldükten sonra müdahale edilmeliydi. Bu fikri savunanlar daha ziyade hava kuvvetlerinin temsilcileri olan Kurmay Albay Halim Menteş, Hava Albayı Fevzi Arsın idi, bunlar CHP`liler ile devamlı surette temasta oldukları için memleketi ancak İsmet İnönü başta olmak üzere CHP`nin kurtaracağına inanıyorlardı. Bu fikir gerek Ankara Grubu`nda, gerek İstanbul Grubu`nda tartışıldıktan sonra birinci fikir ekseriyet kazandığı için İstanbul`da 21 Ekim 1961 günü Harp Akademileri`nde yapılan büyük toplantıda 10 General ve 28 Albay şu protokolü imzalamışlardı.” (Ben İhtilalciyim - say. 123 / Öner Gürcan)

21 Ekim Protokolü`ne göre; yeni seçilen TBMM toplanmadan önce en geç 25 Ekim 1961`e kadar bir askeri müdahale kararı alınmıştı. Ancak bu protokol uygulanamadı.

“Ancak sonraki olaylar göstermiştir ki a€˜21 Ekim Protokolü` sadece başlangıçtır. Bugünün moda deyimlerini kullanarak söylemek gerekirse o a€˜ana deprem`dir. a€˜Artçı depremler` 22 Şubat`lardan, 21 Mayıs`lardan, 9 Mart`lardan geçerek ta 12 Mart`a kadar sürdü. 12 Mart`ta Türk Silahlı Kuvvetleri`ndeki a€˜emir ve komuta zinciri` yeniden kurulmuştu. Bu, `21 Ekim 1961 ana depremini` izleyen a€˜artçı depremlerin sonu` oldu.” (Metin Toker, Milliyet, 20 Aralık 1999)

Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükümeti CHP ve AP tarafından kuruldu. 26 Ekim 1961`de de Türkiye`nin dördüncü Cumhurbaşkanlığı`na, ihtilal lideri Cemal Gürsel seçildi. Bu ortam, 27 Mayıs öncesi CHP - DP tartışmalarının tekrar manşet olması ve AP yanlılarının açıkça 27 Mayıs aleyhinde propagandalara başlamasıyla siyasi ortam yeniden gerginleşmişti. 27 Mayıs devrimcileri, daha bir yıl geçmeden meşru müdafaa durumunda kalmışlardı.

19 Ocak 1962`de Genelkurmay başkanının (Cevdet Sunay) başkanlığında düzenlenen, yüksek rütbeli subayların katıldıkları bir başka toplantıda, Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir, Jandarma Okulu Komutanı albay Necati Ünsalan ve öteki bazı komutanlar askeri müdahalenin kaçınılmaz olduğunu savundular. 9 Şubat 1962`de İstanbul`da Balmumcu`da toplanan 57 General ve albaydan 37`sinin; askeri müdahalenin 28 Şubat`a kadar gerçekleştirilmesi yolunda imzaladıkları protokole Talat Aydemir`de sonradan katıldı.

Ancak,16 Şubat gecesi İstanbul`da, örgütün general ve amiral sınıfının aldığı bir kararla; sadece general, amiral ve albayların katıldıkları ve 1.Ordu İstihbarat Başkanı Vahit Gürkan`ın boykot ettiği bir toplantı düzenlendi.

“Ertesi gün Topçu Albay Celal Baykam ve toplantıyı boykot eden Vahit Gürkan`dan öğrendiğim şuydu. Toplantı yapılmış ve generallerin yaptıkları konuşmalar sonucu Ankara`da Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay`ın protokolü onaylamadığı, durumun İsmet İnönü`ye duyurulduğu, İsmet İnönü faktörünün ağır bastığı kabul edilerek protokolün uygulanmasından vazgeçilmesine ve bu durumun Ankara`daki örgüt üyelerine bildirilmesine oyçokluğuyla karar verilmişti. Beklediğim bir karardı bu! 17 Şubat günü ortaya çıkmış oldu. Artık, her şey bitmişti. Bir oyun sahneye konmak üzereydi. Ankara`daki örgüt üyeleri ekarte edilecekti. Bu, Genelkurmay`da görüşülmüş ve İstanbul`dan giden Korgeneral Refik Tulga ile Tuğgeneral Faruk Gürler`in de kabul ettikleri oyuna İstanbul örgütü alet olmuştu. Peki, oyun nasıl sahneye konacaktı? Bunu yaşayıp görecektik...” (Yarbay Osman Deniz - Parola, Harbiyeli Aldanmaz , say.69)

19 Şubat günü Genelkurmay Başkanı ile Albay Talat Aydemir, Albay Şelçuk Atakan ve Necati Ünsalan, Hava Kuv.Komutanı İrfan Tansel, Kara Kuv. Komutanı Muhittin Önür ve Jandarma Genel Kumandanı Abdurrahman Doruk Paşa arasında yapılan görüşmede; “Sunay, ancak İnönü ölürse veya çekilirse" bu işin yapılabileceğini belirtti. Bunun üzerine biz, bilhassa Selçuk Atakan şöyle bir teklif ileri sürdü:

"Biz ihtilalin Hiyerarşik düzende yapılmasını uygun görüyoruz. Mademki kendinizi kifayetsiz buluyorsunuz, denecek bir şey yok. Biz alttan gelen tazyiki güçlükle muhafaza ediyoruz. Yok eğer bu alttan gelen tazyiklerin müşevyiki olarak bizleri görüyorsanız, biz şimdi derhal istifamızı verelim. Emekliliğimizi istiyoruz. Yarın, öbür gün bu suçu yükleyerek bizi ordudan şerefsizce ayırmayın.” (Talat Aydemir Konuşuyor, say.127-128)

Buna rağmen 20 Şubat günü Hükümet ve Genelkurmay belirli birlik kumandanları ve maiyetleri için süratle atama ve gözaltına alma işlemleri başlattı. Buna karşı, atamaların durdurulmasını ve gözaltına alınanları serbest bırakılmasını isteyenler de direnişe geçtiler.

Albay Talat Aydemir 20 Şubat gecesi Harp okuluna gidince, Hava kuvvetleri tarafından a€˜Harp okulu alarma geçti` denilerek Meclis Muhafız taburu alarma geçirildi. Bunun üzerine Tank taburu da Kontr-alarma geçti ve onun civarında bulunan 2.Piyade Alayı ile Binbaşı Fethi Gürcan komutasındaki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Süvari Grubu da hükümete bağlı kuvvetlere karşı kontr-alarma katıldı. Tankların bir kısmı sabaha karşı Ankara`nın varoşlarına kadar sokuldular. Bu sırada saat 02.30`dur. Bu yanlış alarm durumu Talat Aydemir tarafından iptal ettirilir ve tanklar garajlarına dönerler.

20/21 Şubat 1962 gecesi Kara Harp Okulu`nun alarma geçtiği ihbarını alan Genelkurmay İkinci Başkanı Memduh Tağmaç, bir heyetle Harp okuluna gider ancak, ortada alarm durumunun olmadığını ve Hava Kuvvetlerinden gelen yanlış bir ihbarın olduğunu görür.

Havacıların alarmıyla başlayan süreçte,doğal olarak karşı alarma geçen Karacıların lideri Talat Aydemir suçlanacak ve O`na bağlı alay komutanları tevkif edilecekti. Talat Aydemir`in bu harekatla ilgisinin olmadığını söylemesine karşın 21 Şubat sabahı Genelkurmay, darbe girişimcisi üç albayın görevlerinden başka yere atandıklarını açıkladı. (Albay Talat Aydemir, Necati Ünsalan ve Selçuk Atakan). Kararı kabul etmeyen Talat Aydemir, Genelkurmay`a karşı koşullar öne sürüp Harp okulu`na döndü. Genelkurmay bu kez de aralarında Talat Aydemir, Necati Ünsalan, Dündar Seyhan, Selçuk Atakan, Emin Arat, İhsan Erkan, Haldun Doran ve Şükrü İlkin`in de bulunduğu subayları görevlerinden alıp başka görevlere getirmeyi kararlaştırdı. Albay Talat Aydemir ise Genelkurmay`a gönderdiği muhtırada bu kararın da uygulanmamasını, Kara kuvvetleri komutanının durumunun gözden geçirilmesini, Hava kuvvetleri komutanlığının alarm komuta heyetine üniformalarıyla katılan Milli Birlik Komitesi üyelerinden Mucip Ataklı ve Haydar Tunçkanat`ın cezalandırılmalarını istedi.

Aydemir, o yıl Harp okulu`nu bitirme döneminde bulunan 600 kadar asteğmeni toplayarak son günlerde olanları anlatır. Harp okulu öğrencileri, komutanlarını teslim etmeme kararı alırlar. 22 Şubat 1962 günü Genelkurmay; Kurmay Albay Semih Sancar`ı yeni Harp Okulu Komutanı olarak, bir heyetle Harp Okuluna gönderir. Okulun girişinde okul muhafızları tarafından silahlarından tecrit edilirler. Talat Aydemir, huzuruna çıkartılan heyete; bu tayinin prosedürlere uygun olmadığını ve geçersiz olduğunu söyleyerek, onları geri gönderir.

Bu arada 229. Piyade Alayı Kumandanı Albay İhsan Erkan da Genelkurmay`a çağrılmış, fakat gözaltına alınacağını öğrenince Piyade Alayını alarma geçirmişti. Ankara grubunun önünde iki şık vardı. Ya gözaltına alınarak teslim olmayı kabul edecek, ya da harekete geçeceklerdir. Harp okulu`ndaki öğrenci ve subay taburları da galeyana gelmişti. Sonunda Talat Aydemir, Harp Okulunu alarma geçirdi. Emin Arat ve Dündar Seyhan`da oraya davet edildi. Alarm haberi diğer birliklere de sirayet etti. Böylece Tank Okulu, Süvari Grubu, Muhabere Okulu, Zırhlı Birlikler Eğitim Merkezi ve Jandarma okulu da kendiliğinden alarma geçip Ankara`da duruma hakim oldular. Böylelikle ayaklanma başlamış oldu. Polatlı`daki topçu birliklerinden ve Çubuk`taki 230.Piyade Alayı`ndan bazı kuvvetler Talat Aydemir`e karşı Ankara`ya getirildilerse de, bunlarla birlikte Meclis taburu da Talat Aydemir`in buyruğuna girdi.

22 Şubat öğlen saatlerinde; Çankaya Köşkü`nü koruyan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı`nın kumandanı Şükrü İlkin`in yerine Cihat Alpan atanmıştı. Ancak, Muhafız Alayının süvari grubu Binbaşı Fethi Gürcan emrinde harekete geçerek yeni atanmış olan Cihat Alpan`ı gözaltına aldılar. Fethi Gürcan güvendiği birlik ve subaylarla; o sırada içeride toplantı halinde olan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve birkaç bakanı, Genelkurmay Başkanı ve MGK üyeri olan kuvvet kumandanlarını enterne etmiş oluyorlardı. Fethi Gürcan`ın, Çankaya`dan ayrılmadan önce Cumhurbaşkanı ve Başbakan`ın tutuklanmaları yolunda yaptığı öneriyi Talat Aydemir kabul etmedi. Çünkü amacı darbe yapmak değildi.

Talat Aydemir, TBMM`nin derhal kapatılmasını ve atamaların durdurulmasını, gözaltına alınanların bırakılması ve Hava Kuvvetleri`ndeki cunta`nın da cezalandırılmasını istedi. Genelkurmay`da Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel`in başkanlığında yapılan, Başbakan, parti genel başkanları ve kuvvet komutanlarının katıldıkları toplantıda Talat Aydemir`in istediklerinin kabul edilmemesine, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel ile Başbakan İsmet İnönü`nün radyodan yatıştırıcı konuşmalar yapmasına karar verildi. YTP genel başkanı ve Talat Aydemir`in akrabası Ekrem Alican`ın Harp okulu komutanı ile yaptığı arabuluculuk görüşmesinde de bir sonuca varılamadı. Cemal Gürsel, Mürted hava üssü`ne, İsmet İnönü ve parti liderleri o zamanlar Radyoevi binasının arkasında yer alan Hava kuvvetleri karargahına gittiler. Fethi Gürcan kendisine bağlı birliklerle radyonun Etimesgut`taki verici istasyonunu ele geçirince yayın durdu. İsmet İnönü, birkaç saat sonra Esenboğa havaalanındaki verici aracılığı ile konuşmasını yapabildi. 22 Şubat saat 01.00 sularında Aydemir`e Genelkurmay tarafından gönderilen bir kurul, kan dökülmeden harekatı durdurursa kimseye ceza verilmeyeceğini bildirdi ve bu konuda İnönü`nün güvence veren mektubu kendisine iletildi. Talat Aydemir`in atamaların durdurulması yolundaki ısrarını İsmet İnönü kabul etmedi. Ancak, saat 03.30`da Talat Aydemir alarmı kaldırdığını bildirdi ve evine döndü. Ertesi gün tutuklandı ve Genelkurmay başkanlığı`nda göz altına alındı. Harp okulu öğrencileri ise memleketlerine gönderildi. Başlarında Talat Aydemir`in bulunduğu, 22 Şubat direnişine katılan genç subaylar emekliye sevk edildi. Ancak, emeklilik hakkı kazanmamış olanlar ise ordudan tard edilmiş oldular. TBMM, 30 Nisan 1962`de ayaklanmaya karışanların ceza kovuşturmasına uğramamasına ilişkin yasayı kabul etti.

Kaynaklar



Bağlantılar



Kaynaklar

Vikipedi

İlgili konular

talat aydemir olayı

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

22 Şubat
3 yıl önce

Cemal Abdünnasır, Birleşik Arap Cumhuriyeti Başkanı seçildi. 1962 - 22 Şubat 1962 ayaklanması: Ankara'da Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir ve arkadaşları...

22 şubat, 22 şubat
20 Mayıs 1963 ayaklanması
3 yıl önce

yıl geçti ve sonunda tüm yollar yine aynı kavşağa çıktı. Türk Silahlı Kuvvetleri portali 27 Mayıs Darbesi 21 Ekim Protokolü 22 Şubat 1962 ayaklanması...

20 Mayıs 1963 ayaklanması, 1962, 1964, 2007, 20 Şubat, 22 Şubat, 22 Şubat 1962 ayaklanması, 27 Haziran, 27 Mayıs, 27 Mayıs İhtilali, 29 Ağustos
Osman Deniz
3 yıl önce

Parola: Harbiyeki Aldanmaz / Osman Deniz Kimdir ' - say.7 Millî Birlik Komitesi 27 Mayıs Darbesi 20 Mayıs 1963 ayaklanması 22 Şubat 1962 ayaklanması...

Osman Deniz, 12 Mart, 1922, 1961, 1962, 1963, 1971, 1974, 2002, 21 Mayıs, 22 Şubat
Mehmet Cihat Alpan
5 yıl önce

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı görevi sırasında 22 Şubat 1962 ayaklanması olmuştur. Muhafız Alayının süvari grubu, Binbaşı Fethi Gürcan...

Öner Gürcan
6 yıl önce

Öner Gürcan, Cumhuriyet tarihinde pek bilinmeyen bir dönem olan 22 Şubat 1962 ayaklanması ve 21 Mayıs 1963 ihtilal girişimi hakkında uzun yıllar araştırma...

í–ner Gürcan, 10 Ağustos, 1952, 1960, 1962, 1963, 2004, 2005, 21 Mayıs, 22 Şubat, 27 Mayıs
Talat Aydemir
3 yıl önce

Aydemir - Yapı Kredi Yayınları 27 Mayıs Darbesi 22 Şubat 1962 ayaklanması 20 Mayıs 1963 ayaklanması Fethi Gürcan ^ Talat Aydemir tahliye edildi. 10 Ocak...

21 Ekim Protokolü
3 yıl önce

aday Cemal Gürsel cumhurbaşkanlığına getirildi. 22 Şubat 1962 ayaklanması 20 Mayıs 1963 ayaklanması ^ Yaşar, Abdullah. "Yeter Söz Milletin". 9 Eylül...

1916
3 yıl önce

- Paskalya Ayaklanması 'nın ilk safhalarındaki harekat olan İrlanda Postane Baskını gerçekleşti. 24 Nisan - 30 Nisan: Paskalya Ayaklanması . İrlandalı...

1916, 10 Ocak, 11 Aralık, 11 Mart, 12 Aralık, 15 Aralık, 16 ޞubat, 17 Kasım, 17 ޞubat, 1891, 18 Aralık