Doksanlı yıllar ülkemizde doğa sporuyla ilgilenen insanların sayısındaki artışın belirgin biçimde görüldüğü yıllardı. Bu ilginin yaygınlaşması, beraberinde doğada mahsur kalma, kaybolma gibi çeşitli kazalarda artışı da gündeme getirdi.
1994 yılında Bolkarlar’da kaybolan iki dağcı için düzenlenen arama faaliyeti sırasında yöre insanlarının, Jandarma kuvvetlerinin, Dağcılık Federasyonu’ndan ve çeşitli bölgelerden gelen dağcıların ortaklaşa gösterdiği tüm iyi niyetli gayretlere rağmen bir takım aksilikler ve sorunlar yaşandı ve başarısızlıkla sonuçlanan bu faaliyet sonrasında bir grup dağcı arama kurtarma faaliyetinin en doğru ve verimli biçimde nasıl gerçekleştirilebileceğini düşünmeye ve araştırmaya başladı.
Ülkemizde giderek ihtiyacı daha fazla hissedilen arama kurtarma konusunda faaliyet gösterecek uzman bir ekibin gönüllülük prensibinden yola çıkarak bir dernek çatısı altında bir araya gelmesi fikri üzerindeki çalışmalar sürerken, 1995 yılı Aralık ayında Uludağ Keşiştepe'de yapılan bir arama kurtarma operasyonunda AKUT kendi adını ilk defa kullanarak yer aldı ve 1996 yılı başında da AKUT Arama Kurtarma Derneği resmen kuruldu.
AKUT, yasa gereği idari örgütlenmesini tüzüğünde belirttiği gibi yapmış iken, işlevi gereği, örgütlenmesini tüzüğüne uygun olarak daha zengin bir çerçeveye oturtmuş, bir yandan da arama kurtarma anında devreye girmek üzere operasyonel olarak farklı bir örgütlenme şeması çizmişti. Böylece, bir yandan demokratik bir sivil toplum örgütü örneği verilirken, operasyonel olarak da hiyerarşi üçgeni dar, disiplinli, acil durumlarda dar bir kadro ile çabuk karar alabilen bir örgütlenme yeğlenmişti.
Başlangıçta temel hedef, dağ ve diğer doğa koşullarında doğru ve etkin arama ve kurtarma faaliyetleri düzenlemekti.
1997 Ocak ayında deprem eğitimini, Haziran ayında ise ilk sel eğitimini almaya başlayan AKUT, böylece, talep edildiği takdirde doğal afetlerde de ilgili resmi kurumlara yardımcı olabilir hale geldi.
Doğal olarak, insan kaynakları açılımı da yalnız dağcılara değil, yaşamın her alanında varolan, bir beklenti ya da çıkar düşünmeksizin insan hayatı kurtarmak için çalışacak herkese yapıldı.
Birtakım arama kurtarma operasyonları, kadroları geliştiren eğitimler, organizasyon, tanıtım çalışmaları, ilgili kurum ve kuruluşlarla yapılan protokol ve anlaşmalar, sponsor araştırmaları ve ortalama 90 üyeyle, Haziran 1998 tarihinde Adana-Ceyhan depremine gelindi. Yaklaşık 20 kişilik AKUT ekibi, 28 kişinin enkaz altında kaldığı bir apartmanda sıra ile 5 gün çalıştı. 2 yaşamın kurtarılmasına katkı sağladı ve bu olay AKUT'u gazete manşetlerine taşıdı. 15 Ocak 1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla da AKUT “Kamu Yararına Çalışan Dernek” oldu.
Yine arama kurtarma operasyonları, yeni üyeler ve eğitimleri, yeniden örgütlenme, ilgili kurum ve kuruluşlar ile yapılan yeni protokol ve anlaşmalar, tanıtım, sponsor araştırmaları sürerken Marmara Depremi meydana geldi. 17 Ağustos 1999 tarihinde AKUT anında felaket bölgesine koştu. Yaklaşık 150 asil ve aday üye ile çalıştı. 1000'in üzerinde insanın çalışmasını organize etti. 200'ün üzerinde insanın göçük altından canlı çıkartılmasında görev aldı. Yurt içi ve yurt dışından gönderilen çok miktarda tıbbi malzeme ve diğer yardım malzemesinin felaketzedelere doğrudan veya Kızılay, Ordu ve Kriz Masaları ile koordineli olarak ulaştırılmasını sağladı.
Felaketin büyüklüğü, farklı yerlerde çalışmak ve deprem konusunda eğitimli insan sayısının çok üstünde insan istihdam etmekten kaynaklanan bazı eksikliklere karşın, önceden yaptığı hazırlıklar ve en önemlisi felaket anında insan hayatı kurtarmaya yönelik psikolojik olarak hazır olmanın verdiği güçle, AKUT başarılı ve inisiyatifli bir arama kurtarma örgütü örneği verdi.
17 Ağustos 1999 öncesinde ülkemizde doğal afetlerde arama kurtarma konusuna odaklanmış tek gönüllü dernek AKUT’tu. Ancak Marmara Depremini izleyen günlerde, yurdumuzun pek çok bölgesinde yüzlerce arama kurtarma grubu örgütlendi. Birçok ilimizde, ilçemizde özellikle afetlere yerel müdahale sağlamak amacıyla dernekler kuruldu. Ordumuzun ve kamu kuruluşlarının yeni yapılanmalarına ek olarak, pek çok büyük fabrikanın, firmanın bünyesinde ekipler kurarak onları malzeme, lojistik ve eğitim konularında destekleyerek yeniden yapılanmaya gittiğini, imkanları ölçüsünde yeni ekipler oluşturduğunu da düşünürsek, bu hareketin bir nevi ulusal seferberliğe dönüştüğünü, son derece olumlu adımların atıldığını söyleyebiliriz.
Sonuçta AKUT, bir çok sivil toplum örgütü ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının bakış açılarını, arama kurtarmaya yaklaşımlarını değiştirdi. Yeni atılımların öncüsü oldu. Arama kurtarmanın yanında, felaket öncesi ve sonrası ile ilgili toplumun yoğun bilinçlenme taleplerini karşılayacak çalışmalar başladı. AKUT'a bir arama kurtarma derneği olarak öngördüğünden daha büyük bir misyon yüklendi ve dernek bütün Türkiye'de tanınan ve örnek gösterilen bir sivil toplum örgütü oldu. AKUT, TESEV’in 1999 yılında Marmara Depremi’nin ardından yaptığı kamuoyu araştırmasında halkımızın en çok güvendiği 1. kurum seçilmiştir. Aynı anket 2000 yılında yapıldığında AKUT Silahlı Kuvvetler’den sonra halkımızın en güvendiği 2. kurum olarak değerlendirildi. Toplumumuzun büyük bir kesimi sivil toplumun bu gönüllü çalışmasını yürekten desteklemektedir. Bu büyük harekette öncü rollerden birini üstlendiğimiz için gururluyuz.
Marmara Depreminin ardından gelen Yunanistan-Atina depremi ve orada AKUT olarak yapılan çalışma, onlarca yıldır çözülemeyen sorunların yaşandığı süreçte, uluslar arasında kardeşliğin ve barışın simgesi oldu. Zor günlerinde insanların dil, din, ırk, ulus farkı gözetmeksizin yanyana, omuz omuza çalışabildiğini gösterdi.
Yine 1999 yılında Tayvan, 2001 yılında Hindistan ve 2003 yılında İran depremlerindeki çalışmalarıyla AKUT uluslararası süreçte geldiği konumu daha da geliştirdi.
1999 yılından beri Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında bulunan Arama Kurtarma Danışmanlık Grubu - INSARAG üyesi olan AKUT, tüm dünyada uluslararası standartlara uygun arama kurtarma ekipleri içinde deprem konusunda en deneyimli ve bilgili ekiplerden biri haline geldi.
Bu deprem felaketlerine ek olarak sel felaketinin yaşandığı Mozambik’e tıbbi destek birimi göndererek insani yardım çalışmalarına devam etti.
AKUT sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da bilgi birikimi ve deneyimlerini paylaşmaya, zor durumda kalan insanlara fayda sağlayabileceği her yerde, imkanları elverdiği ölçüde operasyonlar düzenlemeye, faaliyet alanı ortak olan kurumlarla işbirliği içinde çalışmalarını yürütmeye devam edecektir.
Bugün AKUT yaklaşık 200 üyesi, bir o kadar da gönüllüsüyle, operasyonel gücünü harekete geçirecek uluslararası standartlarda teknik donanımıyla, ülkemizin ilk ve en önde gelen arama kurtarma grubudur. Bir yandan büyüyüp kendi insan kaynağını en verimli biçimde kullanmaya çalışırken, bir yandan da üzerine düşen sorumluluğun gereği olarak örnek projeleriyle toplumda bilinçli bireylerin artması için çaba göstermektedir. Ankara, Antalya, Marmaris, Bingöl ve İzmit’te yerleşik ekipleriyle ve İstanbul ekibiyle öncelikle bu illerimizde, olağanüstü durumlarda yurt içinde ve dışında görev alabileceği her yer ve zamanda misyonu doğrultusunda operasyonlar düzenlemeye, eğitim çalışmaları, tatbikatlar yapmaya, yerel ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirlikleri oluşturmaya, yurt içinde ve yurt dışında talep edilen her yerde bilgi ve deneyimlerini paylaşmaya hazırdır. bkz. Nasuh MahrukiKaynak
http://www.akut.org.tr/Default.aspx?tabid=106&linkid=42