Blog

Kısaca: Blog kelimesinin özünde web-log vardır. Webloglara kısaca internette seyir defteri tutmak denebilir. Kelime anlamı olaraksa, genellikle ters kronolojik sırada (en yeni en üstte olacak şekilde) sıralandırılmış, tek bir sayfa üzerinde bir çok yazı gösterme esasına dayanan internet uygulamasıdır. ilerleyen senelerde "we" düşmüş, sadece "blog" olarak kullanılmaya başlanmıştır. Blog yazan kişilereyse "blogger" denilmektedir. Bir yazı yazıp gönderme işlemine de kısaca "bloglama" deniyor. ...devamı ☟

Blog kelimesinin özünde web-log vardır. Webloglara kısaca internette seyir defteri tutmak denebilir. Kelime anlamı olaraksa, genellikle ters kronolojik sırada (en yeni en üstte olacak şekilde) sıralandırılmış, tek bir sayfa üzerinde bir çok yazı gösterme esasına dayanan internet uygulamasıdır. ilerleyen senelerde "we" düşmüş, sadece "blog" olarak kullanılmaya başlanmıştır. Blog yazan kişilereyse "blogger" denilmektedir. Bir yazı yazıp gönderme işlemine de kısaca "bloglama" deniyor. 1997 yılından beri var olan bu uygulama, tasarımcı ve programcıların ilginç internet sitelerinin linklerini unutmamak için kendi sayfalarına yazmalarıyla başladı. 1999 yılında ortaya çıkan pek çok blog-yayınlama (blog publishing) aracıyla birlikte bloglama, programcılar arasındaki bir aktivite olmaktan çıkıp, en az bilgisayar kullanma becerisine sahip olan bir insanın bile anlayacağı kadar basit hale indirgendi. Daha önce bir yazıda blogların ne kadar çoğaldığını anlatmıştım. Technorati'nin 7,8 milyon blogu indekslediği, günde 30.000 - 40.000 blogun yaratıldığı düşünülürse, bloglar bu yüzyıla damgasını vuracak bir olay olmaya doğru gidiyor. Çünkü format çok basit; sıklıkla güncellenen, tek sayfa üstünde ters kronolojik yazılar.

Hangi konuda yazarlarsa yazsınlar, pek çok insan için bloglar kişisel dışavurum aracı haline geldi. Herhangi bir editoryal düzenleme görmeden, insanların içinden geldiği gibi, kendi düşüncelerini özgürce anlattıkları ortamlar oldu. Şu sıralar bloggerların da birer medya üyesi olduğu, her blogun kendi başına bir yayın aracı vazifesi gördüğü görüşü ortalıkta geziyor. Politika, günlük hayat, spor, teknoloji, müzik, yemek hatta dantel, hamburger gibi her konuda pek çok bloga rastlamak olası. Hatta bir çok büyük şirket CEO'sunun ya da şirketlerin kendi blogları olmaya başladı.

Insanları bir site tasarlamaktansa blog açmaya yönelten nedir peki? Bir site açmak için en başta domain ve host gibi teknik konulara para ödemek gerekiyor. Iş siteyi açmakla da bitmiyor, yazılarınızı yayınlayabilmek için temel bir program yazmanız, sitenize gelen insanların yazdıklarınız hakkında görüş bildirebilmesi için ayrı bir yorum sistemi kurmanız, görüntüsü içinse tasarım yapmanız gerekiyor. Blog sitelerinin güzelliği, sizi bu dertlerden kurtarmaları. Bir çok blog servisi hosting konusunda para talep etmeden, seçtiğiniz bir isimle sizi kendi alan adları altında host ediyor http://xxx.livejournal.com. Kurmuş oldukları otomatik yazı gönderme sistemleri sayesinde sizi programla, daha önceden hazırlamış oldukları şablonlarla da tasarım derdinden kurtarıyor. Bu şablonlar (hazır tasarımlar) istediğiniz zaman bir başkasıyla değiştirebileceğiniz şekilde hazırlanmış oluyor. Hatta üzerlerinde kendiniz oynayıp basit değişiklikler yapabilirsiniz. Eğer canınız tamamen kendi yaptığınız bir dizaynı kullanmak istersen, buna izin veren blog siteleri de mevcut. Birçok blog sitesinde hazır olarak gelen yorum sistemleri sayesinde de yazdıklarınız hakkında diğer insanların görüşlerini kolayca öğrenip, geribildirim alabiliyorsunuz. Yazılarınıza kimlerin link verdiğini gösteren trackback sistemleri bile var.

Insanlar blog sitelerinde genellikle tek başlarına yazsalar da, bir kaç insanın toplanıp beraberce yazdığı siteler de mevcut. Daha çok birbirini tanıyan ya da ortak bir özellikleri olan (yemek, şehir hikayeleri blogları gibi) insanların, ortak paydada toplanması olarak görebiliriz bunu. Bu tür bloglara community blog deniyor. Community blogları sayesinde insanlar internette sosyalleşme olanağı buluyor, kendilerini bir yere ait hissediyorlar. Yorum fasilitesi sayesinde aynı şeylerle ilgilenen insanlar tanışma ve tartışma olanağı da buluyor. Türkiye'de bloglarla ilgilenen insanları bir araya toplamak için kurulmuş bir de site bulunuyor, ve büyük bir hızla yoluna devam ediyor.

Uzun zamandan beri bu işle uğraşan ve blog dünyasında tanınan isimler bloglarından kitap çıkartmayı düşünür hale geldiler. Gazetelerde köşe yazarı olan kişilerin dahi insanlara daha hızlı ve çok ulaşabilmek adına blog siteleri var. internetteki hızlı link dolaşımı sayesinde daha önce hiç görmediğiniz insanların hayatları ve görüşleri hakkında bilgi sahibi olabiliyor, birçok konuya farklı açıdan bakan yorumlara erişebiliyorsunuz. Aynı şekilde kendi sesinizi de dünyaya duyurmuş ve bunu bir e-mail atma basitliğinde gerçekleştirmiş oluyorsunuz.

Türkiye'de bloglama genellikle online günlük tutma olarak görülse de, blog özünde kendiniz için tuttuğunuz notlar ve diğer insanların okumasını istediğiniz yazılardır. Bunlar insandan insana değişebilir; hayat, spor, çiçekçilik, biyoloji veya nanoteknoloji, seçim size kalmış.

Kaynak

Bildirceg.org

Âlem ’blog’ olmuş!

Yıllar önce, internette bedava web alanı veren sitelerden yararlanarak kişisel siteler yapmak gözdeydi. Zoom, Fortunecity, Geocities, Bravenet gibi sitelere üye olup, upuzun adresleri olan web sayfalarına sahip olmak, daha sonra bunları, CJB.net gibi, sitelerde kısaltmak, kısa adreslere sahip olmak yaptığımız şeylerdendir.

Ücretsiz sahip olduğunuz uzun domainler ve web alanlarına yapacağınız sayfaları oluşturmak için, ya web sihirbazlarından yararlanmak, ya da HTML öğrenmek zorundaydınız. FrontPage, kişisel web sayfası yapanların aklına ilk gelen yazılımlardandır. 2.0 ücretsiz versiyonu ile yapılan ilk sayfalar, daha dün gibi aklımda.

Şimdi ise, bir kaç yıldır esen ’blog’ fırtınası, bunların hepsini geride bıraktı. ’Blog’ kavramı, "weblog" kelimesinden türetilmiş, dilimize ise "ağ günlüğü" olarak çevirebiliriz.

Bugün dünyada ’blog’ların oluşturduğu evrene ’blogosfer’ (blogosphere) deniliyor. Son istatistiklere göre dünya genelinde 14.7 milyon blog var. Bu rakam Mart 2005’te 7.8 milyondu. Technorati adlı blog izleme sitesine göre, her saniyede yeni bir blog açılıyor. Bu rakamlar, blog fırtınasının ne kadar hızla estiğinin göstergesi.

Blogger, MSN Spaces, LiveJournal, AOL Journals, WorldPress, Movable Type gibi bir çok siteye üye olarak bir kaç dakika içinde kişisel blog açmanız ve düşüncelerinizi tüm dünya ile paylaşmanız mümkün.

’Blog’lar, her ne kadar "sanal günlükler" olarak tanımlansa da, ’blog’larda insanlar sadece günlük tutmuyorlar. İş hayatındaki tecrübelerini, yaşadıklarını, gezip gördükleri yerleri, arkadaşlıklarını, edindikleri yeni bilgileri tüm blog evreniyle paylaşıyorlar. ’Blog’ları bu kadar yaygın yapan şeylerden en önemlisi, "interaktifliği". Daha Türkçe söylersek, "etkileşimli" oluşu. ’Blog’çular yazdıklarına karşı okuyucularının ne düşündüklerini, hemen ilgili metinlerin altına eklenen yorumlarla öğrenebiliyorlar. Olumlu ya da olumsuz olsun; tepkinin, etkileşimin yararlı olduğu muhakkak.

’Blog’ların bir türü de ’moblogs’ olarak karşımıza çıkıyor. Daha açık ifadeyle, "mobil bloglar". ’Mobil blog’unuza cep telefonuyla çektiğiniz fotoğrafları ekleyebiliyor, yeni metinler yazabiliyorsunuz.

’Blog’ların yaygınlaşmasında en önemli atılımlardan biri, Google’ın web tarayıcılarına bir eklenti olarak sunduğu "Google Toolbar"a "BlogThis" butonunu koymasıydı. ’Blog’ların evreninden habersiz bir çok kişi, bu buton sayesinde ’blog’ denen yeni iletişim tarzından haberdar oldu ve kendisine bir blog açtı.

Blogger’da kendisine ’blog’ açanlar, "BlogThis" butonuna tıklayarak seri bir şekilde, ’blog’larına içerik ekleyebiliyorlardı. Bunun yanında internet kullanıcılarının fotoğraflarını paylaşmaları için Yahoo tarafından açılan Flickr adlı site ile Google’ın Picasa’sı ’blog’lara fotoğraf göndermek için çok iyi iki araç.

Bunun dışında sesli bloglar da son dönemin gözde akımlarından. "Voiceblog" veya "Audioblogging" denilen bu yöntemde, ses dosyalarını ’blog’lara yükleyip, tüm dünyadan dinleyici kitlesi edinebiliyorsunuz. Cep telefonlarıyla ya da bilgisayarla oluşturduğunuz ses dosyalarını paylaşmak yükselen trendlerden. Cepte sesli ’blog’un öncülüğünü Japonlar yapıyor şimdilik. (voiceblog.jp) Öncülüğün Batı yakasına geçmesi kaçınılmaz.

Bunun dışında "podcasting" denilen bir akım var. Bu yöntemle internette çeşitli kaynaklarda bulunan ses dosyalarını bilgisayarınıza ya da internet bağlantılı herhangi bir medya aracınıza indiriyor, dinliyorsunuz. Bir nevi "çevrimdışı radyo" olarak tanımlanan bu tarzın mimarı Adam Curry, bunun internetten ses yayını yapmanın sadece bir yolu olduğunu belirtiyor ve "podcasting"in radyo gibi bir şey olduğuna da katılıyor. "ipodder.sourceforge.net" adresinden sözkonusu yazılım indirilebiliyor.

Ses paylaşımı (Podcasting) için, çok kullanışlı bir site olan Odeo.com ise benim gözdem. "Podcasting" olayını kolaylaştırma iddiasıyla ortaya çıkan Odeo adlı sitenin yöneticisi Evan Williams. Gittikçe artan ilgiden memnun olduğunu gizlemeyen Williams, Odeo’nun amacını, "podcasting"i olabildiğince basitleştirmek olarak açıklıyor. "Podcasting" günümüzde o kadar basitleşti ki, Amerika’lı bir papazın bile vaazlarını milyonlarca kişiye bu yöntemle ulaştırdığı basına yansımıştı.

Başta belirttiğimiz, ücretsiz web sayfalarından, bugün ’blog’ eşiğini geçip "sesli web sayfaları"na ulaşmış bulunuyoruz. Dünyanın dev şirketlerinin COE’ları bile artık, daha samimi bir iletişim ortamı olan ’blog’larda yazıyor, ürün ya da hizmetlerine tepkileri ilk elden, ’blog’lara yazılan yorumlardan öğreniyorlar.

Siz bir dost tavsiyesi; vakit çok geç olmadan, kendinize bu evrende bir yer edinin!

Melih Bayram Dede

Linkler:

http://www.pctime.com.tr/detay.asp?ContentID=1422

Linkler

Blog siteleri http://www.netpano.org

blog

Almanca blog kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. on-line shared diary where people can publish diary entries about their personal hobbies or experiences; public online updated chronological entries of links to web sites and subjects with personal remarks by users, weblog

blog

Fransızca blog kelimesinin İngilizce karşılığı.
(m) n. weblog, blog, on-line shared diary where people can publish diary entries about their personal hobbies, or experiences; public online updated chronological entries of links to web sites, and subjects with personal remarks by users

salih - 5 yıl önce

cok tesekkürler emeginize saglık


ubeydullah - 3 yıl önce
Mükemmel, kapsayıcı açıklama olmuş. Teşekkürler.

ubeydullah - 3 yıl önce
Mükemmel, kapsayıcı açıklama olmuş. Teşekkürler.

ubeydullah - 3 yıl önce
Mükemmel, kapsayıcı açıklama olmuş. Teşekkürler.

Aliya Saxena - 1 yıl önce
There are many things that you should plan on coming to our Andheri Escort and be confident while having service because our escort girl knows how to read body language.

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Blog
3 yıl önce

Blog (Türkçe: ağ günlüğü, günce) veya Weblog (Türkçe: Ağ kütüğü) teknik bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan...

Blog, 1999, 2003, Blogcu.com, Blogger, Blogger.com, Dolar, Ekonomi, Fotoğraf, Geri izleme, Google
Google Blog Arama
3 yıl önce

Google Blog Search, Google şirketinin sağladığı bir hizmettir. Normal aramadan farklı olarak yaptığınız arama sadece blog sayfaları içerisinde yapılmaktadır...

Blog Konferansı
7 yıl önce

Blog Konferansı,[2007 yılında Microsoft Türkiye ana sponsorluğunda düzenlenen ve Türk blog yazarlarının buluştuğu organizasyondur. İlk toplantı 6 Kasım...

Blog Ödülleri
7 yıl önce

Blog Ödülleri , Dünya'nın her ülkesinde farklı kategorilerde blogları derecelendirmek için yapılan yarışmalardır. Kategorilerdeki en iyi blogları, internet...

Blog Haberciliği
7 yıl önce

Blog ya da weblog günlüğe benzemektedir, sıradan günlüklerden farkı İnternet üzerinden web 2.0 kullanarak yazılmış olmasıdır. İsteyen herkes, istediği...

Video blog
7 yıl önce

günlüğü, video blog veya vlog belli bir zaman aralığı dahilinde ve yine çoğu kez belli bir konuya bağlı olarak video kaydı yöntemi ile blog (günlük) tutulması...

Blog 27
7 yıl önce

kurulmuş Polonyalı pop müzik grubu. Before I'll die (2008) <LOL> (2005) Blog 27 videoları Blog 27 fotoğrafları[ölü/kırık bağlantı] Myspace'te Blog 27...

The BOBs (blog ödülleri)
7 yıl önce

The BOBs – Best of the Blogs (Türkçe: En iyi Bloglar) - Dünya üzerindeki blogları derecelendirerek ödül veren organizasyondur. Kurucusu ve sponsoru Deutsche...