Bu deniz memelisinin Türkiye'nin gündeminde yer alışı, Ukrayna'nın Sivastopol şehrindeki bir araştırma enstitüsünden kaçtığı belirtilen ve 25 Ocak 1992'de Gerze limanına gelip, bölge halkı tarafından Aydın olarak adlandırılan bir beyaz balina ile olmuştur.
Sınıflama
Beyaz balina, ilk olarak 1776'da Peter Simon Pallas tarafından tanımlanmıştır. Monodontidae familyasını, kendisinin Delphinapterus cinsinin tek türü olması gibi, Monodon cinsinin tek türü olan narval (Monodon monoceros) ile paylaşır. Bir dönem, kısa burunlu yunus (Orcaella brevirostris) için de aynı familya uygun görülmüşse de yakın tarihli genetik kanıtlar ile bu canlının yunusgiller (Delphinidae) familyasına dahil olduğunu belirlenmiştir.Beyaz balinanın bilinen en eski genetik atası, izine geç Miyosen devrinde rastlanan ve günümüzde soyu tükenmiş olan Denebola brachycephala'dır. Alt Kaliforniya yarımadasında, ilgili familyanın bir zamanlar daha sıcak denizlerde geliştiğini gösteren tek bir fosil bulunmuştur. Bu fosil kaydı, görece yakın zamanlarda beyaz balinanın dağılım alanının yüzer buz dağılımı ile değiştiğini de göstermektedir: Buz devirlerinde genişleyen dağılım alanı, buzların geri çekilmesiyle daralmıştır.
Adlandırma
Tehdit Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi'nde, hem "beyaz balina" hem de "beluga" adları genel adlar olarak verilmektedir ancak "beluga" adı giderek daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. Bu ad, Rusça'da "beyaz" anlamına gelen Белуха (belukha) sözcüğünden türemiştir. Mersin morinasının (Huso huso) İngilizce'deki adı beluga sturgeon olduğu ve yalnızca beluga olarak da anılabildiği için, karışıklığın önüne geçmek isteyen bilim insanları, beyaz balina için bazen beluga whale (beluga balinası) adını da kullanırlar.Yüksek ve tiz sesli ıslık, bağırtı ve gıcırtı sesleri çıkarıyor olması nedeniyle, beyaz balina için İngilizce halk dilinde sea canary (deniz kanaryası) adı da kullanılır.
Fiziksel özellikler
Büyüklük
Beyaz balina 5 metreye kadar uzayabilir ve bu haliyle de çoğu dişli balinadan küçük ama yine dişli balinalar içinde sınıflanan yunusların çoğundan büyüktür. Erkekler, genellikle, dişilerden büyük olur; erkekler 1,5 ton ağırlığa ulaşabilirken, dişiler yaklaşık 1 tonda kalır. Yeni doğmuş bir beyaz balina yaklaşık 1,5 metre uzunluğa ve 80 kg ağırlığa sahiptir.Ayırıcı özellikler
Erişkin bir beyaz balina yanılgıya yer bırakmayacak kadar tipik bir hayvandır:* Rengi tamamen beyazdır.
* Bir sırt yüzgeci yerine, aynı anatomik bölgede bir çıkıntısı vardır. Sırt yüzgecinin olmayışı, hayvanın bilimsel cins adında belirtilen bir özelliktir: Delphinapterus adındaki "-apterus", Latincede "yüzgeçsiz" anlamına gelen bir sözcüktür. Bilim insanları, sırt yüzgeci yerine bir sırt çıkıntısı gelişmesinin evrimsel açıklamasını, buz altı ortamlara uyum ya da olası bir ısı koruma yolu olarak yapmaktadır.
* Alın bombesinin çok çıkık, yuvarlak ve yumuşak oluşu nedeniyle, baş yapısı tüm diğer balinalardan farklıdır. Bu çıkıklığın sebebi, yunusların da dahil olduğu dişli balinaların çoğunda bulunan melon dokusunun beyaz balinada oldukça büyük oluşudur. Beyaz balina, sinüslerinde hava dolaştırarak, bu melonun şeklini değiştirebilmektedir.
* Yine diğer hiçbir balinada bulunmayan bir özellik olarak, beyaz balinanın boyun omurları birbirine kaynamamıştır ve hayvan başını yanlara ve yukarı-aşağı kısmen oynatabilmektedir.
* Özellikle beslendiğinde belirgin olmak üzere, beyaz balinanın gövdesi yuvarlaktır ve baş ve kuyruğa doğru incelir. Hayvan büyüdükçe, kuyruk yüzgeci de büyür ve giderek daha gösterişli kıvrımlara kavuşur. Kısa ve geniş göğüs yüzgeçleri neredeyse kare şekillidir.Üreme
Erişkin erkek bireyler 8, dişiler ise 5 yaşında cinsel olgunluğa ulaşır. Çiftleşmenin aşamaları yeterince anlaşılamamıştır. Çiftleşmeler esasen kış ya da erken ilkbahar sırasında, hayvanlar henüz kışı geçirdikleri sulardayken ya da göç etmeye henüz başlamışken olmaktadır ama başka zamanlarda da çiftleşmeler gözlenmiştir. Bu da zigotun rahime tutunmasının gecikebildiği olasılığına işaret etmektedir.
Dişiler, yaklaşık 15 ay süren gebelik döneminin sonunda, ilkbaharda tek bir yavru doğururlar. Emzirme dönemi yaklaşık 2 yıldır.
Genç beyaz balinalar tamamen koyu gri renge sahiptir. Bu grilik, hayvanlar büyüdükçe giderek açılır ve dişilerde 7, erkeklerde ise 9 yaşında tipik saf beyaz renge ulaşır.
Beyaz balinaların doğal ömrü yaklaşık 40 yıldır.
Beslenme ve davranış
Beyaz balina temelde balıkla beslenen, yavaş yüzen bir memelidir. Ahtapot ve mürekkep balığı gibi kafadan bacaklılar ile yengeç ve karides gibi kabukluları da yiyebilir. Deniz tabanında besin aramayı tipik olarak 300 metre gibi derinliklerde gerçekleştirir ama bunun en az iki katı kadar derine de dalabilir. Beyaz balinalar oldukça sosyal canlılardır. Sıklıkla aynı cinsiyet ve yaşa sahip bireylerin oluşturduğu sürüler halinde hareket ederler ve erkeklerden oluşan gruplar yüzlerce birey içerebilir. Yavrusu olan anneler genellikle görece küçük gruplara karışır. Sürüler haliçlerde toplandığında, sayıları binlerce olabilir ve bu, tüm beyaz balina nüfusunun önemli bir kısmını temsil ediyor olabilir. Böyle zamanlarda, avlanılmaya en açık durumda bulunurlar.Beyaz balina sürüleri kararlı değildir, bireyler sürü değiştirmeye meyillidir. Sürü üyeliği nadiren kalıcıdır ve radyo vericileriyle sürdürülmüş izlemelerde, bir sürü içinde gözlenmesine başlanmış beyaz balinaların birkaç gün içinde o sürüden yüzlerce kilometre ötede bulunabildikleri görülmüştür. Bu canlılardaki en yakın sosyal ilişki, anneyle yavrusu arasındakidir. Yavrular yazın sıklıkla annelerinin gittiği halice giderler ve hatta, tam erişkin hale geldikten sonra bile anneleriyle görüşebilirler.
Beyaz balinanın çıtırtı, gıcırtı, bağırtı, ıslık ve çan benzeri tınlamalardan oluşan, geniş bir ses yelpazesi vardır. Bu ses çeşitliliği nedeniyle, sürü halindeki hayvanlar, konserden hemen önce çalgılarını akort eden bir orkestraya benzetilebilir. Araştırmacılar, çoğunluğu 0,1 - 12 kHz aralığında olmak üzere, 50 farklı ses kaydetmişlerdir.
Bu canlılar, oldukça oyuncu oluşlarıyla ve diğer balinalar ile insanlara tükürüşleriyle de bilinirler. Gösteri için alıkondukları akvaryumdaki bakıcılarını ağızlarıyla su atarak ıslatmaları sık karşılaşılan bir davranıştır.
Dağılım ve nüfus
Beyaz balinalar, Kuzey Kutbu ve kutup altı denizlerde, 50° K ile 80° K enlemleri arasında hareket ederler. Ayrıca, Tadoussac kasabasının yakınlarında, St. Lawrence Nehri halici ve Saguenay Nehri fiyordunda dolaşan yalıtılmış bir nüfus da bulunmaktadır.İlkbaharda yazı geçirecekleri kuzey bölgelerine hareket eden sürüler, birbirinden kopuk koy, haliç ve diğer benzer sığ girintilere yerleşirler. Anne bireyler, genellikle her yıl aynı bölgeye döner. Sonbaharda yaz sığınakları giderek buzla dolan beyaz balinalar, kışı geçirmek için bu bölgelerden ayrılırlar ve çoğunluğu, ilerleyen yüzer buz kitlesinin kıyısına yakın kalmaya özen göstererek yol alır. Geri kalanlar ise buz tutan bölgenin altında kalır ve nefes almak için yüzeye ulaşan buz yarıklarını ve doğal açıklıkları kullanır. Ayrıca, buz altında hapsolmuş hava ceplerini de bulabilirler. Yoğun buz kitlesinin deniz yüzeyinin %95'inden fazlasını kaplayabildiği bu koşullarda, beyaz balinaların yüzeye açılan ince yarıkları bulabilme konusundaki dikkate değer özellikleri bilim insanları için sırrını koruyan bir ilgi alanıdır. Beyaz balinalardaki yankıyla yer belirleme yeteneğinin, buz altı deniz koşullarına özel yankılanmaya çok iyi uyum sağlamış olduğu açıktır ve bu yetenekleriyle de su açıklıklarını algılayabildikleri ileri sürülmüştür.
9 Haziran 2006'da, orta Alaska'daki Fairbanks şehrine yakın geçen Tanana Nehri'nde genç bir beyaz balina ölüsü bulunmuştur. Bu yer, hayvanın doğal yaşam alanı olan okyanustan yaklaşık 1600 km uzaktadır. Beyaz balinaların bazen göç eden balıkları izledikleri bilindiği için, bu bireyin de nehir yukarı göç eden somonları izlemiş olabileceği düşünülmüştür.
Günümüzde, küresel beyaz balina nüfusu yaklaşık 100.000 kadardır. Bu sayı diğer balinalarla karşılaştırıldığında çok daha büyük ama onlarca yıl süren aşırı avlanma dönemi öncesine göre çok daha küçüktür. Beaufort Denizi'nde 40.000, Hudson Körfezi'nde 25.000, Bering Denizi'nde 18.000 ve Kanada'nın kuzeyindeki Arktik Okyanus bölgelerinde de 28.000 bireylik dağılımların olduğu tahmin edilmektedir. St. Lawrence halicindeki nüfus ise yaklaşık 1000 bireyliktir.
Düşmanlar ve insan etkisi
Beyaz balinanın ana doğal düşmanı, buz tabakalarında bulunan açıklıklara nefes almak için çıkmasını bekleyen kutup ayılarıdır. Ayrıca, katil balinalara hedef olabilecek kadar da küçüktür.Öngörülebilir göç düzenleri ve yüksek sayıları nedeniyle, Arktik yerel halklar yüzyıllarca beyaz balina avlamıştır. Günümüzde de pek çok bölgede, sürdürülebilir olduğuna inanılan bir avlanma düzeni vardır. Ancak, günümüzde balınacılık ile ilgili genel moratoryum dahilinde yasaklanmış ama geçmişte Cook Girintisi, Ungava Körfezi ve Grönland açıklarında sürdürülmüş olan ticari avlar ile beyaz balina nüfusu büyük tehlikeye atılmıştır. Resmi olarak izin verilmese de yerli halkın bu bölgelerdeki avlanması devam etmektedir ve beyaz balina nüfuslarının hiç düzelmeyebileceği düşünülmektedir. Bu bölgeler, hem sürdürülebilir avlanmanın elde edilmesi için İnuit halkları ve ulusal hükumetler arasında yoğun tartışma konusu hem de beyaz balinanın Tehdit Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi'nde 1994'den beri "zarar görebilir" kategorisinde yer alışının nedenidir.
Beyaz balinaların haliçlerde toplanıyor oluşu nedeniyle, insan kaynaklı kirlenme bu canlıların sağlıkları için büyük tehlike oluşturmaktadır. St. Lawrence Nehri'ndeki kirlenme nedeniyle, burada yerleşik nüfusta kanser vakalarının arttığı bildirilmiştir. Yine, bu bölgede yerleşik beyaz balinaların bedeninde o kadar çok kirletici madde bulunur ki, ölen bireylerin cesetleri zehirli atık olarak kabul edilir. Bu kirlenmenin etkilenen nüfuslar üzerindeki uzun dönemli etkilerinin ne olacağı ise henüz bilinmemektedir.
İnsanların tekne ya da gemilerle verdikleri rahatsızlık da beyaz balinalara karşı tehdit oluşturmaktadır. Bu canlıların bazı toplulukları küçük tekneleri hoş görebilmekteyken, diğerlerinin tekne ve gemilerden etkin bir şekilde uzak durdukları bilinmektedir. Bununla birlikte, St. Lawrence ve Churchill Nehirleri yakınlarında beyaz balina izlemek, büyük ve giderek artan bir etkinliğe dönüşmüştür.
Beyaz balinalar, insanlarca tutsak edilen ilk balina türlerindendir. Bir beyaz balina, ilk olarak 1861'de New York Şehri'ndeki Barnum Müzesi'nde gösterilmiştir. Günümüzde bu canlılar, Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya'daki akvaryumlar ve deniz yaşamı parklarında tutulan az sayıdaki balina türlerindendir. Bu ortamlardaki popülerlikleri, renklerinin çekiciliğinden ve yüzlerindeki ifade zenginliğinden kaynaklanmaktadır: çoğu yunus türünün "gülümseme"si sabit iken, birbirine kaynamamış boyun omurlarının onlara daha fazla hareket sağlaması nedeniyle beyaz balinaların ifade yelpazesi daha fazladır. Akvaryumlardaki beyaz balinaların çoğu doğada yakalanmış, bir kısmı ise tutuldukları ortamlardaki üretme programları ile elde edilmiştir.
Beyaz balinalar, hem Birleşik Devletler Donanması hem de eski Sovyetler Birliği tarafından, Arktik sularda sürdürdükleri mayın arama operasyonlarında kullanılmıştır.
Beyaz balina Aydın
Beyaz balina Aydın, ilk kez 25 Ocak 1992'de, Gerze'nin Gürzüvet (Yenikent) mevkii açıklarında avlanmakta olan bir balıkçı tarafından görülmüş ve sonra diğer balıkçılarca beslenerek takip ettirilip Gerze limanına getirilmiş bir beyaz balinadır. Adını, balıkçı barınağının şişman ve zeka özürlü bir siması olan Aydın Topal'a benzetilmesiyle almıştır.Sonraki günlerde, Aydın'ın aslında Ukrayna'nın Sivastopol şehrindeki bir araştırma enstitüsünden kaçtığı anlaşılmıştır. Rus büyükelçiliğinden yapılan açıklamaya göre, Bering Boğazı'ndan Rusya Bilimler Akademisi'nin Sivastopol'de bulunan ve hayvan evrimi ve morfolojisiyle ilgili olan bir enstitüsüne 19 Eylül 1991'de getirilmiş olan Aydın, bu enstitünün yoğun bir yağmur ve sel nedeniyle tahrip olan dolfinaryum havuzundan kaçmıştır. İngiliz kaynakları ise bu hayvanın mayın taşıyıcısı olarak yetiştirildiği bir askeri tesisten kaçtığını belirtmişlerdir.
Sinop Su Ürünleri Yüksek Okulu'ndan bir ekip tarafından ölçümleri yapılan 4,5 metre uzunluğundaki Aydın, o dönemde yalnız Gerzeliler'in sevgilisi olmakla kalmamış, tüm Türkiye'de ve giderek dünyada yankı uyandırmış ve çeşitli ülkelerden bilim insanlarıyla Yeşil Barış örgütü üyelerinin Gerze'ye uğramasına neden olmuştur. Bir süre sonra da bu durum, Rus ve Ukrayna makamlarının hayvanı geri istemesiyle İngiliz makamlarının buna karşı çıkmasından kaynaklanan çekişmelere sahne olmuştur. Sonuçtaysa, Ukrayna makamları ilgili uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde Aydın'ı geri istemiş ve 27 Mart 1992'den itibaren kıyılara uğraya uğraya Gerze'den Giresun'a kadar gelen hayvanı, 6 Nisan 1992'de, Giresun'un Espiye ilçesi açıklarına gelen bir gemiyle götürmüşledir. Yeşil Barış üyelerinin de karşı koymaya çalıştığı bu eylem, özellikle yerel halkta üzüntü ve kızgınlığa yol açmıştır.
Daha sonra, 14 Nisan 1993'te tekrar kaçan Aydın, 18 Temmuz 1993'te yine Gerze'ye uğramış ve büyük sevinç yaratmıştır. Ancak, aynı gece ortadan kaybolan Aydın, bir daha görülmemiştir.